YAZILAR

Her Gün Bir Ayet – 2

KENDİLERİNE ilim verilmiş olanlar…
Geçen yazımızda yarıda kalmıştı…
KENDİ‘de kaldık.
SEN, ‘KENDİ‘ni tanırsan, bu güzel okumaktır..

Dönelim SEBE suresi’nin 6.ayetine.
KENDİLERİNE ilim verilmiş olanlar, Rabbi’nden sana indirilenin, hakikatin ta kendisi olduğunu ve O yüceler yücesi, O tüm övgülere layık olanın yoluna yöneteceğini görmektedirler”

İlim verilmiş olanları 79.Sûre’nin 74.ayetinde “Lut’a da bir muhakeme ve (seçip ayırma yeteneği kazandıran) bir ilim bahşettik…

“İlim verilmiş olanlar” derken Rabb’im’iz; burda bir ayırım mı var?” Bir kısmına verilmiş, bir kısmına verilmemiş; bazılarına verilmiş, bazılarına verilmemiş olmak” olarak mı anlamamız lazım?!… Ya da bazılarımıza verilen, bazılarımıza yetecek mi, kafi gelecek mi?

Bazılarımıza verilen ilim, diğerlerimizi bu sorumluluktan kurtaracak mı?
Burada İLİM derken sadece okumak ya da dinlemek olarak algılamıyoruz elbette… Lakin…

CEHALET OKUMAKLA TAMAMEN GİTMİYOR…

İlim “bilgi” ise; o kadar çok bilgi yutuyoruz ki günler ve geceler boyu… Bir tıklamayla küçücük bir konu hakkında bile, kitaplar dolusu bilgi, ansiklopediler dolduracak kadar malzeme elde ede biliyor, toplaya biliyoruz…

Demek ki ilim; çok okumak, çok yazmak, çok konuşmak değildir. Bir kere bunu anlamamız gerekiyor. İlim derken; bazen bir cümleyi doldurursunuz, o size bir ömür yeter…
Koşu yarışmacısı, atletizm yarışmacısı gibi…
Rahşan bir at gibi koşuyoruz çatlarcasına…
Nerden ve kimden geldiğini bilmeden dolduruyoruz zihin çöplüklerimize..
Eskiden bir orijinal cümle veyahut şöyle on ikiden vuran bir nokta atışı gördüğümde, günlerce onun ağırlığında dolaşır-çözmeğe çalışır; beynime ve yürek evime takar, onu akıl midemde bir güzel sindirmeğe çalışırdım. Ve o cümle günlerce hatta aylarca benim rotam olur, kan olur, can olur, hal olurdu.

Üzgünüm, gördüğüm cümleleri şimdi ne kaydedebiliyorum, ne yetişe biliyorum, ne de eskisi kadar heyecanlanıyorum… Toplum olarak hepimiz okuyoruz, ya da çoğumuz. Hepimiz bir yığın dersler alıyoruz çatlarcasına…
Öylesine yarışımız var ki neye ve kime olduğunu bilmeden… DOKUMAYA fırsatımız kalmıyor. Bilgi koşu yarışmasına döndü okuduklarımız, dinlediklerimiz, yazdıklarımız…

Bir ayda kaç kitap OKUDUMun hesabını yaparken, aldığımız İLİM mi-bilgi mi ayırt edemedik… Şu son yılımda kaç kitap aldım, kaç kitaba onca para yatırdım bilmiyorum. Ama inanın bazen hangi bilgiyi hangi kitaptan almıştım karıştırıyorum. Müdakkik-hüşyar arkadaşlarımı tenzih ederim. Elbette istisna okuyucular, müstesna şahsiyetler vardır… Müstesna derken; ne okuduğunu bilen, ne için okuduğunun farkında olan… Okuduğu cümlelerin arasında dans eden, her kelimenin içerisine girmeye çalışan, tasını tarağını toplayıp o kelimelerin o cümlelerin başında onunla sabahlayan ve içini doldurmaya çalışan şahsiyetler…

Okumak çok güzel bir kavram ve içini doldurursan çok güzel ameliye…
Taa çocukluğumda ilkokul öğretmenimin bir sözü vardı. Kitapların az bulunduğu bir dönemde çocuk olduk. Şöyle demişti öğretmenim: “bir pisliğin içinde bile bir kağıt, bir yazı bulduğunuzda alın okuyun” Ve öğretmenim’in bu öğüdünü bir miras olarak alıp (vasiyet diyemeyeceğim, yaşıyor mu öldü mü bilmiyorum. Vefat ettiyse Allah rahmet etsin, yaşıyorsa selametlikler diliyorum) nerde bir kağıt bulduysam okumağa çalıştım-çalışırım…

Hepimiz birer bilgi standına döndük. Hepimiz öylesine okuduk ki; kitaplardan kendimize birer kulübe yaptık, o kulübenin içerisine oturup boy boy resimlerimizi paylaştık. O kadar ihtişamlıydı ki kitap kulübelerimiz… Kitapların arasından kendi küçüklüğümüzü göremedik…

Evet… Geçen yazımda HER GÜN BİR AYET başlığıyla başladığım ve hala bitiremediğim İLİM mevzusuna yine giremedim…

Biz “ilimli olalım” derken, bir yığın bilgilerin hamallığını yapar olduk… Hiç aklımıza gelmedi Cuma suresi’nin 5.ayeti: TEVRAT’I taşıma sorumluluğu kendilerine verilip de onu taşıma sorumluluğunu yerine getirmeyenlerin durumu, kitaplar yüklenmiş(fakat sırtındakinin değerinden bihaber olan) eşeğin durumu gibidir….

