Diriliş Ertuğrul’un genç yıldızı Emre Üçtepe’ye, “PEYGAMBERİMİZ HZ. MUHAMMED’E (SAV) BİR SORU SORABİLSEYDİN NE OLURDU?” sorusu soruldu. Verdiği cevap çok manidar oldu.
Osman Gazi rolünü canlandıran 15 yaşındaki oyuncu Emre Üçtepe soruya şu cevabı verdi:
“Hiç bir soru sormazdım. Çünkü ben şuna inanıyorum; PEYGAMBER EFENDİMİZ (sav) DOĞUMUNDAN ÖLÜMÜNE KADAR BÜTÜN SORULARA CEVAP VERDİ. Eğer ben bir soru sorduğumda;
Bana, ‘Bunu okumadın mı veya bunu öğrenmedin mi?’ diye karşılık vermesinden korkarım.“
Sorusuna aldığı yanıtla şaşıran sunucu, “Bu kadar derin bir cevap beklemiyordum, kendimi suçlu hissediyorum” diyerek tepki verdi. (Videodan alıntı)
Bu tür durumlarda zihnim delirmiş gibi hareket eder. Sanki güneşin varlığını inkar ediyordur bir yaz günü öğlesinde birisi. Bu nasıl bir körlüktür Allah aşkına?
Mantık dışına çıkıldığında da zihnim delirmiş gibi yerinde duramaz. Atatürk olsaydı şöyle yapardı, Erbakan olsa şöyle derdi… Resulullah’a soru sorsaydın…
Tamam, kabul ediyorum arıza bende.
Fakat sizinki de ahmaklık değil mi değerli kardeşim?
Varsayımlar üzerinden din ürettiğiniz, hüküm ürettiğiniz, bozguncu zırvalar ürettiğiniz yetmez mi?
Sanırım soru, onunla aynı dönemde yaşarken diye sorulmuyor (Öyle daha saçma olurdu) zira cevap veren şimdiki zaman ile cevap veriyor.
Bu akıl tuzağından ne zaman çıkacaksınız? Ne zaman bu bataklığı terk edeceksiniz?
Gelelim, konuşmanın içeriğine ve “Çocuğun” iddialarına…
Çocuğun iddialarına gelmeden önce şunu belirtmek lazım: Çocuk bir şey söyledi, tamam çocuktur, söyler ama koca koca adamlar, kallavi hocalar üstüne atladı be kardeşim. Çocuğun söylediği ile kalsa benim de umrumda olmazdı zaten. Fakat dindar çevreler ve etkili hocalar bile bu saçmalığı paylaşıp övdüler. Sahiden övdüler. Bu kadar cehalet ancak fanatizm ile mümkün olur.
Çocuk diyor ki, “Hiç bir soru sormazdım. Çünkü ben şuna inanıyorum; PEYGAMBER EFENDİMİZ (sav) DOĞUMUNDAN ÖLÜMÜNE KADAR BÜTÜN SORULARA CEVAP VERDİ. Eğer ben bir soru sorduğumda; Bana, ‘Bunu okumadın mı veya bunu öğrenmedin mi?’ diye karşılık vermesinden korkarım.“
Parça parça bakalım, bu soruyu soran zihni zaten bir kenara bırakmıştık değil mi?
1-Hiç soru sormazdım…
Bunca asır geçti ve on binlerce sorun birikti Müslümanların üzerinde bunlardan bir tanesi bile mi aklınıza gelmez be adamlar? (Çocuk söyledi ve siz beğenip hayran kaldığınız için bunları söylüyorum. Çocuğu suçlamıyorum. Çocuğun zihnine bunları dolduranları aşağılıyorum aslında.)
Şu soruların ve binlercesinin cevaplarını hiç mi merak etmezsiniz?
-Bu hadis kitapları için ne diyorsunuz zira üzerinde epey tartışma var?
-Bizim mezhep iyi mi?
-Ehli sünnet İslam ile eşit mi?
-Şia konusunda ne diyorsun?
-Selefilerle aranız nasıl?
-İŞİT ve el Kaide öldürmeye devam etsinler mi?
-Kur’ancılar İngiliz ve oryantalist uşağı mı?
-Ali (ra) ile Ayşe (ra) şavaştı, bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?
-Muaviye mi haklı Ali mi?
-73 fırka konusu tam olarak nedir, siz böyle bir şey dediniz mi? Hangi fırkada duralım?
-Hadis usulü içinde bir hata var mı? Zira biz buna göre bir şeylere karar veriyoruz.
