YAZILAR

Bir Çocuk Nasıl “Narsiste” Dönüşür?

Hangi tarz ebeveynlik, çocukların Narsistik Kişilik Bozukluğu (NPD(1)) ile büyümeleri sonucunu doğurur?

Yazan; Elinor Greenberg Ph.D.

Tercüme Eden; A. Özlem ADIYAMAN M.A.

Sık sık “Ne tür bir ebeveynlik, çocukların Narsistik Kişilik Bozukluğu ile büyümelerine yol açar?” Veya “Narsist ebeveynlerin çocukları Narsist olma riski altında mıdır?” sorularıyla karşılaşırız.

Bugünün tercümesi bu konuya ışık tutmayı hedeflemiştir.

Bir İnsan Narsistik Kişilik Bozukluğuna Nasıl “Yakalanır”?

Narsistik Kişilik Bozuklukları, çocukluk dönemindeki bazı aile ortamlarının bir yan ürünüdür. Her çocuk ebeveyninin dikkatini çekmek ve onayını almak ister. Çocuklar evlerine uyum sağlarlar ve çoğu zaman bazı ev durumlarına en verimli ve en makul adaptasyon narsist olmaktır.

Aşağıda çocukların, narsistik olmalarına katkıda bulunabilecek bazı yaygın senaryolar bulunmaktadır.

Senaryo 1 : Narsistik Ebeveyn Değerleri

Bu durumda, çocuk çok rekabetçi ve sadece yüksek başarıyı ödüllendiren bir ailede yetiştirilir. Ebeveynlerden biri veya her ikisi de Teşhirci Narsisttir. Aile sloganı şöyledir: Eğer en iyisi olamıyorsan, denemeye bile değmez?

Şartlı sevgi ortamı: Yarışta birinci geldiğinizde, bilim fuarını kazandığınızda veya okul şovunda yıldız olduğunuzda, övgü ve ilgi ile duş alırsınız. Bunu yapamadığınızda ise, aile için bir hayal kırıklığı olursunuz. Ailedeki herkesin “özel” olması ve bunu ebeveynlerine tekrar tekrar kanıtlaması gerekir. Ne kadar başarılı olursanız olun, baskı asla bitmez.

Bu tecrübeden geçmiş bir kadının söylediği gibi: “Tümü A’larla dolu bir karne ile geldiğimde babam bana A+ olup olmadığını sordu.”

Bu ailelerde yetişmiş çocuklar dengeli bir şekilde sevildiklerini hissetmezler. Statü vermeyecekse, kendi iyilikleri için dahi olsa herhangi bir şeyden zevk almaları zordur. Kendi istediklerini veya arzu ettiklerini keşfetmek için ebeveynleri tarafından destek almak yerine, yalnızca yüksek başarı için destek alırlar. Ebeveynleri çocuklarının “gerçek benlikleri” ile ilgilenmezler, esas olarak çocuklarının aileyi nasıl iyi gösterebileceği ile ilgilenirler. Komşularına karşı  “Çocuğumun ne yaptığına bakın!”  diye başlayıp anlatarak çocuklarıyla övünmek isterler.

Bu gibi evlerde büyüyen çocuklar sadece başarılı olduklarında ve “en iyi” olarak tanındıklarında kendilerini güvende ve değerli hissederler. Koşullu sevgi görmeleri yüzünden, evlerinde yüksek statü ve başarının yüceltilmesi sonucunda çocuklar başarı ile mutluluğu birbirleri ile karıştırmanın ömür boyu sürecek bir modelini şahsiyetlerinde harekete geçirmiş olurlar.

