DENEMELERPODCAST

Duygular


Spotify’da dinlemek için buraya tıklayabilirsiniz…

Günlerdir duygularımla başbaşa kalmış olmanın dinginliği ve huzuru içindeyken ve dahi birbirimizi demlemişken sizlerle de bugün “duygulara dair” konuşalım istedim… Ve birkaç soru…:” Gün içinde karşılaştığınız kişi ve olaylara karşı hissettiğiniz duygularınızı nasıl tanımlıyorsunuz?…” ” Unutamadığınız anılarınız nelerdir, neyi hatırlıyorsunuz özünde?!…” ” Anlatılmaz yaşanır ne demektir?!…”

Biraz yapılan araştırmalar ve çalışmalara göz atalım…:

Altı Temel Duygu

İnsan duyguları ve bunların yüz ifadeleri üzerindeki etkilerine dair yaptığı çalışmalarla ünlü olan Psikolog Paul Eckman, 1972 yılında insan kültürlerinde evrensel olan altı temel duygu olduğunu belirtmiştir.
Bu evrensel altı temel duygular ” mutluluk, üzüntü, korku, öfke, şaşkınlık ve tiksintidir”.
Eckman, 1999 yılında duygular listesine “utanç, heyecan, aşağılama, gurur, memnuniyet ve eğlence’ gibi bir dizi duygu daha eklemiştir…

Duygu Çarkı

1980’li yıllarda Psikolog Robert Plutchik “duygu çarkı ya da duygu çemberi” olarak isimlendirilen bir “duygu sınıflandırma sistemini” tanıtmıştır.
Duyguları “neşe, güven, korku, şaşkınlık, üzüntü, iğrenme, öfke ve beklenti” olmak üzere sekiz temel kategoriye ayıran Plutchik, bu modelde farklı duyguların nasıl birleştirilebileceğini ve karıştırılabileceğini göstermiştir.

Duyguların Üç Temel Unsuru

Öznel Deneyim: Kişiden kişiye değişen, evrensel olmayan deneyimler
Fizyolojik Tepki: Kalp atışlarının hızlanması, avuç içlerinin terlemesi gibi fiziksel reaksiyonlar
Davranışsal Tepki: Gülümseme ve kaşları çatma gibi mimik ve jestlerle duyguyu yansıtma

Duygu ve Ruh Hali

Duygular kısa ömürlü ama yoğundur. Genellikle kesin ve tanımlanabilir nedenleri vardır.
Ruh hali ise, duygulardan çok daha hafif ve uzun sürelidir. Ruh halinin nedenlerini belirlemek zor olabilir.

Duygu Türleri

Duygular genellikle olumlu ve olumsuz duygular olarak sınıflandırılırlar.
Mutluluk ve neşe olumlu duygu örnekleriyken uyarıcı özellikler taşıyan öfke, üzüntü ve korku gibi duygular olumsuz duygulardır.

Duyguların Süreleri

Leuven Üniversitesi’nden (Belçika) Philippe Verduyn ve Saskia Lavrijs’in 233 kişi üzerinde yaptığı araştırmaya göre;

Üzüntü, 120 saat
Nefret, 60 saat
Neşe, 35 saat
Umut, umutsuzluk, kaygı, hayal kırıklığı ve memnuniyet, 24 saat
Kıskançlık, 15 saat
Coşku, 6 saat
Hayranlık ve minnettarlık, 5 saat
Huzur, 4,5 saat
Suçluluk, 3,5 saat
Stres, 3 saat
Gurur, 2,5 saat
Sıkıntı ve şaşkınlık, 2 saat
Öfke, 1,5 saat
Aşağılanma, 50 dakika
Korku, 40 dakika
Utanç, 30 dakika sürüyor…”

Benlik bilincimizde önemli bir yer tutan ve dahi tohumu düşüncelerimiz olan duygu ağacımızın dalları, yaprakları, çiçekleri ve meyveleri de davranışlarımızdır… Bu ağacın meyvelerinin tekrar sağlıklı tohumlar vermesi de bizlerin ağacımızla ne kadar yakından, hassas ve incelikle ilgilendiğimiz, ihtiyaçlarını gözeterek yerinde ve zamanında karşılaştığımız, her türlü bakımını dosdoğru yapıp yapmadığımız ile doğrudan bağlantılıdır…

