Namaz, Oruç, Hac, Zekat gibi ibadetlerimizi nasıl yapılacağı ve şekli bizlere hadislerden gelmemiştir. Hanginiz namaz kılmayı hadislerden öğrendiniz bir sorun kendinize.
Bu tür ibadetler uygulamalı olarak geneli topluca yapılan ibadetlerdir. Ya babamızdan ya dedemizden ya hocamızdan öğreniriz ki onlar da bir üst nesil den öğrenir. Bu kültürel aktarım peygamberimize kadar uzanır.
Kabe’de peygamberimiz vefat ettiği günden beridir 5 vakit namaz kılınıyor. İslam coğrafyalarında peygamberimizden bu yana, namazı peygamberimiz nasıl kıldıysa kaç rekat kıldıysa şuanda öyle kılınmaktadır.
Orucu nasıl tuttuysa şuanda da öyle tutulmaktadır. Çünkü sürekli yapılan ve genelde toplu yapılan ibadetler olduğu için yalan dolan karışmadan günümüze kadar gelmiştir.
Hadisler peygamberimiz vefatından 200 sene sonra hazırlandı. Ne yani 150-200 sene namazı kılmak orucu tutmak zekatını vermek için Buhari’yi, Tırmizi’yi mi beklediler? Tabi ki de hayır.
Zekat, namaz, oruç, hac kültürel aktarım yoluyla saf ve hatasız bir şekilde günümüze kadar gelmiştir ve kıyamete kadar devam edecektir.
Biz hadisleri toptan alıp atmıyoruz. Sadece kuran süzgecinden geçenleri alıyoruz. Çünkü biz o Kur’an’dan sorguya çekileceğiz. Mahşerde Buhari’nin topladığı veya toplayamadığı hadis kitabına neden inanmadın diye sorulmayacak.
Biz Peygamberimizi de, onun güzide arkadaşlarını da, Buhari ve Tırmizi gibi gayret ve mücadele içerisine girmiş hocalarımızı da, Allah dostları tüm müminleri de severiz değer veririz. Ama bize Kur’an’ın koyduğu ölçüler doğrultusunda olur bu sevgimiz. Çünkü tüm sınırları Allah koyar.
Kur’an’ı hayatının DNA’sına yazan bir insan hiç bir şekilde yanlışa düşmez. Tek derdimiz bizim gördüğümüz bu hakikatleri diğer tüm din kardeşlerimizin de görebilmesi için gayret göstermektir.
Vesselam.
– Emre Kaya –
* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.
