İtikaf’ın Konuştukları…

Taha Suresi’nin 7.ayeti, itikafımın temeli ve hediyesini oluşturdu.

Taha:7; düşünceni ister yüksek sesle dile getir(ister getirme); unutma ki O gizli (düşünceleri) bildiği gibi, ondan daha gizli (duyguları) da bilir.

Rabbin’le sen kaldın.
İşte sana bir yüzleşme vakti.
Kadr Suresi’nin ve Kadir gecesi’nin atmosferinde, bir itikaf’ın içerisinde arzu-endam etmek…
Misafiri olduğun Rabbin’in sana misafir olması.
Elinde bulunanın en değerli olanıyla O’na kendini sunman…

Taha Suresi 7.ayette; düşünceni ister yüksek sesle dile getir (ister getirme) derken; kendini çekap’a alınmış ya da senelik sağlık kontrolüne girmiş bir hasta gibi hissediyorsun… Akıl-ruh-beden ilişkisini en sağlıklı bir şekilde gözden geçirmen gerekirken; dışarıdan bu itikaf’a taşıdığın malzemeleri de şöyle bir döküyorsun masanın üzerine…

Bunca yıldır yaşadıkların; sevdiklerin-sevmediklerin, beğendiklerin-beğenmediklerin, satın aldıkların ya da pazara çıkardıkların, üzüldüklerin-sevindiklerin, mahcup oldukların-iftihar ettiklerin, hep göz önünde tutmaya çalıştıkların, ya da unutmak istediklerin, başarıların-başarısızlıkların, beklentilerin, buldukların ya da hüsrana uğradıkların… irili-ufaklı, aralarda gözden kaçırdığın o kadar çok malzeme var ki masanın üzerinde… Belki de yıllardır dokunmadığın, bir yerlerde sakladığın; gündeme gelmesinden korktuğun, ürktüğün, çekindiğin, hatta unutulmasını istediğin… Görmek istemediğin, kaçsan kaçamadığın, kaçmak istediğin malzemeler…

Oooo bunları ben mi yapmışım, ben mi düşünmüşüm dediğin…
Ve o düşüncelerden dolayı Rabbim’den utanıp;
O’nun Rahmet kapısı’na kendini sunduğun düşünceler…
Ve sesini-sözünü unutup ya Rahman! dediğin… Sessizce…
Ve O’nun kapısına sığınıp, işte ben geldim Ya Rabb…
Kaçak kulun kapına geldi, asi kulun merhamet istiyor;
Eğer Sen merhamet edip acımazsan, kimin kapısına gideyim?
Sen’den başka Rabb yok ki dergahına gidilsin,
Sen’den başka Hak-Mabud yok ki O’na iltica edilsin…
Sessizce…
kendinin de işitmediği…
Beden dilinden içre…
Gönül dilinden de içre…
Nasıl bir dilse artık …?!

Düşünceni ister yüksek sesle dile getir(ister getirme);
unutma ki O, gizli (düşünceleri) bildiği gibi, ondan daha gizli (duyguları) da bilir. Taha :7

Hem korktuğun, hem fevkelade sevindiğin, ümitlendiğin bir ayet.
İşte SEN ve ben varım Rabbim… Ederim giderim işte bu. Madem gizli düşüncelerimi bildiğin gibi, ondan daha gizli duygularımı da biliyorsun… Peki ben SANA ne söyleyeyim… Neyi söyleyeyim? Hangi yaramazlıklarımı anlatayım? Sen beni korumazsan, ifşa edersen, kendimin dahi bilmediği gizli duygularımı ben ne yaparım?! Hani aramızda kalsın dediğim, hani affedersin diye affına sığındıklarım, hani bir anlık gafletle Rabbim affeder dediklerim… Hani aklıma geldiklerinde ışık hızıyla üstünden atladıklarım…

İşte buyum Rahman…! Nefsimi ve halimi, o gizliden de gizli duygularımı SANA havale ediyorum… SEN’in engin Rahmetine sunuyorum… Kayda değer bir şeyler varsa eğer; düşüncelerime hayat ver, onu canlandır. Duygularımın esiri yapma beni. SEN benim Rabb’imsin… Beni Rahmetinle ve merhametinle terbiye eyle…
Nakısım, yaramazım, günahkarım… ama SEN’i çok seviyorum… SEN de biliyorsun beni… işte geldim ve söz veriyorum SANA…

Şu masanın üzerine döktüğüm yanlış malzemeleri ahirette karşıma çıkarma, dünyada da çıkarma…. Beni mahcup ve mahzun eyleme…

Bak! kapımı kapattım her şeye…
SEN’i aldım içeriye…
Geçmiş, şimdiki, gelecek DOST’umm… ebedi DOST’ummm…
SEN varsan hayatımda ve yüreğimde ben de var oluyorum.
SEN yoksan, yok oluyor değerim…
SEN’den kaçıp SANA sığınmanın ateşiyle yanıyorum…
Beni SEN’den kaçmanın ateşiyle yakma…
Allah’ım, beni benden daha iyi biliyorsun. Beni benim şerrimden koru, başkalarının şerrinden de koru!

