DENEMELER

İnanç – Başarı

Başkalarına ihtiyacı olan, başkasının da kendisine ihtiyacı olduğu insan; önce kendi oluş ve dünyaya geliş gayesini kavrayıp, o gaye üzerinden kendisinden fazlalıkları çıkarıp, eksileri tamamlayıp yeni bilgilerle kendisini resetleyebilmelidir.

Ben olmazsam olmaz gözüyle bakarsa kimseye, geliş ve yaratılış gayesinin önüne en büyük bariyeri koymuş olur..

Ben olmazsam olmaz!
Ben olmazsam diye tutunduğun yer, kölelik alanıdır. Kendini nefsine köle, başkasını da sana köle yaparsın…

Zihnimizde çözemediğimiz, bir türlü içinden çıkamadığımız ve artık inanca dönüştürdüğümüz katılaşmış bir çok kalıplarımız var. Hep aynı şeyi yaşamış ve yaşamaya da devam eden kalıplarımız…
Bıraktığın kadar büyür….
Terk ettiğin kadar özgürleşir..
Özgürleştiğin kadar büyürsün… Genişlersin…

Tercihlerimiz değişim ve inanca dönüşüyor..
Sistemi sorgulamaktan çok, kendimizi sorgulayalım…
HAYATI DOĞRU OKUYALIM..
Kafamızda bir form var, onun yanında bir form daha var, onun yanında bir form daha var… KALIPLAR…
Bu güne kadar ki yanlış dini inançlar….
Bu güne kadar ki yanlış aile eğitimleri…
Bu güne kadar ki başka yanlış şeyler…

Aslında biz bir seçim yapıyoruz, yaptığımız seçimlere bakacağız.
Biz OKUMAYI bilmiyoruz.
Tercihlerimiz değişim ve inanca dönüşüyor.
Önce bildiğimiz zannettiğimiz şeyleri unut, sonra gel.
Bilmediğini BİL yeter!

Çocukken gelen travmalar bile, bizim bazı özelliklerimizi etkiliyor.
Mesela X bir seçim yaptı… Ben bunu seçiyorum… Ama bir baktı ki aslında o yaptığı seçim kendisinin değil, baba annesinin kendisine yüklediği, başkası tarafından kendisine yüklenen seçimi yapmış. Akıl iki şey arasında ki bağlantı kablosu dur. HAKİKATTEN KOPMUŞ AKIL hiç bir işe yaramaz.
Kişilerin anlamını bilseniz de olduğu gibi kabul edin, yönlendirmeyin-yönlendirmeye çalışmayın. O’nunla ilgili bir yönlendirme – değişme olacaksa sonra olur.

Bu bedende ki deneyimler, tekamüller gerçekleşip; biz misyonunumuzu, vizyonumuzu, bu dünyada ki varlığımızı farkedip, ona göre bir ruh – beden – kalp ilişkisi; bu birlikteliği sağlayıp, hayata bir şeyler katıp, hayattan bir şeyler ala bilirsek…

Tekamül sürecimizi tamamladığımız andan itibaren artık bu dünyada işimiz kalmıyor. Ondan sonra yine aslımıza dönüyoruz. İnna lillahi ve inne ileyhi raciun..

Peki geldiğimiz yer uzak mı, gittiğimiz yer uzak mı?
Biz fiziksel bir beden içerisinde, bu dünyada ruhumuzun yaşantısını, fiziksel alanda tekamülün varlığını deneyimleyip, kendimizi tekamüle doğru yola koymak…

Mükemmel değil, tekamül…
Mükemmel olan sadece ALLAH…
Mükemmel olmaya çalışanlar belasını bulurlar…
Kemal’e erme; ilimlerle, çalışmayla, kutsal alanımızın tekamülüyle alakalı süreçlerdir.
Ruh olgunluğu
Kendini bilme
Haddini bilme
Sorumluluğunu bilme
Rabbini bilme…

Hiçbir şeye ilahın gibi davranma, “belan” oradan gelir.
Parana
Servetine
Şöhretine
Bebeğine
Köpeğine
Hocana
Kocana
Eşine…
Hiçbir şeye de güvenme…
Rabbim’den başka..

“Tazının sakatlığı, tavşanı gördüğü zaman belli olur.” var mı, yok mu?!
Sorumluluğunu bil ve hiçbir şeye seyirci kalma.
“Hiçbir seyirci tarihe geçmemiştir”.
Kar yağıyor, eline küreği alıyor, yolu açıyor. Diğerleri de geçiyor. Kar yağmayınca bunlar farkedilmez… Hayatınıza yağmayınca kimseyi tanıyamazsınız.

Seçimini hangi alana alırsan, kadersel süreçlerin direk onun içine çeker, artık başka süreçler başlar..

Biz bize dayatılanı değil, Özgür irademle gerçeklerimizi ortaya koymamız lazım..

Sebepler dünyası ayrı, ne kadar istiyorsun o önemli. Kısmetimiz yok deyip oturmamak…

Kişinin davranışlarının altında bir niyet yatar, bazen o niyetlerinin de altında başka bir niyet yatar. Her davranışın altında bir niyet vardır, bunlardan bir tanesi de tek olma niyetidir.

