Allah Yolunda Öldürülmek Ne Demek?
‘’Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler. Fakat siz sezemezsiniz.’’(Bakara suresi, 154.ayet)
‘’Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler, Rab’leri katında rızıklanmaktadırlar.’’(Ali imran suresi, 169.ayet)
Yukarıdaki ayetlerin doğru anlaşılamaması yüzünden bir çok batıl itikad oluşmuştur. Edebi sanatlar harikası olan Kur’an bunun gibi mecazi anlatımlarla doludur. Ayeti mecazi olarak algılamazsak başta (haşa) Allah’ın sünnetindeki tutarsızlıkla birlikte tanrılaşan insanlar ortaya çıkarırız. Özelde şehidler için genelde, peygamberler, evliyalar gibi bir çok insanın ölmediği ve hala dünyada tasarruf sahibi olduğu gibi tevhidin kırmızı çizgisini aşan anlayışlar oluşmuştur. Tasavvuf kültürü bu ayetleri istismar ederek tescillediği isimlerin öldükten sonrada hayata müdahele ettiği gibi çarpık anlayışlara sahiptir.
Ayetlerdeki dirilik bildiğimiz anlamda dirilik değildir. Davalarına olan sadakatları ile kendi zamanlarına iz bırakıp kendilerinden sonraki zamanlar da ise bu mücadeleleri ile insanlara güç vermeleri ve yollarına ışık tutmaları ile açıklanabilir. Ayrıca ayette Rabbimiz bunlar için ölüler denmesini yasaklamıştır. Çünkü ÖLÜM yokluk ve hiçliktir.
Zulüm, kısmak istediği sesi nara yapar. Bazı ölüler yaşayanlardan daha yüksek sesle konuşur… (Malcolm X)
Rahmetli Malcolm X’in dediği gibi bazen ölüler yaşayanlardan daha yüksek sesle konuşur demesi aslında tamda konunun özeti gibi.
Kim diye bilir ki ‘’Anneciğim üzülmeyin ALLAH bizi bu ameli yapmaya ve kendi yolunda şehitliğe eriştirdi. Size düşen Kur’an’a tutunmak ve onunla amel etmek.’’ Diyen Halid El İslambuli ölmüştür.
Kim diyebilir ki ‘’ Biz ölümün tehlikelerle dolu bir hayattan ebedi nimet ve saadetlerle dolu gerçek bir hayata geçiş köprüsü olduğunu biliyoruz.’’ Diyen Hasan El Benna ölmüştür.
Kim diyebilir ki ‘’ “Şehadet bize bir son değil başlangıçtır.” Diyen Selami Yurdan ölmüştür.
Kim diyebilir ki ‘’ “Eğer idamı hak etmiş olarak hakkın emri ile ipe çekiliyorsam buna itiraz etmek haksızlıktır. Eğer batılın zulmüne kurban gidiyorsam, batıldan merhamet dileyecek kadar alçalamam!..” diye haykıran Seyyid Kutup ölmüştür.
Kim diyebilir ki ‘’ “Hüküm yanlız ALLAHındır, sizin alcak hükmünüzü hiçbir değeri yoktur, Allaha aidiz ve ona dönücüyüz.” Diyen Ömer Muhtar ölmüştür.
Kim diyebilir ki ‘’ Çağdaş dünyamızda artık toprağa, kana, devlete, ırka, bayrağa ve şahıslara tapılıyor.’’ Diyen Ali Şeriati ölmüştür.
Kim diyebilir ki ‘’ İnmemiştir hele Kuran şunu hakkıyla bilin Ne mezarlıkta okunmak ne fal bakmak için.’’ Diyen M. Akif Ersoy ölmüştür.
Kim diyebilir ki ‘’Siz putlardan tanrımı ediniyorsunuz?’’ diyen İbrahim peygamber ölmüştür.
Kim diyebilir ki ‘’ bize vahyedilen Rabbinizin bir tek ilah olduğudur’’ diyen Allahın resulleri ölmüştür.
Kim diyebilir ki davaları uğruna yaşayan ve mücadeleleri ile gümümüzde yolumuza ışık olan dava erlerinin öldüğünü. Yok olduğunu ve hiçliğe gömüldüğünü….
Yasadıkları dönemlerde zalim yöneticiler ve şer güçler tarafından her türlü baskıya rağmen inandıkları yoldan dönmeyen insanlar Allah’a hakkı ie kulluğun nasıl olduğunu göstermişlerdir. Vefatlarından uzun yıllar geçmesine rağmen eserleri bile zalimleri ürkütmeye devam etmiştir.
‘’Allah yolunda hicret edip de sonra öldürülmüş veya ölmüş olanlara gelince, elbette Allah, onları güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır. Çünkü Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır.’’(hac suresi 59. Ayet)
Allah yolunda canlarını vermekten çekinmeyen o güzel insanlar hayatlarında olduğu gibi bıraktıkları eserleri ve örnek hayatlarıyla yasamaya devam ederek rabbimiz katında rızıklanmaktadırlar.
Canlarını mallarını Allah yolunda feda eden bütün dava erlerine selam olsun…
Her şeyin doğrusunu bilen Allah’tır
ERKAN ERDOĞAN
* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.