DENEMELER

Covid Günleri

Bel ağrısı ile başladı, öyle belim ağrıyordu ki, “bel fıtığım kötüleşti” diye düşündürdü… Bacaklarım, eklem yerlerim de ağrıyordu, bir randevu almalıydım beyin cerrahisinden. Tabii hemen alamadım… Bir kaç güne geçer mi ki, diye düşünürken, ağrıların ardından, burun akıntısı, kuru öksürük, ateş, ateş ile sıtmalanma geldi.

Pazartesi gecesiydi, o gece yaşadığım ağrının, tarifi yok. Ayak tırnaklarımın ucundan saç tellerime kadar her yerim ağrıyordu. Bir ateş bir üşüme geldi tüm gece ve her gözümü ağrı ile açtığımda Rabbim bu ağrı böyle devam ederse nasıl dayanırım diye düşündüm. Ağrı eşiğimin yüksek olduğunu söyler doktorlar, ağrı eşiğim böylesi yüksek iken böyle bir ağrı hissediyor isem…

Sabah biraz daha iyi gibiydim fakat gün içinde ağrılarım, ateşim tekrar nüksetti ve yediğim yemeğin tadını almadığımı fark ettim, olabilir miydi? O gece de ateşli sıtmalı ağrılı geçti. Çarşamba sabahı hastanede aldık soluğu. Yapılan testler sonucunda kan testim negatif geldi, ohhh derin bir nefes almıştım, şükür atlattık diye düşünürken, bir kaç saat sonra eşim telefon ile arayıp, sürüntü testi sonucu olarak “nurtopu gibi bir covidim” olduğu müjdesini verdi. “Eh nasılsa olacaktık zaten” diye düşündüm.

Eşim de bir şey yoktu ve hastalığım sürecinde şirkette kalma kararı almıştı. Çocuklar yanına geleceğiz diye tutturdular, gelmeyin gelirseniz de almam eve dedim, onlara da bulaştırırsam tedirginliği yaşamak istemiyordum.

Karantina süreci başladı. Perşembe sabahı sağlık ekipleri gelip ilaçlarımı verdi. İlaç olup, iki tane ilaç. Birinden 8+8=16 tane yutacağımı fark ettiğim an nasıl yani oldum. Yan etkilerine baktıktan sonra da karar verdim içmeyecektim, zaten bu ilaçlar yüzünden kalp krizi geçirildiği de söyleniyordu. Doğal yollarla bağışıklığımı kuvvetlendirerek bu süreci atlatmaya karar verdim. D ve C vitamini desteği bol sıvı, bitki çayları, bal, polen vb. karışımlar ile kendimi desteklemeye çalıştım.

Gerçi eşim, çocuklar ilaçları içmiyorum diye telefonda ültimatom çekiyorlardı ama dinlemiyordum. Virüs çok halsiz bırakmıştı. Sürekli yatıyordum, arada ihtiyaçlarım için kalkıyor, tekrar geri yatıyordum. İlk karantina günü o kadar çok telefon geldi ki, abartısız yaklaşık 12 saat boyunca telefon hiç susmadı, konuşacak takatim kalmamıştı artık, rahatsız etme modunda tuttum telefonu, sonraki bir kaç gün.

O süreçte aradık ulaşamadık diyen arkadaşlardan özür diliyorum, fakat gerçekten konuşacak takatim yoktu. Cuma gecesi otururken birden nefes almakta zorlandığımı hissettim, hafif yollu bir panik oldum, ‘ilaçları içsem böyle olmaz mıydım acaba?’ diye düşündüm, ne yapacağımı bilmiyordum, camları açtım nefes almaya çalıştım fakat hayır çok zor nefes alıyordum.

Arkadaşın söylediği, kekik buharı aklıma geldi, hemen su koyup ocağa kekik ile buhar yaptım. Yaklaşık 45dk. boyunca ocak başında kekik buharını içime çektim. Hamd olsun nefesim biraz düzelmişti.

O gece nasıl geçecekti, yatmaya korkuyordum, oturduğum yerde sıtmalanmış bir vaziyette sabahı ettim. Sabah biraz daha iyiydim geceye göre, cumartesi gecesi tekrar nefesim sıkıntıya girdi, yine kekik buharı fakat bu sefer sıkıntım çok hafiflemedi. Uyku abnesinden dolayı evde oksijen cihazı vardı ve onu takıp oksijen almaya çalıştım. Bir süre cihaz ile nefes almak nefesimi düzeltmişti. O gece de oturduğum yerde uyuyarak sabahı ettim.

