DENEMELERPODCAST

En Büyük Üniversitemiz Annelerimiz


Spotify’da dinlemek için buraya tıklayabilirsiniz…

Anne…
Ne kadar derin, ne kadar has, ne kadar içten, ne kadar karşılıksız, ne kadar özverili, ne kadar sonsuz bir kelime… Kelime demek kusur kalır aslında, öze, varlığa, ana’ya…

Günlerdir düşünüyorum “Bu insanlığın hali ne olacak? Nereye gidiyoruz? Bu gençlikte iş yok…” buna benzer bir yığın sözler söyler, duyar, ahkâm keseriz. Bunu söylememiş bir insan var mıdır bilmiyorum.
Yaramız, yaralarımız çok derin. Ne kendimizden ne geleceğimizden bir şey çıkmaz. Bu yazdıklarıma çok kızmış olacaksınız mutlaka. Bu kadar da karamsarlık, bu kadar da ümitsizlik olmaz ki diye reddede bilirsiniz yazdıklarımı.

Şöyle bir test yapalım aslında kendimize: Biz kimiz, neyiz; en büyük değer yargımız, emeğimiz ve beklentimiz ne? Ortada ki görüntümüz neyi temsil ediyor? Nereye, ne için koşuyoruz, koşturuyoruz?Eşimiz, çocuklarımız, yakınlarımız bizi nasıl ve hangi özelliklerimizle tanıyor? Başkalarına el uzata biliyor muyuz diyeceğim ama, henüz kendimize gereği gibi el uzata bildik mi? El uzatmakta ki kastım sadece para vermek değil (ki çoğumuz onu da yapamıyoruz).

Karşılıksız vermek, almak, yapmak; artık geçmiş hikâyelerde kaldı… Bir varmış bir yokmuş, zamanın birinde çook ötelerde bir dünya varmış; içinde vefa, dürüstlük, sağlamlık, anlayış, kalite, ahlâk, adalet, almadan veren, çıkarsız seven bir dünya varmış… Ütopya… Ne kötü…

Hani kalitemiz yükselmişti!? Her birimizin evinde kim bilir kaç üniversite okumuş ve okuyan, doktora yapmış ve yapan gençler ve anne-babalar var? Diploma, kariyer ve bilmem daha neler için koşturan insanları şöyle dümdüz bir satıha yerleştiriyor ve onların nasıl delice koşuşturmalarını izliyorum… Ve korkunç çok korkunç geliyor bana… Ve birden mahşerin koşuşturması tülleniyor gözümün önünde… Ve yine eyvah diyorum. Anneler sokakta, babalar sokakta, çocuklar sokakta… İki gündür nakilden dolayı internetim yok, hayatım durmuş vaziyette.

Kızım diyorum kendi kendime, sen internetle mi doğdun-büyüdün? Ve alaycı bir gülüş atıyorum, sayın Iclâl’e… Çok acı halimiz… Herkes birbirinden ne çalarım, ne koparırım onun derdinde. Kimse ama kimse kimsenin ne işini, ne mesleğini, ne yaptığını, ne kazancını beğenmiyor… Hep eleştiri… Benim işim, aşım, eşim, mesleğim, çocuklarım seninkini döver, söver, kırar, döker…

Diplomalı düzenbazlar, ahlâksızlar, fırıldaklar bir yığın sorun çıkaran sahte insancıklar kapladı her yeri…
Ahh kardeşlerim içinizi karartmış olmaktan üzgünüm… Çok söyleyecek sözleriniz vardır sizlerin de biliyorum… Ama sözden çok öze döne bilsek, özümüze döne bilsek… Varsa oralarda onları kullana bilsek.

En büyük üniversitelerimiz annelerimiz, anne kucaklarımız… Ana kucağı ve ana ocağı çok kutsaldır…
Eğer verdiyse analarımız bizlere değer yargılarımızı, ektiyse güzel kaliteli tohumlar, çalmadan, çırpmadan, katakulle yapmadan, hainlik, ahlâksızlık, çirkinlik… Biz de güzelleşeceğiz şüphesiz… Üzerine inşa ettiğimiz üniversitelerimiz o zaman değer bulacak. Gelin önce kimseler görmeden kendimize ve ne yaptıklarımıza bakalım. Varsa bir güzelliğimiz, o güzelliklerimizi dağıtmak için uzatalım etrafa, değilse lütfen kendi iç ve dışımıza uzatalım ellerimizi… Bu dünyada ki kalitemiz, başarımız, iyiliğimiz, güzelliğimiz, iyiliğe ve doğruluğa uzattığımız ellerimiz annelerimizdir vesselâm… İnsan olmak, insan kalmak ve insan yetiştirmek için önce annelik diplomamız nasıl duruyor üzerimizde ona bakalım… Toplum sancısını çekip, kalite doğuran annelere selâm olsun.

Önce insan olmak, sonra
İnsan kalmak dileklerimle…

İclâlgül Gölgeli

Tepkinizi İfade Edin
Like
Love
Haha
Wow
Sad
Angry

* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.

İclalgül Gölgeli

İclalgül Gölgeli, 12 kardeşin 9 numaralı, 60 doğumlu Malatya'nın Gündüzbey kasabası'nda dünyaya gelen, yüksek öğrenimini Ankara Gazi Üniversitesi'nde yapan, hayatını kendini ve insan yetiştirmeye adayan bir garip virgülüm. Yazar değilim. Hayatıma dair çok insan hikayeleri biriktirdim. Çok iniş çıkışlarım, çok duraklarım ve yol başlangıçlarım oldu. Kısacası, insan okuyor ve insan dokuyorum. Son nefesime kadar da böyle olacak umuyorum. Saygı selam ve başarı dileklerimi iletiyorum.
2.7 3 Oy
Gönderiyi Puanla
Abone ol
Bildir
guest
1 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları gör
Derya
Derya
10 ay önce

Emeğine sağlık hocam anne olmak ve değer vermek değer vermeyi öğretmek ve iyiliği menfaat için yapmamak lazım Allah için yapmak başa kalkmamak lazım herşeyi iyiliği yok etmemek lazım menfaatı kullanırsak bu kötü bir ahlak Allahın emridir iyiliği başa kalkmadan yap diyor emeğine yüreğine sağlık daha çok şey var anlatılacak ama bu kadar aklımda kaldı anne olmak emek vermekle olur ahlaklı olmak lazım ahlaklı yetiştirmek lazım ki meyvemiz güzel ürün versin ????

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
1
0
Düşüncelerinizi bildirmek ister misiniz, lütfen yorum yapınx