mavi masam…
Maviye boyanmış, çakılarak yapılmış bir metre kare tahta masanın etrafında çöreklenmiş; masanın üzerinde upuzun bir radyodan nükseden sesin soluklarını; soluklarımızı keserek takip ettiğimiz milli piyango çekilişlerini…
Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bilmeden on liraya alınan bir piyango bileti… Yarım bilet; sanki servet çıkacakmışçasına beklediğimiz bir umut…
Saf çocukluğumuzun hayallerini ve büyük ümitlerin zarfı olarak gördüğü anacığımın umutlarının; o ince narenin radyonun hopörlerinden çıkan eveeet seslerinin muhatabı…
Sobanın üzerinde kestane yerine pişirdiğimiz patatesler, yine anacığımın kavurduğu, cevizle süslediği kayısı tatlımız… Pestiller, cevizler, üzümler…
Yirmi metre kare odada tahta masanın etrafında çöreklenmiş, sobanın etrafına sığmaya çalışan bizler; altı çocuk, anne-baba, babaanne-dede…
Her yeni yıl geldiğinde, bu perde gözümde tüllenir. Piyango biletleri haberleri biter gece yarısına doğru, biz hala “acaba unutuldu mu” “arada mı kaynadı” üzüntüsüyle otururuz kös kös yerimize.
Hiç hindi pişmedi bizde günah diye… Günahın da ne olduğunu bilmeden…
Bizim çevrede yaşayan ailelerin çoğu böyleydi. Keşke tek işlediğimiz günah bu olaydı da, sadece bunun hesabını vereydik. Ahh nasıl geldik, ne ara geldik cehennem gibi günahların arasına… Rabbim’in hükmü geçmeden, günahın hükmü geçti üzerimizden. Tek yiyeceğimiz hindi olaydı da günah olarak, hakkın, hukukun günahını işlemeseydik…
21’e girerken çok günahlar biriktirdik, görkemli evlerimizin, ceviz masalarımızın başında. Namazlarımızı da vakti vaktine eda ederken “vayy o namaz kılanların haline…” diyen, Rabbim’in hitabına kulak vermeden geçirdiğimiz yıllar…
Ah bu yılımız, gerçekten yeni olsun. Yeni bir anlayış, yeni bir karar, yeni tutku, çaba, yeni sorumluluk…
Ahh her şeyimiz yeni olsun, kırılganlığımız, darılganlığımız, bencilliğimiz, sorumsuzluğumuz…
Yeni olsun adaletimiz, hidayetimiz, vefamız, ifamız…
Zenginliğimiz, bolluğumuz, rahatımız, rehavetimiz; ataletin, sorumsuzluğun arasında gözlerim seni arıyor mavi tahta masam…
Bu kadar rahatın arasında İslam edebiyatı yaparken lakaytçasına… Yetmiyor bahanesinin altında kalan garip-guraba-yetimin hakkını hesaplamadan…
Senin üzerindeki o incecik radyodan çıkan haberlerin sıcaklığını ve bekleyişin umutlarını özlüyorum…
Bizler; kaybettiğimiz umutları, geride bıraktığımız sorumlulukları, vazifemiz “vazgeçilmezimiz”dir. deyip tekrar kalkalım ayağa…
Ve kaldıralım yorgun yürekleri…
Tutalım ellerinden…
Yine….
yeniden…
hep beraber….
Güzellikleri yakalamak ümidiyle…
HAYDİ!!!
Yenilenen yılımız kutlu olsun…
İclalgül Gölgeli
* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.
Harika emeğine sağlık ablacım tekrar tekrar okuyorum
Film şeridi gibi yaşananlar yaşatılanlar ancak söze dökülemeyen içimde birikenler , sizi okurken daha ne denir ki diye boğazıma dizilenler 😌
Sevgi ve muhabbetle 🌹
Çok güzel… kaleminize sağlık
Kaleminize yüreginize saglik cok begendim.devamini bekliyorum yazilarinizin
Her bir satırı çok anlamlı….Yüreğinize,kaleminize sağlık….
Harika sözler emeğine sağlık çok beyendim sorumluluğu eski yaşantımızın bu kadar güzel anlatılmaz
Şimdiye kadar okuduğum en güzel yıl başı yorumuydu. Elinize yüreğinize sağlık.
Cok begendim kaleminize yureginize saglik devamini sabirsizlikla bekliyorum
Her satırı çok anlamlı yüreğinize sağlık İclal teyzeciğim
Beni aldı çocukluğuma götürdü,sonra geçen yıllara nede çok şey fark etmedin doğru bildiğimiz yanlışlar oldu ,,,,,
Yeni yıla yenilenmek kararları ile girmek için okunacak ders çıkartılacak bir yazı teşekkür ederim İclal ablacım💞
Efsane bir bakış açısı çok etkileyici yüreğinize sağlık ablacığım 😊
Emeğine sağlık abla çok güzel anlamlı ailedeki sıcaklığı anlatmak bu kadar güzel anlatılmaz 2022 daha hayırlı doğru düşünen nefsani değil Allah adına karar almak bismillahirrahmanirrahimi hayatına koymak olur inşallah teşekkür ederim sözlerine emeğine sağlık