Güne her gözümü açtığımda “Hamd olsun Rabbim, bu akşam da sabah oldu” düşüncesi ile uyanıyordum. Ölmek düşüncesi değil, nefessiz kalıp boğularak ölme düşüncesi çok kötüydü. Dakikası dakikasına uymayan bir hastalık, iyi hissediyorum derken birden seyriniz değişebiliyor.

Hastalığın en güzel yanı insanların gözündeki yerinizi görmek oluyor. Binlerce kere hamd olsun ki, bir çok insana, arkadaş, dost, abla, hoca olmuşum. Hiç ummadığım yüreklere dokunmuşum, o yüreklerde yer etmişim, o yüreklerden gelen dualar, sevgi dolu söylemler, hastalık içinde yakıtım oldu. Bazı umduğunuz yürekler de, yer etmediğinizi fark ettikleriniz de oluyor tabii. Etrafınızdaki kişileri daha net görür oluyorsunuz. Hamd olsun ki, bunların sayısı çok ama çok az. Güzel dostlar, güzel insanlar biriktirmişim etrafımda, bunu görmek çok büyük bir zenginlik.

Yalnız başına karantina hem zor, hem iyi, zor çünkü bazen öyle anlarınız oluyor ki, bir bardak su almaya takatiniz olmuyor. İyi, kimseye bulaştıracağım derdiniz yok, bir odaya tıkılıp kalmıyorsunuz ev size ait. Yemek işini ne yaptın? diye soruyor arkadaşlar. İlk önce karşı komşum, Rabbim ondan binlerce kere razı olsun, her öğün tabağımı hazırlayıp kapıya bıraktı. O tabak gelmese sanırım olan yemekleri ısıtmaya bile kalkamayacaktım. Ve diğer arkadaşlarımda yemek yapıp kapıya bırakıp gittiler. Az toparlanmaya başlayınca dışardan söyledim bir kaç. İnternet üstünden ödeme kapıya bırakılmaca. Kimse ile temas etmeden. Bu tarz uygulamalar böyle zamanlarda can kurtaran konumunda. Karantinayı bitirdim. Hafif halsizlik arada bir öksürük dışında pek bir şey kalmadı. Doktor bir süre daha devam edebileceğini söyledi bu durumun.

Bugünüme Hamd olsun, umuyorum ki zorlu kısım bitti. Virüsü evde geçirmiş biri olarak hırpalandım, hastanedekileri düşünemiyorum. Fakat paronoyak olmadan, kurallara uyarak ve bağışıklığınızı destekleyerek bu süreç atlatılabiliyor.

Bu virüs ile yaşamayı da öğrenmemiz gerekiyor. Bu virüsün gideceği yok çünkü. Herkese bir şekilde bulaşacak büyük ihtimalle. İş bu süreci hafif atlatabilmek. Bu da, bağışıklığınızı kuvvetli, yaşam enerjinizi yüksek tutmanız ile mümkün. Evham, negatif düşünce bağışıklığı düşürüyor bildiğiniz üzere. Hastalığınızı duyan herkes arıyor, bu çok güzel fakat kimden geçti, nereden buldun vb. bir çok soru ile sizi zorluyorlar.

Benim gibi konuşmayı seven birini bile zorladı. Kimden, nereden geçti, ne önemi var… Geçmiş bir yerden, birilerinden, zaten çoğunluk bilmiyor nereden geçtiğini. Konuşmayı uzatarak hastayı zorladığınızı fark etmiyorsunuz, fark edin!

Arayın iyi niyet ve dualarınızı söyleyin ki; bu hasta için moral kaynağı oluyor ama yukarda dediğim gibi uzatmadan, özellikle ilk hafta çok zorlayıcı geçiyor hasta için. Sevildiğini, önemsediğinizi gösterin çünkü kişinin sağ çıkıp çıkmayacağını bilmediği bir savaş verilmekte. Sevgi, tüm ilaçlardan çok daha etkili…

