DENEMELER

Tamam, Bu Ayetlerin Şefaatle İlgisi Yok!

Furkan 25/30. Resul: “Ey Rabb’im, halkım bu Kur’an’ı mehcur (Terk edilmiş) tuttu.” dedi.

Mekki sure… Mekkeli müşriklere hitap ediyor.

Bizimle alakası? (Alakayı böyle ararsan bu kitabın bizimle hiç alakası olmaz tabi.)

Şefaatle ne ilgisi var şimdi bu ayetin?

Önce derdimi anlatayım sonra tepkileri…

Bu ayetin insanların vahiyle bağını koparmasını çok çarpıcı bir şekilde anlattığını düşünüyorum. Ayetin ahiret bağlamında olduğu söylenirken, Resulün yaşadığı dönem sözü olduğu da söylenmiş. Beni hiç ilgilendirmediğini söyleyebilir miyim? Hayır, asla. Beni ve şimdi içinde bulunduğum toplumu da ilgilendiriyor.

Yahu arkadaş bu şirk dönemsel bir şey değil. Artık bu toplumda şirk olması mümkün değil de diyemezsiniz. Bazen çok benzer bazen biraz benzer işlerle devam ediyor. Biz görmek istemiyoruz sadece. Tevil ediyoruz. Vallahi Mekkeli müşrikler de çok güzel teviller yapıyorlardı ama kabul edilmedi onlardan. Bizden kabul edilir mi sizce?

Müşrik Allah’a iman eder. Yanı sıra alt ilahlar, şefaatçiler edinir, Allah’ın özelliklerini insana verir. Yeri göğü yaratanın, rızık verenin Allah olduğuna inanır.

Allah’ı çok uzak, çok aşkın gördüğü için yakınlaştırıcı dostlar edinir. Birilerini aracı kılar. Bunları nasıl mı biliyoruz? Okumadığınız Kur’an’dan.

Ana tema müşrikler surede.

Müşrik nedir, sorusunun cevabı çok önemli. Vahiyden uzak kaldığınız an siz de bu tanımın içine girersiniz zira şirk tespit edici sistem vahiyle kurduğunuz bağ oranınca çalışır. Karışık geldiyse yapacağım bir şey yok, daha çok Kur’an ile hemhal olun. Kur’an’a iman ettiğini söyleyen insanlara şirkin ne olduğunu anlatamıyoruz iyi mi? Okuyanlara bile anlatamıyoruz. Neden? Çünkü onlara hem şirk unsurlarını din diye anlatıyorlar hem de benzerlikleri tevil ediyorlar. Çok açık şirk olan şeyleri dinin derinliği diye anlatıyorlar. Birbirlerini dost edinip Resulün yolunu terk ediyorlar. Resulden onlara vahyin özü değil de kıyafetleri, kültürü, beşeri özellikleri, temel ihtiyaçlarını nasıl karşıladığı kalıyor. Furkan suresindeki ayetler bunu anlatmıyor mu sizce? Yahut ayetler ne anlatıyor bir de sizden dinleyelim?

Mekkeli zalim müşriklerle Resul arasında olup biten şeyi niçin bana kadar taşıyor bu Kur’an Allah aşkına? Mekkeli müşrikleri Kur’an ile iyice tanımaya çalışın. Çok çok hayati bir mesele bu. Kur’an’daki Mekkeli müşrikleri ve diğer Nebi ve Resullerin mücadele ettiği müşrikleri iyice ve eksiksiz lütfen tanıyın. Kendinizin onlara benzeyip benzemediğini araştırın. Ayıp değil, günah değil yapın bunu. Yapmazsanız En’am suresinde 21,22,23 ve 24. ayetlerindeki durum gibi bir şeyle karşılaşma ihtimaliniz var. Siz ibadetle ömür geçirmişken (Evet müşrikler de ibadet ederler hem çok fazla.) Allah sizi ortak koştuklarınızla birlikte çağırıverir. (En’am 21. Uydurduğu yalanları Allah’a yakıştırandan veya O’nun ayetlerini yalanlayanlardan daha zalim kim olabilir? Zalimler kurtuluş yüzü görmezler. 22. O gün hepsini toplayacağız. Sonra şirk koşanlara, “Hani nerede boş yere davasını güttüğünüz ortaklar?” diye soracağız. 23. Sonra başvurdukları fitne* “Rabb’imiz Allah’a ant olsun ki, biz müşriklerden değildik.” demelerinden başka bir şey olmadı. 24. Bak! Kendi aleyhlerine nasıl yalan söylediler. Ve uydurdukları şeyler onlardan ayrılıp yok oldu.)

