ANALİZARAŞTIRMADENEMELERDÜNYA GÜNDEMİGÜNDEMHABERPODCASTTARİHTÜRKİYE GÜNDEMİYAZILAR

Bugün Yine Kan Verdik Yeryüzünün Damarlarına


Spotify’da dinlemek için buraya tıklayabilirsiniz…
Yerli ve Milli Temizlik Ürünleri
Türkiye’nin İnovatif Yerli ve Milli Temizlik Ürünleri

Bugün yine kan verdik yeryüzünün damarlarına, bugün yine bebekler vuruldu birilerinin inançları uğruna işgal ettiği topraklarda… Umudumuz da vuruldu bu kez… Galiba yeryüzü artık tüm insanlık için barış, esenlik ve cennet yurdu olamayacak…

Bugün hunharca kan dökülerek, işgal ve sürgünler ile temellerini attıkları bu topraklar üzerinde ırkçı ve sözde üstün bir milletin, sadece kendilerinden olanlar için barış, esenlik ve cennet yurdu kurma hayali bulunmaktadır. Bu hayalin adı Siyonizm’dir. Siyonizm, Filistin dışındaki bütün Yahudileri bir araya toplamak ve sonra da Süleyman Mabedi’ni Siyon Dağı üzerinde yeniden inşa etme idealidir.

Siyonizm teriminin kökü olan Siyon sözcüğü, İlkçağ’dan beri Kudüs anlamına gelmektedir. Yahudilerin ilk kutsal tapınaklarının MÖ 587’de Babilliler tarafından yıkılıp, Yahudilerin Babil’e sürgün edilmesinden sonra Siyon’a özel bir anlam yüklenmiştir. Siyon, yurtlarından kovularak Babil’e sürgün edilen Yahudi halkının Filistin’e dönme arzu ve özlemi anlamında kullanılmaya başlanmıştır (Öke, 2002: 22).

Bir inanç, bir ideal, bir hayal, bir özlem siyasal bir harekete dönüşür de vicdanların gözlerini bağlar; mağdur ve mazlum iken zalim ve azgın bir güruh oluşturabilir mi?

Hem de öyle bir güruh oluştu ki, 2500 yıldır atalarına uygulanan zulmün, zalimlerine benzemeyi bırakın onları bize mumla aratıyorlar… Dünün mazlumları bugünün acımasız katillerine dönüştüler. Öyle bir katil ki hem de; hiçbir insani değeri olmayan gözü kara bir katil… Herkesin gözü önünde bir katliam ve soykırım yapmakta… Hastane bombalamakta, bebeklerin ve çocukların üzerine fosfor bombası atmakta… Aynı zamanda bunları inancı gereği yaptığını yani Tanrı’nın bir buyruğu olduğu iddiasıyla, ibadet olarak yapmakta… Öyle bir inanç ki bu, eğer ki onlardan değilsen insan seviyesinde bile değilsin, hayvan hükmündesin dolayısıyla da insan olarak görmedikleri için de her türlü zulmü ve katliamı yaparken vicdanları en ufak sızlamamakta… Tam tersi ibadet ettiklerini düşünüp haz almaktadırlar…

Bugün bir insan çıksa dese ki; “ben inancım gereği bir toprak parçası üzerinde yaşayan herkesi öldüreceğim, acımasızca soykırım uygulayacağım, orada kendi krallığımı ilan edeceğim” tüm insanlık karşısında durur muydu? Peki ya bu inanç sahibi dünyanın ekonomik ve teknolojik olarak en üst seviyesindeki bir ülkeyse cevap değişir miydi? Cevap burada değişiyor işte… Çünkü çok güçlü ve belalı görünüyorlar. Kimse karışmak, bulaşmak istemiyor…

