Post-Truth Döneminde Doğru-Yanlış Algımız
Büyük (yanlış) bilgi ve anlatı savaşı zamanlarında, ideolojik bölünmenin her iki tarafında en fazla yardıma ihtiyaç duyanlar, bilgide kesinlik iddia edenlerdir.
Her iki tarafta da tüm bilgilerin ve ‘gerçeklerin’ aktarıldığı kanalların önceden anlaşmalı bilgiler olması ve gündemin saptırılmasına yönelik ise kesinliği nasıl sağlarsınız? Her iki tarafta da olguları ve ‘nesnelliği’ kendi konumlarını güçlendirmek için nasıl kullanıldığını görmüyor muyuz?
Herhangi bir anlatıya tamamen bağlı kaldığımızda, ötesinde bir olasılığa açıklık duymadan nesnelliği koruduğumuzu iddia edebilir miyiz?
İdeolojik aşiretçilik yerine bugün en çok ihtiyaç duyulan şey, göreli cehaletimizin eski, derin gerçeğinin yeniden canlanması ve yeniden dirilişidir. Yani geri dönmeli ve ‘Bilmiyorum’ diyebilmemizdir.
Öyleyse ve ancak o zaman, kesin olarak sahip olabileceğimiz şeylere geri dönmeye başlayabilir ve genellikle çoğu insanla hemfikir oluruz ve daha sonra sağlam, güzel ve doğru bir şey inşa etmek için zorlu ama gerekli göreve başlayabiliriz. Bu post-doğruluk döneminde ne kadar mümkün olursa tabiki.
Çeviri, Düzenleme: Özlem Adıyaman
* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.