MAKYAVELİST DÜNYA’YA KARŞI İSLAM
Makyavelist düzen diyor ki:
– Siyasal oyuna katılmak istiyorsanız ellerinizi kirletmeye hazır olun.
HİLECİ İDARE
– Hükümdar bağışlayıcı, imanlı, insancıl ve dindar görüntü vermelidir. Sadece böyle görünmesi iyidir, böyle olması iyi değildir.
– Prens verdiği sözü tutmalıdır. Ancak şartlar değiştiyse tutmayabilir.
– Zaman zaman halkı aldatmak gerekebilir. Nasıl olsa hile yapmak zorunda kalacaktır, hile yapmadığı görüntüsünü yaratmak için elinizden geleni yapar.
– Hükümdar her zaman danışmalıdır. Fakat başkalarının isteğine uyarak değil, kendi istediği zaman danışmalıdır.
KORKU REJİMİ
– Yönetimindeki kişilere sözünü geçirebilmelidir. Mümkünse hem sevilen hem de korkulan bir prens olmak iyidir. Korkulmak daha önemlidir. İnsanoğlu korktuğuna sevdiğinden daha çok ve daha iyi hizmet eder.
– İnsanlar küçük darbelerin intikamını almayı düşünür ama büyük darbeler karşısında sinerler.
– Başarının koşulu, iknadan çok zora başvurmaktır.
AHLAKSIZ
– Siyasal amaca ulaşmak için her türlü ahlaksızlık yapılabilir. Dürüstlük gerekmez.
– Ahlakı fazla takmayan, halka yalan söyleyen, her türlü ahlak dışı yolu ve aracı kullanarak halkı kandıran siyasetçi başarılı olur.
ACIMASIZ YALANCI
– Devlet, duygularına kapılmadan ve acıma duygularını bir kenara bırakarak yönetilir.
– Bütün büyük işleri sözünde durmayanlar, yalancılar, arkadan vurucular, acıma duymayanlar başarmışlardır. Dolayısıyla halkı aldatmak için her yalan söylenebilir.
HER YOL MUBAH
– Siyasette başarıya ulaşmak için her yola, her araca başvurmayı siyasetin gerçeği olarak benimser.
– Amaca giden yolda her şey mubahtır. Ancak her araç derken, bu araçların ahlaki, hukuki ve hatta dini bir sınırı yoktur.
– Eğer ki bir yol başarıya gidiyorsa o amaç uğruna yapacağınız her türlü şey doğrudur, yasaldır ve ahlakidir.
DALAVERECİ ÇIKARCI
– Her türlü dalavereyi çevirebilir, olayları gerektiği gibi saptırabilir.
– Elindeki siyasi gücü sınırsız bir şekilde kendi çıkarları için kullanabilir.
– En önemli ve temel amaç gücünü devamlı olarak artırmaktır. Bu amacı gerçekleştirmek için kullanılacak her araç yasaldır.
DİN, AHLAK, HUKUK
– Din, ahlak ve hukuk devlete bağlıdır. Amacı gerçekleştirmek için gerektiğinde devlet bunları alet olarak kullanır. Devletten bağımsız ahlak ve hukuk düşünülemez. Devletin bittiği yerde, hukuk da ahlak da biter. Hukuk ve ahlak devlet için vardır.
KORKU VE BASKI DEVLETİ
– İnsanlar hafif baskılara karşı intikam almaya kalkarlar, fakat ağır baskılara karşı direnemezler. Bir insana baskı yaparken öyle davranmalıdır ki, intikam almaya olanak bulamasın.
– Hükümdar hem sevilen hem korkulan bir insan olmalıdır. Bu iki özellik bir arada bulunamıyorsa birinden vazgeçilecekse korkulan insan olmak iyidir.
İslam diyor ki:
HAKİKAT
– Hakikat, Hak olan Allah’ın indirdiği Kitaptır.
– “Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse kâfirdir (Maide 44), zalimdir (Maide 45), fasıktır (Maide 47).”
– Zalimin zulmüne susarak dahi ortak olunmaz.
– Hiç bir fert, aile, sınıf veya zümre Allah’ın otoritesine ortak olamaz.
– Dini olan ve dini olmayan (La dini) ayrımı, Allah’ı dünyanın ve ahiretin tek otoritesi telakki eden, hâkimiyeti kayıtsız şartsız O’na has kılan bir siyasette geçersizdir.
HUKUK VE ADALET
– İslam, devlet bazında adaleti, fert bazında hürriyeti ele alır.
– Devletin dini adalettir. Adaletin tersi zulümdür.
– Fıkıhtan bağımsız bir siyaset, hayattan bağımsız bir ilim, ibadetten bağımsız bir siyasi mücadele mümkün değildir.
– Devletin hedefi; evrensel adaleti toplumda geçerli kılmaktır.
– İslam hukuku, dokunulmazlığın ve imtiyazın olmadığı bir hukuktur. Yürütmenin başı ve kanun uygulayıcıları dâhil herkes, hukuk önünde eşittir.
ÖZGÜR BİAT, YETKİLİ ŞURA
– Özgür Biat ve Yetkili şura; adaletin iki ayağıdır, tersi zulümdür.
– Toplumun kafası tek bir kafa değil, bireylerin kafaları toplamıdır.
– Şura, akılların saf tutmasıdır, akılların birbirlerine bereket katmasıdır.
– Biat ve şura yok olunca adalet de kaybolur, yerini zulüm alır. İmtiyazlar türer ve hazin, devlet adlı örgütün çiftliğine dönüşür.
İSLAM’IN UYARI GÖREVİ:
“EMRİ BİL MAĞRUF NEHYİ ANİL MÜNKER”
– Bizi uyarmazsanız sizde, sizi dinlemezsek bizde hayır yoktur (Hz Ömer)
– “Emri bil Mağruf, nehyi anil Münker” farzı, müstakil bir farzdır. Bu farz herkes içindir. Kimse bu farzı terk edemez. Allah’ın bütün emirlerini yerine getirse bile, bu farzın gereğini yerine getirmezse, eksik sayılır.
AZMIŞLARLA SAVAŞILIR
– Kavga ve savaşlar din gerekçesiyle yapılmaz. Azmışlık ithamıyla yapılır, kâfirlik ithamıyla değil.
– Dindarlığın insanlar arası ilişkilerde değer ölçüsü yapılmasına Kur’an son vermiştir.
EHLİYET VE LİYAKAT
– Sınırsız ve sorumsuz siyaset sineklerine yönetim ve yetki verilmez. Bizden olsun da çamurdan olsun, düşüncesi reddedilir.
– Öz olarak: Layık değilsen talip olma, ehliyetli isen sorumluluktan kaçma…
Rabbimiz! Lütfen bizi Makyavelist düzenlere mahkûm ederek imtihan etme. İslam’ın özgürlük ve barış ikliminde yaşamak için bize mücadele bilinci ve gücü ver.
Biz Seni sınırsızca övüyor ve çok seviyoruz Allah’ım.
Hayırlar diliyorum
Ankara, 30 Mart 2018
Orhan Arslan
* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.