Süreç sevdiklerim yanımda olmasa da yanımda olduklarını hissettirerek geçti, hastaneye düşmeden karantina bitti, elhamdulillah. Hastalık sürecinde aklımda olan şeylerden biri de, bu hastalığın, mahşerin provası gibi olmasıydı. Herkes birbirinden kaçıyor bu süreçte, siz kendiniz ile başbaşasınız. Yalnızsınız. Rabbinize sığınıyorsunuz. Özünüze dönüyorsunuz. Her musibet, bir rahmet barındırır içinde bunu görüyorsunuz. Rabbim bu süreci herkes için şifa vesilesi kılsın, yaşadıklarımızdan farkındalık ile çıkmayı nasip etsin.
Sağlık ile kalın…

Yeşim Mızrak Gemici

Tepkinizi İfade Edin
Like
Love
Haha
Wow
Sad
Angry

* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.

Yeşim Mızrak Gemici

1971, Şubat, Bursa doğumlu Yeşim Mızrak Gemici; evli ve 2 çocuk annesi, ilişki ve evlilik danışmanı ve profesyonel yaşam koçudur. Ayrıca 2000 yılından beri Kur'an Talebesidir. Okumayı, seyahat etmeyi, psikoloji ile ilgili araştırmaları sever. İnsan ayetini okumaya meraklı, dünya da yolcudur...
4.1 17 Oy
Gönderiyi Puanla
Abone ol
Bildir
guest
23 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları gör
Neziha Yıldırım
Neziha Yıldırım
3 yıl önce

Çok geçmiş olsun yeşim hanım, yazılarınızı severek okuyorum, hastalığa yakalandığınızı duyunca üzüldüm yazıyı okurken yaşadığınız deneyim bana da çok şey kattı çok büyük geçmiş olsun…

Ömer Musab
Ömer Musab
3 yıl önce

Çok Geçmiş Olsun Yeşim Hanım. Yazılarınızı Severek Takip ediyoruz.

Nurettin Gülümser
Nurettin Gülümser
3 yıl önce

Gelmiş geçmiş olsun Yeşim Hanım, Allah’tan acil şifalar diliyorum.

Yıldız Ferda Akbaş
Yıldız Ferda Akbaş
3 yıl önce

Çok geçmiş olsun farkındalık yaratan uyarıcı faydalı bir yazı olmuş emeğine sağlık

Yasemin Yazal
Yasemin Yazal
3 yıl önce

🙂Değerli din kardeşim, gözlerim dolu dolu okudum. Önce çok çok geçmiş olsun diyorum. ..Ve yaşamınızdan bir kesit olan günümüz için oldukça önemli bilgiyi.. abartmadan-suçlama yapmadan paylaşmanızdan dolayı gönülden teşekkürlerimi sunuyorum.
Ailenizle birlikte sağlık, İÇ HUZURLU bir ÖMÜR diliyorum.
🌿🌹🌿🌹🌿

HlyD.
HlyD.
3 yıl önce

O kadar güzel anlatmışsınız ki Yeşim hanım muhteşem.. çok geçmiş olsun 🙏🏼

Özlem Karaağaç
Özlem Karaağaç
3 yıl önce

Çoook geçmiş olsun …Rabbim acil şifalar versin…Rabbimden Senin gibi güzel bi insana bereketli,sağlıklı,huzur dolu yıllar diliyorum🤗🌹

Yasemin Çam
Yasemin Çam
3 yıl önce

Tekrar çok geçmiş olsun Yeşim ablacım😘🤗 o kadar iyi yapmışsın ki yaşadıklarını paylaşmakla yaşayanlara ışık olacak. Rabbim hepimizi koruyup kollasın.

M Ali ÇOBAN
M Ali ÇOBAN
3 yıl önce

ŞİFALAR DİLİYORUM

YaseminGül
YaseminGül
3 yıl önce

Çok çok geçmiş olsun Yeşim Hanım…öyld acık, oyle net,öyle duru ifade etmişsiniz ki sanki yanınızdaymışız gibi bende kendimde ayni surecleri yaşıyor gibi hissettim okurken …Rabbim.bu süreci hafif atlatanlardan eylesin…Ve tüm hastalarımıza şifa ve kayıplarımız için Allahtan rahmet ailelerine sabırlar diliyorum. Sağlıcakla kalalım…fili duâya devam…( temizlik +maske+ mesafe)

Ayşe bulut
Ayşe bulut
3 yıl önce

Geçti şükür yeşim hocam

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
23
0
Düşüncelerinizi bildirmek ister misiniz, lütfen yorum yapınx