Şirkten Bahsetmeyin, Fitne Çıkıyor…
Aslında bütün fitnenin kaynağı Kur’an(!)
Yok artık!
Neredeyse üçte biri şirk/tevhid konusuna ayrılmış.
Mekkeli müşriklerden bahseden Kur’an bugün artık ortada hiç şirk olmayacağının farkında değil. Mekkeli müşriklerin çeşitli şirkleri üzerinden konuşup duruyor. Mekkeli lanet müşrikler ve daha önceki elçilerin halkı olan müşrikler… Arkaik müşrikler. Çok eğlenceli oluyor böyle kelimelerle anınca.
Bu arkaik müşrikler…
-Dur bakalım arkaik müşrik dersen yine fitne çıkar.
-Nasıl yani?
-Sen geçmişteki müşrikler dersen kelimenin mefhum-u muhalifi gereği bugünün müşrikleri de akla gelir. Bazı gruplar üstüne alınır.
-Ha, anladım. Nasıl yapacağız peki?
-Ortalıkta taşa, heykele tapan olmadığına göre bahsetme şirkten. Hem üstelik çok daha önemli bir konu var biliyor musun?
-Nedir?
-Gizli şirk. En büyük tehlike bu aslında.
-Gizli şirk diye bir şey bilmiyorum. Açık şirki biliyorum ve onlar da taşa, tahtaya tapmıyorlar.
-Bak, yine fitneye giriyorsun. Selefiler gibi herkesi müşrik olmakla suçluyorsun.
-Hadi ya, şirkten bahsedince selefi mi oluyorum? Kur’an selefi kitabı o zaman.
-Kur’an’ı böyle anlayamazsın kardeşim. Şirki yeryüzünden kaldırdı bu kitap. Bu kitaba iman eden herkes Müslüman.
-Aynı kitabı okuduğumuzdan emin misin?
-Anlamıyorsan okuma, ben okuyup anlayanları takip ediyorum. Eski alimlerimiz ne güzel izah etmişler.
-Yeni alimlerimiz?
-Yeni alim olur mu hiç? Alim dediğin eski olacak.
-Neden öyle dedin?
-Eski alimler çok samimi, çok dindar, çok ihlaslı, çok takvalıydı.
-Bunlar hep öldü. Allah bize ölüleri mi bıraktı yani? Yaşayanların takvası, samimiyeti, ihlası yok mu?
-Kur’an yaşamaya devam ediyor. Yok tabi.
-Kur’an değil alimlerin görüşleri yaşamaya devam ediyor.
-Bir kere eski alimler ilmiyle amil kişilerdi.
-Neymiş bu ilmi ile amil olmak?
-Çok namaz kılar, çok oruç tutar, çok okur, çok nazik, dikkatli, günahlara bulaşmaz.
-Vay be, demek okudukları ilim onlardan çok ibadet istermiş öyle mi? Bugünkü alimler adaletsiz, samimiyetsiz, ihlassız, namazsız, oruçsuz, adil değil yani öyle mi? Bundan sonra hiç kimse eski adamlar gibi olamayacak öyle mi? İlmiyle amil olmanın ne olduğunu da Kur’an’dan öğrenmediniz değil mi?
-Bak yeğenim, şirkten bahsedip fitne çıkarma yeter. Kimse müşrik değil, kafana göre müşrik ilan edemezsin kimseyi.
-Bugüne kadar tek bir kişiyi, bir tek grubu müşrik ilan edip etmediğimi bana gösterebilir misin?
-Yok, öyle değil.
-Yani nasıl? Bana ithamda bulundun, delilini de getir.
-Şirkten bahsetme kardeşim işte, zaten bir şey bildiğiniz yok. Hepsi tevil edilebilir şeyler. Üstelik sen onların hangi niyetle ne yaptıklarını da bilemezsin.
-Hep bu elçi yüzünden oluyor(!) Uğraşsa tevil edebileceği şeyler yüzünden Mekke’de kargaşa çıkardı(!)
-İroni yapma bana! Kafanıza göre Kur’an yorumluyorsunuz.
-Aslında eylemler ve ayetler çok açık. Vahyi, benzerlik üzerinden günümüze taşımak fitne ise yapmayalım.
Bu kadar…
Bırakalım herkes nasıl istiyorsa inansın. Gerçi, kimseyi zorla bir şeye inandırmaya çalışmıyoruz. Kimseyi zorla bir şeye davet etmiyoruz. İsteyen istediğine, istediği gibi iman etsin. Kur’an’ın ilkelerini hatırlatmak fitne çıkarmak olmamalı.
Yahut, tam tersine bakalım…
Diğerleri istedikleri gibi hikaye anlatabilirken Kur’an’dan konuşanları da hür bırakalım. Bırakalım konuşsunlar. Karşılıklı böyle yaşar gideriz. Kimse kimseye zorbalık yapmasın.
Yok…
Ben vazgeçmek üzereyim. Kur’an zora sokuyor beni. Sahiden diyorum. Bana otur kitabını oku, dediklerinde ben okuyorum. Okuduğum kitap da “Kalk ve uyar” diyor. Okumasam daha iyi gibi…
Bir yanda fitne çıkarmak var, bir yanda kül gibi yaşayıp gitmek.
*Kül, doğru yazılmıştır. Kur’an, 14/18 iması.
Mustafa UYSAL
* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.