DENEMELER

Ne oldu Bize Böyle? Nerede Kaldı İnsanlığımız? Nerede Kaldı Müslümanlığımız?

    Esnafa soruyorum falan firmanın ürettiği tereyağ var mı? Verdiği cevap çok korkunç. “Oda yağ mı ki. Bizim ürettiğimiz tereyağın yanında hocam?”

      Pazar da alışveriş yapıyorum. Esnafa “Kiraz kaç para?” diye soruyorum. Esnafın cevabı çok enteresan. “Bu kirazlar herkesin sattığı kurtlu kirazlardan değil hocam!”

     Bir arkadaşıma “Falan adam nasıl biridir?” diye soruyorum. Kurduğu ilk cümleye bakın; “Hocam ya! O adam mı ki?”

     Bir kardeşime bir güncel konu hakkında bilgisini soruyorum. “Böyle soru mu olur. Bunu bilmeyecek ne var. İnsan bunu bilmez mi?” gibi çok bilmişlikler vs…

    Bir adamla ilgili konuşuyorum. “Çok zor durumda. Maddi manevi bitik. Kendisine zarar vermesinden korkuyorum!” diyorum. Muhatabımın verdiği ilk tepki ne biliyor musunuz? Tahmin edemezsiniz tabiki. Diyor ki; “Beter olsun. Bu daha iyi günleri onun!”

  Yıllar önce bir miras meselesinden kardeşler arası yaşanan bir kavganın içinde bulduğumda kendimi taraflardan birisine nasihat edip olayı yumuşatmaya çalışıyordum. Nerden yaklaşsam şahsın birinin öfkesi dinmiyor. Ekonomik, psikolojik, ailevi, hukuksal vs hangi yolları denediysem ikna edemedim. Dedim ki dini argumanla konuya yaklaşayım. Zira şahıs dini bütün bir insandı, şuurlu, bilinçli birisi idi. Dedim ki; “Bir kimse bir kimseye yanlış yapmışsa Allah(cc) kimsenin hakkını kimsenin yanına koymaz!” O dini bütün, şuurlu, bilinçli atfettiğim kişinin verdiği cevap çok ürkütücü idi. “Hocam! Allah’ta yanına koyuyor ya!”

      Kardeşleri ile arasında uzun yıllar tarla davası güden bir abimiz vardı. Tarlayı satsa 10 lira etmezdi. Ama yıllarca mahkeme, avukat vs masrafı ödedikleri rakam 15 Lirayı geçti. Çok tavsiyelerde bulunduk. “Gel bu sevdadan vazgeç. Şu işi güzellikle halledin!” desekte fayda etmedi. Gün geldi abimiz kalp krizi geçirdi ve ardından rahmetlik oldu. Ve cenazesine oğulları o miras davası güden amcalarını almadılar ve kavgalar çıktı cenaze de.. Sonuç ne? Bir top bez ve 2 metrekare toprak tabiki..

     Günlerden birgün bir dernekte toplantı halindeyiz. Bir siyasi ziyarete gelmiş. Ve beğenmediği bir diğer siyasinin icraatlarını eleştiriyor. Kin, öfke, nefret dolu sözlerinin ardından iftiralar atmaya başlayınca “Orda dur!” demek gerekiyordu. Dedik tabiki. Ama o sözümona muhafazakar geçinen siyasiyi o gün bugün gözlemliyorum aynı kulvarda kendi gibi düşünmeyen hasımlarına kin, nefret, öfke ile yaklaşmaya hatta karalar çalmaya devam ediyor…

     Geçmişte bir tefsir sohbetimiz vardı. 14-15 kişilik. Haftalık toplanırdık. Fatiha’dan başladık. Bakara, Ali İmran derken bir hayli yol almıştık. İşlerimin yoğunluğu nedeniyle bir süre katılamadığım bu Tefsir dersi 3-4 yıl daha sürdü. Sonrası nemi oldu? Duymak istemezsiniz sanırım. Çünkü o güzelim Kur’an/tefsir dersi iki fanatik karşı görüşlü siyasinin ders ortamında bir ailenin evinde kavgaları ile son buldu.

     Yıl 2015. “Hz. Muhammed. Allah’ın elçisi!” adlı İran yapımı bir film sinemalarda vizyona girecek. Filmde peygamberin çocukluğunu resmeden bir sahneden ötürü dini camia tepkili. Hemde ne tepki. Tekkelisi, tarikatlisi, hacısı, hocası, üstadı abisi müridi mürşidi, bileni bilmeyeni herkes filme gidilmemesini istiyorlar. İnsanı itikadından edeceği gibi gerekçelerle kampanya yapıyorlar. Ve malesef bu film 400 bin gibi az bir sayı ile izlenmiş oldu. Sorun ne? Bunda ne var? diyeceksiniz. Esas can alıcı olan olayı anlatıyorum şimdi. Bu filmden 2-3 yıl sonra Recep İvedik 5 vizyona girdi. Ve tam 9-10 milyon kişi izledi. Ve bahsettiğimiz bu muhafazakar kitlenin kılı bile kıpırdamadı, gündem yapmak şöyle dursun bir kısmı o belaltı kültürün, argonun, kutsala öfkenin yaygın olduğu filmi aileleri ile birlikte keyifle/kahkaha ile izlediler.

   Ne oldu bize? Ne oldu böyle?

   Hani komşusu siftah yapmamış diye müşterisini ona yönlendiren ecdadın evlatları nasıl hep kendi nefsini düşünür oldu?

   Ne oldu da “Mü’min mü’minin elinden ve dilinden selamette olduğu kimsedir!” buyuran yeryüzünün öğretmeni gökyüzünün öğrencisi bir peygamberin ümmeti bu denli ayrışır oldu?

   Hucurat Suresi. 10. Ayetinde “Müminler ancak kardeştirler!” buyuran Rabbimizin ilahi fermanına boyun eğmek, gereğini yerine getirmek “Müslümanım Elhamdülillah!” diyen kimsenin işi değilde kimin işi olabilir ki?..

   Selam ve dua ile!

Hüseyin Emre AKTAŞ

Tepkinizi İfade Edin
Like
Love
Haha
Wow
Sad
Angry

* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.

0 0 Oy
Gönderiyi Puanla
Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları gör

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
0
Düşüncelerinizi bildirmek ister misiniz, lütfen yorum yapınx