Ölmek İstemiyorum !!!
Kadın olmak her çağda zordu, zor oldu.Kadın, diğeri , yarısı, eşi olarak görmeyen erkekler tarafından hep sömürüldü. Kadın haklarını islamiyet ile kazandı, Rabbim ona verdiği değeri ayetleri ile gösterdi. Üstünlüğün cinsiyet, ırk, soy , sop ile olmadığını, üstünlüğün sadece takva yani sorumluluk bilinci ile olduğunu bize tekrar tekrar hatırlattı.Allah’ın kadınlar ile ilgili bakışı netti ve kadın dişiliği ile değil, kişiliği ve sorumluluk bilinci ile ön plana geçiyordu. İşlerine gelmedi bu durum. Ayetleri değiştiremediler, uydurma hadisler ile kadını yine erkeğin kölesi haline getirdiler. “Allah’dan başkasına secde edecek olunsa kocana secde edin derdim” “ Bir kadın kocası onu devenin üstünde iken bile çağırsa , gidip onun ihtiyacını gidermek zorundadır” “Kocasının gönlünü yapmayan kadına melekler sabaha kadar lanet eder” “uğursuzluk üç şeydedir, kadın , ev, at” vs, vs..En acısı da neydi biliyor musunuz,uydurdukları hadislere kadınları da inandırdılar. Kadınlar kendilerini eksik gördü, sonuçta saçı uzun aklı kısaydı onların. İtiraz edenler , hayır değiliz diyenler , toplumca susturuldu. Erkeklik kutsandı, kadınlık ayaklar altına alındı. Erkeklerin hizmetinde kullanıldı durdu, hâlâ da kullanılıyor.
Dün tüm medya da, Emine Bulut’un “ölmek istemiyorum”kızının ise “Anne ölme “ çığlıkları yankılandı.. Emine Bulut öldürülen tüm kadınların sesi oldu; “ Ölmek istemiyorum “ Kızının sesi de geride kalan evlatların “ Anne ölme” !.Ne yardımına koşan oldu, ne yardım çağıran.Kaçarcasına terk etti bazıları mekanı, biri de film çekimi var da ,onu çekiyor gibi çekti görüntüleri.Giden canın, evladın çırpınışları kaldı sadece…
Kadını malı olarak gören erkek zihniyeti, eşi ondan ayrılsa da , ki ayrılmasa bile onun malı değil eşidir,onu yine kendine ait sanma hastalıklı zihniyeti yüzünden öldürülüyor. Erkek eşinden ayrılınca , ayrılmadan ona ait olan yaşantısını devam ettirirken , kadın erkeğe köle kılınıyor.. Bu köleliklerin farkında olmadan istekli olarak yapılanları da var elbet, fakat bu başka bir yazı konusu.Bugün ki konumuz bu değil.
Kölesini kaybeden erkek, kaybetmişliği sindiremiyor, her şekilde kadının hayatında olmaya devam ediyor, olmak İçin zorluyor, olmadı mı, öldürüyor.. Öldürmek kolay nasılsa, cezalarda hafif, iki boyun büküp, iyi hal gösterdimi yırtıyorlar burada ki mahkemeden nasılsa. Unuttukları mahşerde ki mahkeme. O öldürülen kadınlar Ne İçin öldürüldüklerini sorduklarında , Rabbim o kadınların vasisi olarak mahkemeye baktığında Ne diyecekler?
İnsan olmak kolaydı, seveceksin, sayacacaksın, gözeteceksin, hak yemeyeceksin, fıtratını temiz bulduğun gibi , koruyacaksın.. Biz insan olmayı değil beşer olmayı seçtik..Beşer olmak, aşağıların aşağısı olmak bilmedik, bilsek de çok işimize gelmedi..Erkek olmayı ayrıcalık sandık.Seçmediğiniz cinsiyetiniz yüzünden ayrıcalıklı olduğunu düşünmek , buna inanmak.Eğer düşündüğünüz gibi ise o zaman haşa Allah kadına haksızlık mı etti. Haşa, sümme haşa..
“Kadın insandır, biz erkekler ise insanoğlu” diyen Neşet Ertaş üstad ne güzel demiş..Kadın içine, yüreğine ,dünyayı sığdırdı, siz ona bu koca dünyada bir yer bulamadınız..
“Ölmek istemiyorum “ diye haykıran Emine Bulut son olsa keşke, ama olmayacak.. Bizler de iki gün sonra unutup normal yaşantımıza döneceğiz.Bir veri , bir isim olarak kalacak Emine Bulut. Geride kalan evladı ömrü boyunca o travma ile yaşayacak bilmeyeceğiz. Biri daha öldüğünde aklımıza gelecek , ya da ölüm yıldönümün de medya hatırlatacak bizlere.. Duyarlılığımız , hassasiyetiniz, üzüntülerimiz de çağ gibi hızlı, değişken.. Değişsede duygularımız ,duymaz olsak da 0“ölmek istemiyorum “ çığlığı gökyüzüne de yankılanıp duracak , kıyamete kadar.
* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.