Biz tercihlerimizi değiştirince, aslında hayatımızı değiştiriyoruz.
Sünnetullah gereği, insanın etkilendiği inanç yasaları vardır. Yani; inandığın zihin ve kalp dünyanda, inandığın şeyin hayata geçmesi…

Başaramamamızın altında yanlış inançlarımız var, “başaramam” inancı.
Mutlu olamamanın altında yatan “yüzüm hiç gülmüyor” inancı.
“Hiç yaranamadım” düşüncesi, yaranmak için bir çaba göstermeyeceğinin sinyalleridir. Neye inanırsan o alanı genişletirsin. “Ben hiç iyileşemem” diyorsan, iyileşemezsin…

Kişiyi, sende ki kalıplara uydurmaya çalışma. O’nu kendi kalıbında, ona ait kalıplarda göre bilmek erdemdir. O resmi parçalayıp, senin kendi kalıbına oturtmadan önce, onun kendi çerçevesinde göre bilmek… işte o zaman dönüş başlıyor.

“Beni yargılamadan dinlediğin için çok teşekkür ederim” cümlesini çok duyarız. Yargılamadan dinleyebilmek… Yargılayan kişiler artık o değil, öbür taraf oluyor… öteki… Kişi ona karşı maalesef çift maske takıyor… NÖTR kala bilmek, büyük bir güçtür. Kendi doğrularımızı dikte ettirebilmek için savaşıyoruz. Aslında o verdiğimiz savaşta kullandığımız enerjinin büyük bir kısmı israf… Kişiyi olduğu gibi dinleyip, olduğu gibi kabul etme erdemini göstermeliyiz.

Bir insanın taşıyacağı en ağır yük, başkası gibi olmaya çalışmak çünkü iki yük taşıyor. Birisi kendisi, diğeri de o kişi… başkası… İnsanın daha önce yaşadığı ve hoşlanmadığı günler de ki durumdan kurtulması için, veya daha önce yaşadığı ve hoşlandığı günler de ki duruma kavuşması için gayret göstermesi gerekir.

Yaptığınız işte heyecan duymuyorsanız YAPMAYIN…
Yaptığı işi sevmeyenlerin rızkı genişlemez… Networkleri açılmaz…
Cesaretli görünen korkaklardan olmayalım.

Vesselam…

İclalgül Gölgeli
Danışman-yaşam koçu
10.1.2021

Tepkinizi İfade Edin
Like
Love
Haha
Wow
Sad
Angry

* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.

İclalgül Gölgeli

İclalgül Gölgeli, 12 kardeşin 9 numaralı, 60 doğumlu Malatya'nın Gündüzbey kasabası'nda dünyaya gelen, yüksek öğrenimini Ankara Gazi Üniversitesi'nde yapan, hayatını kendini ve insan yetiştirmeye adayan bir garip virgülüm. Yazar değilim. Hayatıma dair çok insan hikayeleri biriktirdim. Çok iniş çıkışlarım, çok duraklarım ve yol başlangıçlarım oldu. Kısacası, insan okuyor ve insan dokuyorum. Son nefesime kadar da böyle olacak umuyorum. Saygı selam ve başarı dileklerimi iletiyorum.
3.5 6 Oy
Gönderiyi Puanla
Abone ol
Bildir
guest
7 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları gör
vijdan erdoğan
vijdan erdoğan
3 yıl önce

“Hayatınıza yağmayınca kimseyi tanıyamazsın ”
Yağdıktan sonra nimet mi felaket mi olduğunu anlıyoruz değil mi ?
Ne acı ….
Yüreğinize rahmet 😇

Derya katırcı
Derya katırcı
3 yıl önce

Diyecek bir şey sadece mükemmel bir yazı insanları tanımak ve ablacım buda sosyal bir yaşam sürdürmen insanların yüreğine dokunman dinlemeyi sevmen iyiki varsın emeğine sağlık iyiki benim öğretmenimsin iyiki tanımışım seni bu pandemide bile insanların gönlüne güzellikler ekmek için çalışıyorsun

Ebru göncü
Ebru göncü
3 yıl önce

İcleri dolu dolu cümleler…cok güzel yazmisiniz yine.nötr kalabilmek,dogrularımızı kabul ettirecegiz diye harcadıgımız enerjiyi baska yönlerde kullanmak daha mantıklı aslında,o israfı çoğu zaman göremiyoruz

Necla Demir
Necla Demir
3 yıl önce

Yazarı yakından taniyorum kaleminden akan her söz yüreğinden döküldüğünden şahidim 😊😊

Şerife Öcel
Şerife Öcel
3 yıl önce

Hiçbir şeye ilahın gibi davranma belan oradan gelir sözü, tefekkür etmemiz gereken bir söz..malesef ki, toplum olarak kendimize çok ilahlar ediniyoruz.

Nursima Şenyuva
Nursima Şenyuva
3 yıl önce

Yine harika bir yazı yüreğine ve kalemine sağlık olsun…

Esra Karabulut
Esra Karabulut
3 yıl önce

Yargılamadan dinleyebilmek…bir çoğumuzun yapamadığı fakat sizin kendınıze şiar edındınıgınız ahlak…kımseyı eleştirmeden, yaftalamadan,notunu vermeden olduğu gıbı kabul eden güzel yureklı ablamm..
kalemınıze,yüreğinize sağlık…

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
7
0
Düşüncelerinizi bildirmek ister misiniz, lütfen yorum yapınx