-Tasavvuf diye bir şey icat edildi sizden sonra, ne yapalım?
-Kur’an konusuna girmiyorum zira milyona yakın soru var orada. Şimdi girersek tekrar bir 23 sene lazım bize tekrar anlatman için.
-Bu şeyhler seninle görüşüyorlar mı? Görüşüyorlarsa neden çok ciddi meselelerde çözüme dair şeyler söylemiyorsun? Neden anlaşamadığımız konularda değil de hep bu şeyhlerin işlerine yarayacak şeylerden bahsediyorsun? Yoksa bunlar hep sana iftira mı ediyorlar? İftira ediyorlarsa neden bir şeyler yapmıyorsun?
-Sahiden bu cemaatlerin yurtlarına, toplantılarına geldiğin ve sıcacık odalarında üstlerini örttüğün oluyor mu? Eğer böyle yapıyorsan neden savaşlardaki masumlara bir şey yapmıyorsun?
-Ya Resulullah, senin öldükten sonra dünyaya müdahale etme gücün var mı yoksa biz insanlar mı bu tanrısal özellikleri sana iftira ettik? Hangisi doğru? (Bu soruda Kur’an yüzüme çarpılmış olurdu sanırım.)
-Muhammed eşittir Allah, diyenler konusunda ne dersiniz?
-Allah kul olmak için önce size mi kul olmalıyız? Bu adamlar bizimle dalga mı geçiyorlar yoksa biz mi ahmağız ve anlamıyoruz?
Durun bakalım…
Bu sorulardan bazılarına ehli sünnet dışında cevap verirse ne olacak? Kabul edecek misiniz? Şiilerin lehinde cevap verse bazı sorulara ne olacak? Eleştirecek misiniz?
2- PEYGAMBER EFENDİMİZ (sav) DOĞUMUNDAN ÖLÜMÜNE KADAR BÜTÜN SORULARA CEVAP VERDİ.
Çocuğun bu iddiasını da çok sevdi bizimkiler…
Bana bir izah eder misiniz nasıl oldu bu iş? Sahabe görüşleri ve alimlerin içtihatları neden var o zaman? Madem her şeye cevap verdi neden alimlerin içtihatları ve fetvaları var? Doğumundan ölümüne kadar verdiği cevaplar kendisinden sonraki sahabenin sorunlarını çözdü mü? Ölümünden sonra meydana çıkan sorunların çözümü konusunda peki? Bütün sorulara cevap vermek ne demek ayrıca? Hangi sorular, kimin soruları? Peki, bu soruların cevapları şimdi nerede ve hangi kitapta? 6 kitapta mı, 9 kitapta mı, daha alt tabakalarda olan kitaplarda mı? En doğrusu hangisi? Zayıf olanlar ve uydurma olanlar konusundaki tartışmalar nasıl çözülecek?
3-Bana, ‘Bunu okumadın mı veya bunu öğrenmedin mi?’ diye karşılık vermesinden korkarım.’
Kur’an’ı okudun mu peki sevgili çocuğum?
Onu okudun mu diye sorarsa ne diyeceksin? Furkan 30. ayeti okudun mu peki? “Resul: “Ey Rabb’im, halkım bu Kur’an’ı mehcur tuttu.” dedi.”
Ehl-i sünnet kaynaklarını okumak için bile ömrün yetmez çocuğum.
Çocuğun zihnini nasıl inşa etmişler ona hayret ediyorum bir yandan ve bir yandan kendi zihinlerinin de böyle boş beleş yaşamasına şaşıyorum.
Kur’an’ın terk edilmişliğinin en açık göstergelerinden birisi sanki bu durum.
4-Sorusuna aldığı yanıtla şaşıran sunucu, “Bu kadar derin bir cevap beklemiyordum, kendimi suçlu hissediyorum” diyerek tepki verdi.
Derin…
Sahiden ben de bu kadar derinlik beklemiyordum… Çocukla kalsaydı bir şey demeyecektim… Kalmadı. Bizimkiler cevabı çok derin buldular ve hayran kaldılar. Henüz çekeceğimiz çok çile var demek.
Cehaletimizin, yüzeyselliğimizin, salaşlığımızın bu kadar “Derin” görünmesine sebep olan şeyi bile tespit edemiyoruz. Ne diyelim?
Öyle olsun, derin olsun.
Bahsi geçen video: https://youtu.be/atnrMCdwrCg
Mustafa Uysal
* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.