Modern Dünya’nın Kaybedeni Erkekler
Erkekliğin ve kadınlığın net olarak ayrıştığı zamanlar vardı, çok da eski olmayan, belki 3, 4 nesil öncesi. Erkeğin dışarıda çalıştığı, para kazandığı, ava gittiği, dağa oduna gittiği zamanlar…Evine güçlü, başarılı; tam bir erkek gibi geldiği zamanlar… Sevdiklerinin ise minnetle, şükranla karşıladığı zamanlar… Kadınların eşlerini evimin direği diyerek sevdiği zamanlar…
Köyden şehre göç ve zamanla yaşadığımız şehirleşme binlerce yıldır vahşi doğayla mücadele eden, ekmeğini oradan kazanan ve ailesini koruyan, cazibesini vahşi doğadaki mücadelesine borçlu olan erkeği değiştirdi. Pala bıyıklı, geniş omuzlu, cüsseli, iri hatlı, kalın sesli erkekler yok artık. Çünkü fıtrata uygun doğası yok.
Bu dünyada kimsenin onun yaratılışına konan erkeksi yanlarına ihtiyacı kalmadı. Modern çağ her iki cinse darbe vurdu ama özellikle erkekliğe. Artık hiçbir şeyi sadece erkekler yapmıyor. Para kazanmak mı? Kadınlar da kazanıyor. Evi ısıtmak mı? Paradan bahset, bir düğmeye bakıyor. Eve ekmek getirmek mi? Hakeza. Otomobil mi? Her ikisi de kullanıyor. Daha hızlı ve seri kullanmakla övünüyorlar ama bu tahtlarının da kısa sürede yıkılacağına eminim.
Dış dünyanın tüm bilgisini elinde tutan erkek, tüm kazanılmış haklarını devreden erkeğe evrildi. Bu evrilme erkeklerin vücudunda da kendini gösterdi. Daha feminen erkek modeli tüm dünyada hızla yayılıyor. Elleri küçük ve zarif. Yeni erkeğin hatları daha yuvarlak ve küçük. Kas çalışarak irilmeye çalışıyorlar ama nafile. Sesleri ince ve titiz; naifler, kırılganlar ve bence her yerden kadınlar saldırıyor üzerlerine. Buna hiç hazır değillerdi. Kendilerinden daha eğitimli kadınlar var ve daha yırtıcılar. Erkekler ağır ağır hareket ederken onlarla beraber şehre göç eden kadınlar hızlıydı, eğitildiler ve öne çıktılar. Sonradan kazandıkları tüm haklara hırsla sarıldılar.
Modern çağ, erkekleri köşeye sıkıştırdı. Hırçınlar, çünkü kadınlar üzerlerine çok gidiyor; medya üzerlerine gidiyor. Bence ülkede çocuklarına fiziksel ve duygusal şiddet uygulayan annelerin sayısı çok yüksek. Ama medya eşini döven erkek haberleriyle dolu. Özellikle cinsel taciz haberleri erkekleri potansiyel sapık yapıyor. Ama biz babamızı, eşimizi, oğlumuzu biliyoruz. Hayır, öyle değiller. Kur’an-ı Kerim de çok sevdiğim bir ayet var.“Biz sizi erkek ve dışı olarak yarattı ki, birbirinizde sükuna eresiniz.”
Kadınlar intikam alıyorlar. Annesinin kadın olduğu için ezildiği hikayelerle büyüdüler ve şimdi sıra onlarda. Erkeklerin kendileri dışında hiçbir şeylerini istemiyorlar. Bugünün erkeğinin çektiği işkenceyi geçmişte ataerkil aile yapısındaki gelinler çekmedi, emin olun. Bugünün dünyasında her şey kadının mutluluğu, egosu etrafında dönüyor. Düğünler, özel günler, merasimler. Hepsi kadının bitmek bilmeyen açlığını doyurmak için.
Kapitalizm, kadının bu çılgın halini besleyen en büyük düşman. Kapitalizm için kadın ciddi bir pazar. Çünkü fıtratındaki süsleme, güzelleştirme, beğenilmeyi kapitalizm bizden daha iyi okuyor ve kadınlar bu pazarda her şeyi hızla tüketirken, erkekleri de tüketiyorlar. Hem de erkekler bu kadar kadın dünyasına yaklaşmış, evrilmişken.
Televizyon kanalları egosu şişmiş aç kadınları ve onların yanında sinmiş erkekleri servis yapıyor. Anneler bundan çok memnun, her yerde reklam yapıyorlar “kızı olmalı insanın” diye. Önceden oğlu olmadığı için üzülenlerden, şimdi kızı olmadığı için üzülenlere evrildik.
İki oğul annesiyim. Henüz çok minikler. Onlar büyüyene kadar dünya nereye evrilir bilmiyorum. Ama görünen o ki önümüzdeki yıllar onlar için zor görünüyor. Onlar adına duamdır: “Rabb’im hayatlarına erdemli, egosu kapitalizmin hormonlu pazarıyla şişmemiş, fiziki güzelliğine tapmayıp, ruhunu güzelleştirmeye çalışan, kitap ve doğa aşığı, alışveriş merkezlerinde geçirdiği süreyi minimum tutup, fazlasını israf sayan, her şey benim için koca benim, çocuk benim, eğlence benim demeyen öz benini terbiye etmiş, anaç yanını geliştirmiş, hem eşini, hem çocuklarını şefkatiyle, merhametiyle kuşatan, elleri ve yüreği öpülesi bir eş nasip etsin. Etsin ki Kuran’ın anlatımıyla birbirlerinde sükuna ersinler.
* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.