Tevrat’a göre Yehova kutsal toprakları kıyamete kadar İbrahim Peygamber ve onun ümmetine vermiştir. Bu inanç çerçevesinde Yahudiler için Siyon dedikleri Kudüs ve çevresine dönme, kralları Süleyman tarafından yapılan kutsal mabetleri Beyt-i Makdis’i yeniden inşa etme, daha sonra sözde üstün Yahudi ırkını Nil’den Fırat’a ve nihayet bütün dünyaya ekonomik ve her türlü güç bakımından hâkim kılmak Tevrat’ın ana prensibini oluşturmaktadır. İşte Siyonizm bu hedefleri gerçekleştirmek isteyen ırkçı ve emperyalist İsrail Terör Devleti’nin ve Yahudi milliyetçiliğinin adıdır.

Zaman içerisinde Müslümanların Kudüs’ü fethetmesiyle birlikte, Süleyman mabedinin yerine “Mescid-i Aksa, Kubbetüssahra“ gibi camiler ve külliyeler yapılması, o bölgenin önemi sebebiyle çevrilmesi ve üzerine hiç yıkılmayacak camiler yapılması tesadüf değildir elbetteki. Bu durum Yahudilerin Süleyman Mabedini hac etmesine engel olmuştur. Müslümanlar için Kâbe’nin anlamı ve önemi neyse, Yahudiler için de Mescid-i Aksa’nın yıkılarak yerine yeniden inşa edilmesini planladıkları Süleyman Mabedi’nin de anlamı odur. Mescid-i Aksa’yı yıkmayı kafaya koymuşlar ve bunu sistemli bir şekilde planlamışlar. Öyle ki Mescid-i Aksa diye google’da arama yapıldığında Kubbetüssahra Cami’nin çıkması, Mescid-i Aksa ile ilgili tüm haberlerde Kubbetüssahra Cami’nin fotoğraflarının kullanılması da tesadüf değildir. Sokaktan rastgele 10 kişiyi çevirin iki camininde fotoğrafını gösterin, büyük çoğunluğun Kubbetüssahra Cami’ne, Mescidi Aksa diyeceğini göreceksiniz.  

Velhasıl bugün bölgede yaşanan savaş bir kesimin inancına dayanmaktadır. Hatta bir zamanlar kendi atalarına yapılan soykırımın aynısını şimdi kendileri yapmaktadırlar. Adamlar inançlarına o kadar sadıklar ki yüz yıllık planlar yapabiliyorlar. O kadar güçlü görünüyorlar ki, dünyanın gözü önünde hiç utanmadan bebekleri katletmeyi, fosfor bombası kullanmayı, insani yardımlara engel olmayı, Filistinlilerin organlarını çalmayı “ibadet ediyoruz, biz böyle inanıyoruz” diye sunabiliyorlar. İnançlar kişilerin kendisini bağlar. Sadece kendilerini bağlayan inançları gereği bir hak iddia etmek, adım adım işgal gerçekleştirmek ve kendilerini tüm insanlıktan üstün görerek diğer tüm insanları hizmetçi görmek tüm insanlığın sorunudur. Sorun yalnızca bölge insanlarını ilgilendirmiyor. Sorun temel bir insanlık sorunudur. “Senin evin, benim inancıma göre benim evimdir.” diyerek kimsenin evini çalamazsınız. Bugün o bölge için yapılanlar yarın senin evin için de yapılacak. İnançlar ve ideolojilerden arınmış, saf, arı duru insanlık aklına ve mantığına bu soykırımı kabul ettirebilecek hiçbir sebep gerekçe gösterilemez, kabul edilemezdir.

                İsrail bugüne kadar yaptığı tüm işgallerinde hep önce kendini mazlum göstermiş, sonrasında hunharca kan dökmüştür. Orantısız güç kelimesini bile hafif bırakacak insanlık suçu işlemiştir ve işlemeye de devam etmektedir.