Şimdi tekrar Furkan suresinin ilgili kısmına dönelim…

Oradaki tip (Tip diyorum zira geçmişteki müşrik deyince kimse üzerine alınmıyor.) ne yapmış? Resulün tuttuğu vahiy yolunu tutmamış. Ya ne yapmış? Kendini Allah’a yaklaştıracak bir takım dostlar edinmiş. Çok ilginç burada evliya kelimesi değil halil kelimesi geçiyor. Oysa bu tür ayetlerde hep veli, evliya kelimeleri kullanılır Kur’an’da. Ona zikir/öğüt/vahiy/Kur’an gelmiş, ulaşmış ama şeytan tabiatlı dostlarına uymuş ve sapkınlığa düşmüş. Vahiyden ayrı kalmak, Kur’an’ı anlama çabasından uzak kalmak sapkınlığa atılmış büyük bir adımdır. Öyle olmuş buna da. Zaten dost dediğiniz şeytan tabiatlı ve sağdan yaklaşan dostlar insanı hep yardımsız ve yüzüstü bırakır Allah karşısında.

“27. O gün, zalim kimse, ellerini ısırarak: “Eyvah, keşke Resul’ün tuttuğu yolu tutmuş olsaydım.” diyecek. 28. “Eyvah! Keşke falancayı dost edinmeseydim!” 29. “Ant olsun ki bana öğüt geldiği halde, beni o sapıttı.” Şeytan, insanı yalnız ve yardımsız bırakır! 30. Resul: “Ey Rabb’im, halkım bu Kur’an’ı mehcur* tuttu.” dedi. Furkan Suresi”

Şefaat ne alaka ona gelemedik henüz?

Geldik.

Şimdi adamlar sanıyor ki, iman ettik demekle kurtulacaklar. Bir kere iman edince o onu kurtaracak. İman ettim, diyecek ve bir ömür keyfi hayat sürecek sonra da son nefeste birileri bir şey yapacak herif kurtulacak. (Çok kabalaştığımın farkındayım burada.) Son nefeste öyle mi? Bir ömür isteklerini ve arzularını ilah yapmış olarak yaşadıktan sonra öyle mi? Kendine Allah’ın yanı sıra ilah edindikten sonra öyle mi? Veya büyük adamlardan birini Allah’ın yanı sıra şefaatçi, kurtarıcı bilmem ne edindikten sonra öyle mi? Siz vahyi ve Resulün hayatını nasıl böyle tam tersinden anlayabiliyorsunuz? Sizin nasıl bir aklınız var öyle? Sizin nasıl bir din anlatıcınız var öyle? Herif herif, kendine gel! Ya sen bu vahyi anlamaya çalışırsın yahut çarpılır kalırsın işte böyle insan şeytanları tarafından.

Şimdi bu herif iman etmiş ya bir kere…

Hiç olmazsa, ya haydi diğer şefaat edenlerin şefaati fayda vermezse Resulün şefaati olacak ya… İşte o da o gün şefaat istemeye gidecek Resullullah’ın yanına. (Ahirette öyle başıboş dolaşacağını falan sanıyor galiba. Ahireti Kur’an’dan öğrense böyle bir düşünceden bile utanır.) Şefaat istemeye gitti diyelim.

Resulullah da tam o arada Kur’an’ı terk edenleri, kendi yolunun vahiy olmasına rağmen vahyin yolunu, kendi çok muhteşem yollarına tercih edenleri şikayet ediyor olacak.

Düşün şimdi, Resul seni Allah’a şikayet ederken sen de Resulden aracılık istiyorsun Allah’a karşı. Rezalet bir durum. İnsan utanır. Hem keyfince yaşamışsın, hem vahyi ve Resulün vahiy yolunu terk etmişsin, hem de seni Allah’a şikayet edene yüzsüzce aracılık rica ediyorsun, torpil rica ediyorsun.

Derdim bu.

Şefaat konusunun varlığı yokluğu değil derdim. Derdi şefaat olanın razı edeceği çok yer olur. O onların derdi.

Şunu demeye çalışıyorum: Şefaatçilerinizi razı etmeye çalışmak yerine Allah’ı razı edecek olan vahyin yoluna ve Resule tabi olmak ve bunun dışında kimseye tabi olmamak tercihinde bulunun.

Şimdi itirazlarınızı dinleyebilirim…

Mustafa Uysal

Tepkinizi İfade Edin
Like
Love
Haha
Wow
Sad
Angry

* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.

5 2 Oy
Gönderiyi Puanla
Abone ol
Bildir
guest
2 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları gör
İsmail şengör
İsmail şengör
1 yıl önce

Hala başta taha suresinde, ayete kursi ve 4 ayette yer alan meleklerler ve izin verilenler hariç şeklinde olan ayetlerin izahı gelmiş değil sayın hocam.

m uysal
m uysal
Yanıtlayan  İsmail şengör
1 yıl önce

Değerli kardeşim o konuya hiç girmek istemiyorum. Çok uzun. Yazıda asıl konu o olmadığı için girmedim.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
2
0
Düşüncelerinizi bildirmek ister misiniz, lütfen yorum yapınx