Siz Hiç Kaleminizi Kırdınız mı?
Kalemle o kadar çok hikâyem var ki, her gün biri düşüyor yadıma…
Aşık söylegen olur derdi anam… “aşık söylegen olur” …
Ben aşığım… İnsanlığa aşığım…
İnsan gibi yaşamak için, insan gibi emek verene…
İnsanca yüreği sızlayana…
Çocukluğumdan beri kendi üzüntülerimi hiç görmedim, hep üzülenlerin üzüntüsüne yanardı sırtım, yüreğim, gönlüm…
İlkokul sıralarında çok gariban bir arkadaşım vardı, kirlenmiş bir defteri, kim bilir kaç kuşak atlamış bir okuma kitabı, bir de haftalık tırnak kontrolünde ellerinin altına koyduğu eskimiş bir baba mendili…
Önlüğünü ve beyaz yakasını anlatmaya yüreğim yetmiyor… Ayağının, ayakkabısının modelini de burada anlatmaya gerek yok…
Yüreği olan dayanır derler ama; aslında yüreği olmayanlar dayanır…
Kalem dedik…
Kalemle yazılana…
Kalemi açan kalemtıraşa…
Kalemin yazdığı kâğıda…
Kağıdın çıkarıldığı ağaca…
Ağacın tuttuğu toprağa…
Toprağı harmanlayan ellere, parmaklara…
O parmakları anlatan kaleme…
İste böyle; kalemi anlatmak için gecemi günüme katsam,
tüm kalemi defteri onu anlatmak için kullansam yine de
a n l a t a m a m…
Kalem dedim ya; hani yanımda ki arkadaşımın defterini kitabını anlattım ya size…
Kalemini anlatayım size…
Benim de zar zor sahip olduğum bir tek kalemim var onu nasıl paylaştığımı anlatayım:
İlkokul 3 ya da 4.sınıftayım. Hemen arkamda sıranın sol tarafında oturan, iki belik saçlarını örmüş, kara kuru, mahsun, mahcup bir arkadaşım; buruşuk defteri önünde… Ders başladı ama deftere yazacak bir kalemi yok. İşaret parmağıyla ha bire defterin satırlarına yazıyormuş gibi defterin üzerinde dolaştırıyor…
Başımdan kaynar sular döküldü sanki. Öyle hızlı bir çekimle beynimde fırtına gibi bir hareketle hemen kalemimi ikiye böldüm, kalemtıraşla her iki parçanın iki ucunu da bir heyecanla açtım ve yıldırım hızıyla elimde ki kalemlerin birini arkadaşımın eline tutuşturdum….
Ohh dedim. Nasıl güzel bir iş başarmıştım. Kalemim aşkına kavuşmuştu, sonra döndüm elimde ki kaleme hayran hayran baktım, ne güzel bir iş başarmıştık birlikte. Kalemimin “diğer yarım” dediği, “ruh ikizim” dediği parçası arkadaydı artık… Bu nasıl bir aşktı.
Artık kalemim amacına ulaşmıştı.
Kaleminiz varsa eğer amacına ulaştırın,
göze almak uğruna kırılmayı…
Vesselâm
İclalgül Gölgeli
* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.
Yüreği güzel ablam insan gerçekten paylaşmayı bu kadar güzel örnek veremez küçükken bile arkadaşının derdiyle dertlenen paylaşmanın bu kadar huzurunu anlatmayı verdikçe hayata güzel bakmanın ve güzel örnek olmayı sizin hem konuşmanız hemde yaşamınız gösteriyor biliyormusunuz hep aklımda bir derneği olupta dernek için birşeyler paylaşan raf raf dizilen gıdaları atıyorlar ama bizim yok neden çünkü sırf sizin derneğiniz yok bilinci olup başka derneklere yardım yapmanızdan olsa gerek bağınız Allaha olunca amaç bir dernek olmuyor bütünü benim düşüncesi yğrekte aslında bizim derneğimiz çok özel ama bizde daha çok yardıma koşmak istiyorum ama maddiyat kalemden açıldı nerden bitti buda sizin eseriniz yüreği güzel öğretmenim ablam🌹