Duygular çok hassas ve güçlü enerjilerdir… Duygu çarkının renklerinden, duyguların enerji renklerini de idrak edebiliriz… Ki daha önce renklerin enerjisi üzerine de sizlere yazılar yazmıştım…

Üzüntü ve nefreti hayatımızdan çıkarmayı başardığımız anda mucize dönüşler yaşamak mümkün gördüğümüz gibi. Vücut sistemimizi ne kadar uzun süreli etkilediklerini paylaşımda görüyoruz. Ne yapıyoruz şimdi peki?… Tüm üzüntü ve nefretlerimizi sevgi ile uğurluyoruz. Onların yerine neşe, mutluluk, coşku ve tüm pozitif duyguları ekiyoruz. Her daim hatırlayalım…;” Ne ekersek onu biçeriz!…”.

Veeeee en önemlisi şu ki….
Hafıza, kayıt, arşiv, bilinçaltı, şuuraltı, bilinçdışı, travmalar, şoklar… denilen her şey duygulardan ibarettir! Yaşadığımız olayları ve detaylarını, kişileri ve zamanı unuturuz ancak o anda hissettiğimiz duygular kalır, yer eder, derinleşir, kazınır ve unutulmaz… Hiç beklemediğimiz bir anda, olayda şok halinde birden açığa çıkar ve bambaşka bir hâl ile bağlantıya geçer ki biz, buna hiçbir şekilde anlam veremesek de aslında yaşadığımız olgu, derinlerde ki duygunun salınımıdır… Tam da bu noktada ve bu açıdan kişinin destek alması ve duygularını fark etmesi hayatî onem arz eder zira rahatlatılmayan duygular bir süre sonra bizlere “hastalık” denilen hâl ile yansıma yaparlar…

Duygularımız, DNA’mızın yapısını doğrudan etkiler, değiştirebilir… DNA bir anten, bir ışık, ses alıcısı ve vericisi görevi görür. Duygular da bu noktada büyük önem arz eder… Her şey için şükredelim, çünkü her şey bize “bir” şey öğretir… Öfke, pişmanlık, endişe ve kinle zamanımızı boşa harcamayalım. Hayat mutsuz olmak için çok kısa!…

“Kendini bilen Rabbini bilir!” sözünü varlığın her alanında idrak ettiğimiz zaman varolmak da yaşamak da sağlıklı, neşeli ve huzurlu olmak da daha kolaydır. Her duygu insan içindir; zira deneyimleyerek öğrenir ve hayatta kalır insan… Duyguları yönetebilmek ve dengede tutabilmek en önemli kişilik becerisidir ki bunu başarabilenler de hem şahsiyetinin hem de hayatlarının sahibidir… Öz’gür ve öz’gün’dür…

Sevgiyle kalalım Duygularını Bilinçli ve Güzel Kullanan İnsanlar…????????????

Peri’han Taşdemir Taylı…????☀️☕

Farkındalık…
Hakikat…
Uyanış…
Bilinç…
Duygu…
Denge…
Sevgi…
Bir…
İyi…
Yol…
Ol…

..
.

Tepkinizi İfade Edin
Like
Love
Haha
Wow
Sad
Angry

* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.

1.5 2 Oy
Gönderiyi Puanla
Abone ol
Bildir
guest
3 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları gör
ŞÜKRÜ
ŞÜKRÜ
11 ay önce

Emeğinize sağlık, bilgilendirmeler için teşekkür ederim.

ÇAĞRI
ÇAĞRI
11 ay önce

aramalarım sonunda buraya geldim ve kesinlikle işime yarayan bir makale oldu. teşekkür ederim

FATİH
FATİH
11 ay önce

gerçekten çok yararlı bi konu teşekkürler

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
3
0
Düşüncelerinizi bildirmek ister misiniz, lütfen yorum yapınx