                Bugün bölgede yaşananlar inançlar savaşı değildir. Yani iki farklı inancın üstün gelme mücadelesi değildir. Sadece siyonistlerin kendi hayallerinin gerçekleşmesi için karşısında ne varsa yakıp, yıktığı hiçbir hakkı hukuku tanımadığı hunharca yapılan bir soykırımdır. Sapkın görüşlü bir kesimin, aslında hiç bir hakkı olmadığı şeyler üzerine inancı gereği hak sahipliği iddia etmesi sebebiyle gerçekleşen bir terör faaliyetidir. Oysa inançlar kişiseldir, sadece inananları bağlamalıdır. Ayrıca hiçbir inanç bebek öldürmeye, organ çalmaya, evine malına el koymaya, masumların kanını dökmeye gerekçe gösterilemez.

Siyonizm, Türkiye İçin Bir Milli Güvenlik Sorunudur:

                Siyonistlerin hayalini kurdukları büyük Siyon Kenti idealinde Türkiye sınırlarında yer alan topraklar da vardır. Suriye iç savaşından hemen önce bu alandaki mayınların temizlenmesi bu kirli planın bir parçası dahi olabilir. Hatırlayanlar bilecektir o zamanlarda mayınların temizlenmesi işi için en uygun fiyat teklifini veren İsrail’li bir firmaydı. İsrail hayır kurumu mu bu bölgede ucuza işçilik yapacak? Ayrıca en başta oradaki mayınların temizlenmesi kimin fikriydi? Özellikle İbrahim peygamberin yaşadığı yer olarak bilinen URFA Siyonizmin ikinci başkenti denilebilecek kadar büyük bir öneme sahip. Depremde yıkılan neredeyse tüm illerimiz bu hayali projenin sınırları içerisinde. Ben depremde de bu projenin parmakları olabileceğini düşünenlerdenim. Siyonistler bu bölgedeki harabeye dönmüş toprakları 3-4 daire parasına bugün bizim vatandaşlarımızdan satın almaya çalışıyorlar. Böyle bir ekonomi de depremden etkilenmiş, evi harabeye dönmüş mazlum halkımız toprağı karşılığında yüklü teklif gelince de bu şirketlere satıp başka illere göç ediyorlar.Siyonizm, yani bu bölgede Siyon Kentini kurma davası Türkiye sınırlarını da ilgilendirdiğinden bu mesele çok yakından bizi de ilgilendirir. Ülkenin bölünmez bütünlüğünü savunan tüm vatandaşlarımızın da sorunudur! Siyonizm, Türkiye için bir milli güvenlik sorunudur. Bugün Filistin’in yaşadığı ne varsa benzerini sınırımızda biz de görebiliriz. Bu sebeple tedbirler almalıyız. Bilinçli, farkındalıklı ve her daim güçlü olmalıyız. Ekonomik ve teknolojik olarak çok sağlam temeller atmak zorundayız.                


Yani demem o ki; Siyonist harekete dur deme görevi sadece Müslümanların ya da Filistin bölgesinde şuan mevcut yaşayan insanların sorumluluğunda değil! Siyonizm tehlikesi en başta tüm insanlığın temel problemidir. Çünkü tüm Dünyaya hükmetme hayali bulunmaktadır. Üstün ırk, diğer insanların hepsi de üstün ırkın kölesi, yardımcısı, 2. sınıfı gibi görülen üstenci ve ırkçı bir bakış açısı insanlık değerlerinin tümüne savaştır! Bu sebeple de tüm insanlık buna dur demelidir! Bugün orada yapılan soykırım yarın tüm yeryüzünde uygulanabilir.


                Umarım dünya bir an önce Siyonizm belasından kurtulur. Bugün yeryüzünde yaşanan tüm katliam ve soykırımlar bir an önce biter ve tüm dünyada barış, esenlik ve cennet yurdu yeniden kurulur.

Yusuf ALTUNOK

Tepkinizi İfade Edin
Like
Love
Haha
Wow
Sad
Angry

* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.

5 1 Oy
Gönderiyi Puanla
Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları gör

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
0
Düşüncelerinizi bildirmek ister misiniz, lütfen yorum yapınx