Yine 13.ayette”……..vahyedileni dinle “buyuruyorsun. (vahyin amacını anla )
Burada Kadr suresi giriyor devreye, benim gönlümde.
Kur’an’la sabittir ki Kadir gecesi Ramazan ayındadır: (o sayılı günler ) Ramazan ayıdır ki; insanlığa rehber olan, bu rehberliğin apaçık belgelerini taşıyan ve hakkı batıldan ayıran Kur’an işte bu ayda indirilmiştir “2:185

Bismillahirrahmanirrahim
1-Biz onu Kadir-kıymet gecesinde indir(meye başla)dık.
2-Bilir misin o Kadir-kıymet gecesinin mahiyeti nedir?
3-O Kadir-kıymet gecesi, bin aydan daha hayırlıdır.
4-Melekler, vahiyle beraber o gece iner de inerler. Rablerinin izniyle, hayatın her alanına dair tarifsiz bu mutluluğun (formüllerini getirirler);bu durum tan yeri ağarıncaya kadar sürer.

Sure: “kadir – kıymet – değer – ölçü anlamına gelmektedir. Söylenmek istenen şudur: Ey bu vahyin muhatabı! Kur’an indiği geceyi bir ömre bedel kıldı (1000 ay :ykl. 83 yıl ) Aynı vahyin senin hayatına inmesi durumunda, ömrünü kaç ömre bedel kılmaz ki?

Cahiliyenin karanlık gecesini, ışığını Allah’tan alan “Kur’an dolunay ı” bu geceyi aydınlatmıştır. Dünya hayatının bir geceye benzetilmesi de muhtemeldir. Dünya hayatı bir gece, ahiret hayatı ise bu gecenin sabahıdır. İnsanlar ilahi rehberlik olmadan bu hayat yolculuğunu sürdürüp ebedi saadete ulalamazlar. Vahiy, insanlığa gönderilmiş bir doğru yol haritası, bir rehberliktir. Fakat gözlerini dünyadayken gerçeğe kapatanlara bunun bir yararı olmayacaktır. O ömre bedel bir gecedir. Zımnen: Ey muhatap! Kur’an indiği geceye otuz bin kat değer yüklemiştir. O gecenin değeri kendinden değil, vahiydendir. Zira o gece ay yılına ait bir gecedir. Ay yılı ise sabit değil, dönen bir zamandır. Demek ki o mübarek gece bereketini bizzat zamandan değil, o zamanda inmeye başlayandan almıştır. Şu halde aynı Kur’an senin hayatına inerse, ömrüne nasıl bereket katacağını var sen hesap et! Düşünsene aynı vahiy ilk muhatabını “Alemlere rahmet”, indiği şehri “kentlerin anası”, indiği toplumu “insanlık anası”(ümmet ) kılmıştır.

Sözün özü: içine vahyin indiği bir gece bin ömre bedeldir. Kur’an bunun tersinin de geçerli olduğunu söyler: içinde vahyin olmadığı bir gece kadar bereketsizdir.

Taha:14.ayetinde
“Gerçek şu ki Ben Allah’ım! Benden başka ilah yoktur; artık sadece Bana kulluk et ve adımın anılıp şanımın yücelmesi için tam destek ve çabanı seferber et”.

Hayata geliş gayemizin manifestosunu sunuyor Rahman.
“Bana kulluk et
Adımın anılması-şanımın yüceltilmesi için
Tüm destek ve çabanı seferber et”

Bu üçlü arasında bir hayat sunuyor Rahman…
Budur diyor senin kurtuluşun…
Madem masanın üzerine döktüğün malzemelerden mahzun ve mahcup oluyorsun,
müteessir oluyorsun; işte masanın üzerine yeni koyacakların..

O’na kulluk etmek
Adının ve şanının yüceltilmesi için: “tüm destek ve çabanı seferber et”mek..
İşte buradayım Allah’ım… Sesimi ve sözümü güçlü eyle.
Sesimi ve sözümü hayata geçire bilmem için bana destek ver…
Hani biliyorsun ya düşüncelerimin ve Duygularımın en gizli olanını da…
İşte Rabbim Sana en tiz, en ince, en gizli, en muhtaç, en mahcup sesimle sesleniyorum…
Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affeyle..

Taha Suresi 82. ayeti içinde kendimi bulmaya çalışıyorum: ama şu da var ki Ben, af dileyip samimiyetle dönüş yapan, iman eden ve erdemli davranan, (Allah’ın razı olduğu imana uygun davranışlar, imanla uyumlu ıslah edici eylemler; sorumlu davranış) nihayet doğru yolda olan herkesi tekrar tekrar bağışlayan biriyim!”

Taha:100; Her kim bu (ilahi mesajdan) yüz çevirirse, iyi bilsin ki o, Kıyamet günü (zorlanacağı) bir sorumluluğun altına girmiş olacak.

Taha 101: o sorumluluğun altından bir daha da asla kalkamayacaktır; üstelik o, Kıyamet günü onlar için çok berbat bir yük olacaktır “.

Sadakallahulazim (Azim olan Allah, doğruyu söyledi)

Allah’ım 100 ve 101. ayetin dehşetinden Sana sığınıyor,
82.ayetin Rahmetinden istifade etmek için Sen’den güç ve kuvvet istiyorum.

Bana takmış olduğun bütün hücrelerimle Sana sesleniyorum…
hücrelerimin sessiz dilini ve tınısını Sana ulaştıracak hareket ihsan eyle.
Sen benim niyetlerimin de niyetlerini bilensin. Niyetlerimi halis eyle.
Amin… Velhamdu lillahi Rabbil alemin…

2021 Ramazan
İclalgül GÖLGELİ


Ayetler ve düşülen notlar, “HAYAT KİTABI KUR’AN – GEREKÇELİ MEAL TEFSİR”den alınmıştır.

Tepkinizi İfade Edin

Paylaş Tweet