Neymiş Efendim! Muhterem Emekli Olacakmış…
Neymiş efendim!
Muhterem emekli olacakmış,
sakin bir köşeye çekilecekmiş,
dedikodudan uzak bir hayat sürecekmiş,
bir kaç tavuk cücük alıp besleyecekmiş,
doğayla başbaşa olacakmış,
şehrin gürültüsünden uzak olacakmış.
Mış mış mış…
Yanıbaşında insanlar her geçen gün uçurumun kenarına sürükleniyor muhteremin umrumda değil. O hala katına kat yatına yat katma derdinde.
Bir adım ötesinde insanlar tüm değerlerinin altüst edildiği bir yaşama doğru sürükleniyor. Muhterem “Çivisi çıkmış bu dünyayı ben mi düzelteceğim?” duyarsızlığında.
Sorsan müslümanlığı sana bana bırakmaz.
Sorsan dilinden Allah’ın Resulünü düşürmez.
Sorsan beşin üstüne beş daha kılar.
Sorsan “Herhangi bir sosyal bir projede yer aldın mı?”
Hemen birilerine kulp takar.
Sorsan hangi bir mağdurun, mazlumun, masumun yarasına merhem oldun, derdine derman oldun diye? Bana ne der kenara çekilir.
Bu mu acaba insan olmak yada Müslüman olmanın sorumluluğunu kuşanmak?
Hani bir ademi diriltmek tüm alemi diriltmeye vesile idi.
Hani bir insanın hidayetine vesile olmak kızıl tüylü develere sahip olmaktan daha değerli idi.
Soruyorum;
Sen yanmazsan ben yanmazsam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?
Hüseyin Emre AKTAŞ
* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.