Evet bu ayete de girersek hiç çıkamayız.
Tekrar biz SEBE suresi’nin “Kendilerine İLİM verilmiş olanlar”a dönersek… Yine ENBİYA suresi’nin 74.ayetinde: sağlam bir muhakeme ve (seçip ayırma yeteneği kazandıran) bir ilim bahşettik” diyor ilmimizin Sahibi, gönlümüzün Sahibi, aklımızın Sahibi… İşte burda durmamız gerekiyor.

Bir yanda odalar dolusu, kütüphaneler dolusu kitaplar, diğer taraftan SAĞLAM BİR MUHAKEME (SEÇİP AYIRMA YETENEĞİ KAZANDIRAN) bir İLİM…

Söyleyin bana İLİM mi sukut etti, yoksa aklım mı dumura uğradı?!
Kitap okumaktan; dostlarımızı sormayı, onlarla ilgilenmediği,.. garibanlara selam vermeği… bir Allah dostunu hatırlamayı… bir yetimin başını okşamayı… Ana-baba-kardeşlerimizi kendi dairemiz içine almayı… evlatlarımız ve üzerimizde hakkı olanların, gözlerinin içine bakıp; yürekten bir tebessüm etmeği ya unuttuk ya da tehir ettik…
Oysa KİTAP denilen değerin, bizi değerlendirmesi lazımdı.
Aslında herkes kendine NEDEN OKUYORUM diye bir anket yapmalı.. Cevabını hiç kimseye göstermese bile, kendisi görmeli…
Geçen yazımı sonlandırdığım gibi, yine yazacağım.
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsen
Ya bir kuru emektir.

Vesselam
İclalgül Gölgeli
-Kitap aşığı-
1.3.2021
“Haa az kalsın unutuyordum, en son kitabım bu sabah geldi…”

Tepkinizi İfade Edin
Like
Love
Haha
Wow
Sad
Angry

* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.

İclalgül Gölgeli

İclalgül Gölgeli, 12 kardeşin 9 numaralı, 60 doğumlu Malatya'nın Gündüzbey kasabası'nda dünyaya gelen, yüksek öğrenimini Ankara Gazi Üniversitesi'nde yapan, hayatını kendini ve insan yetiştirmeye adayan bir garip virgülüm. Yazar değilim. Hayatıma dair çok insan hikayeleri biriktirdim. Çok iniş çıkışlarım, çok duraklarım ve yol başlangıçlarım oldu. Kısacası, insan okuyor ve insan dokuyorum. Son nefesime kadar da böyle olacak umuyorum. Saygı selam ve başarı dileklerimi iletiyorum.
4 7 Oy
Gönderiyi Puanla
Abone ol
Bildir
guest
4 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları gör
Şerife Öcel
Şerife Öcel
3 yıl önce

Yine yüreklere dokundunuz , yüreğinize sağlık İclal hocam

Derya katırcı
Derya katırcı
3 yıl önce

Allah senden razı olsun bu kadar güzel ifade eden yok bende hep diyorum kitap okuduk kuranı okuduk her sene ramazan ayında olsun günlük olsun okuyorduk cüzler bitirdik arapça hiç meal tevsir okumadık taki senin gibi bir ablayla tanışana kadar ki iyiki varsın dediğiniz gibi hayatımıza geçirmek Salihat ,hasenat, yetim doyurmak vs bunun önemini anladık bir insanın öğretmeni çok önemli okumakta önemli ama anlayarak okumak yaşayarak okumak daha önemli teşekkür ederim emeğinize sağlık

hicran erkişi
hicran erkişi
3 yıl önce

Benimde öğretmenim bulduğunuz her şeyi okuyun eğer okudugun şey yanlışsa doğrusunu bulmak için ugrasirsin aslında yanlış sana doğruyu öğretir demişti..ayrıca kitap denilen değerin bizi değerlendirmesi gerekirdi notunu çok beğendim…samimi olarak yüreğinizden dökülen bu sözleri fırsatımi bulduğum ilk anımda okuyup değerlendirmeye çalışıyorum…emeğiniz için teşekkür ederim

İpek Terzi
İpek Terzi
3 yıl önce

Basit gibi görünen kavramlara farklı pencerelerden bakarak bizimde o pencerlerden bakmamızı sağladığınız ve beynimizde o basit gibi görünen kavramların derinliklerine inerek asıl anlamamız gerekenin yol haritasını çizdiğiniz için teşekkür ederim. Yeni haritalarda buluşmak üzere iyi çalışmalar diliyorum.

Son Düzenleme 3 yıl önce - İpek Terzi

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
4
0
Düşüncelerinizi bildirmek ister misiniz, lütfen yorum yapınx