Büyümek
Hayat içinde büyümek, en zor serüvenimiz. Büyümek; öğrenmek, öğrendiklerinizi hayatınıza sindirmek ile gerçekleşiyor. Kur’an’î tanımlama ile; tekâmül…
Öğrendiğiniz ve hayata geçirdiğiniz eylemler, bazen şaşkınlığınızı artırıyor. ‘Bunca zaman bunu nasıl fark etmemişim?’ diyerek, yada öğrendiğiniz ve hayata geçirdiğiniz o bilgi ile şaşkınlığınız katlanıyor, bakışınız değişiyor, sanki bir sis bulutu aralanıyor.
Mutlaka sizler de yaşamışsınızdır, “öğreneceğimizi öğrendik, daha ne öğrene biliriz?” dediğimiz de, yeni bir şey ile çıkıyor karşınıza hayat; ve diyor ki, “öğrenecek çok şeyin var.”.
Bir ay öncesi, hepimiz meşguliyetlerimizden dem vuruyor, ailemiz ile evimizde vakit geçirememekden yakınıyor, bir kaç ay sonrasına hatta senesine planlar kuruyorduk, hiç bitmeyecek sandığımız telaşelerimiz, bir türlü yetmeyen zamanımız vardı.
Gözümüz ile göremediğimiz bir virüs geldi, -sadece bizim değil- tüm dünyanın gündemini değiştirdi. Telaşlar bitti, vakitler çoğaldı, farkında olmadığımız bir çok değerimizin, sevdiklerimizin farkına vardık. Öncelik olarak gördüğümüz, olmaz ise olmaz dediğimiz bir çok şeyin olmasa da olabileceğini gördük. Sevdiklerimizin bir anda elimizden kayabileceğini bir kez daha fark ettik. Evlerimiz, ailelerimiz, büyüklerimiz ile tekrar tanıştık. İstediğim zaman nasılsa görürüz dediğimiz, sevdiklerimizi, öyle her istediğimiz de göremeyeceğimizi, görmeyi bırakın, görsek de dokunamayacağımızı, sarılamayacağımızı gördük.
Sağlık, ne büyük hazine imiş… Sokaklarda özgürce gezmek ne büyük nimetmiş, gözümüz de büyüttüğümüz devletlerin, aslında bir virüslük canları varmış, öğrendik. Biliyoruz sandığımız bir çok şey ters yüz oldu, tekrar öğrenmeye başladık.
Öğrenmek, insanoğlu yaşadığı sürece devam eder, hatta her şeyi öğrenmeye, ömrümüz yetmeyecek. Yaparız sandığımız işler, bir gün yarım kalacak. Zaten bu dünya da kim işini bitirip de gitti ki…?
Bu hayatta öğrenmemiz gereken en önemli şey “önceliklerimizin ne olduğu” olmalı. Suni, gündemin bize dayattığı öncelikler değil, bizim önceliklerimiz! Bunu unuttuğunuz/unuttuğumuz an, bir hatırlatıcı devreye girerse ne âlâ, o hatırlatıcı devreye girmediğinde ise, suni gündemler içerisinde kaybolmamak işten değil. O yüzden ne için öğrendiğimizi unutmamak, yolumuzdan çıkmamızı engeller.
Öğrenmek sancılıdır, fakat hangi doğum sancısız olur ki, ayrıca öğrenmenin sancısız olacağını kim söyledi? Büyümek, insan olmak sancılı bir süreç. İnsan kalabilmek ise daha sancılı. “İnsan bir kez ölür, fakat binlerce kez insan olup olmadığı ile sınanır” demişti, Nazlı Özburun.
Yaşanan bu süreçte öğrendiklerimiz, bizi büyütüp, insani değerlerimizi öne çıkardıysa ne âlâ, hâlâ beşer yönünüz ön planda ise, olayları eksik okumuş, büyüme kısmına gelememişsiniz demektir. Unutmamak gerek, her musibet sizi büyütmek için gelir, büyümek için bilmek, bilmek için okumak, okumak için ise, bilinç gerekir.
Hayatı bilinç ile okuyor, hayatınıza farkındalık ile bakıyorsanız, büyüyorsunuz demektir, mübarek olsun.
Yeşim Mızrak Gemici
* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.