Örneğin: John ve Kağıt Üzerindeki Hayatı

Narsistik Kişilik Bozukluğu ile yaşayan ve tahmin edilebilir şekilde parlak ve başarılı olan John, bana terapiye gelmek istediğini söyledi çünkü yolunu kaybettiğini anlamıştı. Hiçbir şeyin onun için gerçek bir anlamı yok gibiydi. “Bir ‘özgeçmişim’ ve bir de hayatım var dedi. Hakkımdaki her şey kağıt üzerinde iyi görünüyor. Hobilerim bile havalı. Ama bu hayat yolunda bir yerlerde gerçekten kim olduğumla olan temasımı kaybettim. Başarılarımdan artık gerçek bir zevk hissetmiyorum. İyi yaptığım bazı şeyler var ve onlardan zevk almaya başladım gibi ama şimdi de onları sadece diğer insanları etkilediği için yapıyorum. İçimde bir boşluk hissediyorum. ”

Senaryo 2: Narsist Ailenin Değersizleştirmesi

Bu senaryoda, her zaman çocuğu yeren, değersizleştiren, fazla otoriter “bir ebeveyn[2]” vardır. Ebeveyn genellikle sinirlidir, kolayca öfkelenir ve gerçekçi olmayan yüksek beklentilere sahiptir.

İki veya daha fazla çocuk varsa, ebeveyn birini övecek ve diğerlerini yerecektir. Falanca gün “iyi diye lanse edilen çocuk” çabucak “kötü” olana da dönüşebilir veya aniden farklı bir kardeş ailenin gözünde yükselişe geçer. Ailenin içinde kimse kendini güvende hissetmez ve herkes zamanını her an patlamaya hazır narsist ebeveynleri yatıştırmakla geçirir.

Diğer ebeveyne gelince genellikle ona çocuklar gibi davranılır ve her yaptığı küçümsenir. Narsistik veli ile aynı fikirde olmadığında, onlar da değersizleşir.

Bu hanelerde büyüyen çocuklar öfkelidir çünkü hep küçük düşürülmüşlerdir ve doğal olarak kendilerini yetersiz hissederler.

Bu şartlarda yetişen çocuklar karşılaştıkları bu durum karşısında birkaç farklı şekilde tepki verirler;

Mağlup Olan Çocuk: Bu çocuklar basitçe herşeyden vazgeçip yenilgiyi kabul ederler. Gençlik yıllarında, binlerce kez değersiz olduklarının söylenmesinden sonra, hayatları kendinden nefret eden utanç temelli bir depresyona dönüşebilir. Daha sonra iç utançlarından kaçmak için, dürtüsel, bağımlılık yapan davranışlarda kendilerini kaybetmeye çalışabilirler. Bazıları alkolik ve uyuşturucu bağımlısı olur, diğerleri günlerini internette geçirir. Potansiyellerine asla ulaşamazlar zira hiçbir potansiyele sahip olmadıklarına ikna olmuşlardır.

Asi Çocuk: Bu çocuklar ebeveynlerinin “kaybeden” oldukları mesajını açıkça reddederler. Bunun yerine, hayatlarını kendilerine, dünyaya ve kendilerini değersizleştiren ebeveynlerine özel olduklarını ve ebeveynlerinin yanlış olduğunu kanıtlamaya çalışarak geçirirler. Başarıyı ellerinden gelen her şekilde takip ederler. Özel olduklarını kanıtlamak ömür boyu süren bir görev haline gelirken, bilinçaltında her zaman hatalarını eleştiren “sert, acımasız bir iç ses” vardır – hatları her ne kadar küçük olursa olsun.

Öfkeli Çocuk: Bu çocuklar kendilerini değersizleştiren ebeveyne öfkeli büyürler. Onlara ebeveynlerini herhangi bir şekilde hatırlatan herkes, öfkelerinin hedefi haline gelir. Bazen zehirli veya habis bir narsist olurlar. Kendilerinin başarıları yeterli değildir, aynı zamanda birçok güzelliği yok etmeyi de amaçlarlar.

Örnek: “Güzel Kadın[3]

Bu filmde Richard Gere şirketleri satın alan ve parçalayan varlıklı bir işadamını canlandırmaktadır. Bu şirketlerin eski sahiplerinin hayatlarını ve çalışmalarını yok etmekten hoşlanır çünkü hepsi nefret ettiği babasının sembolu yerine geçiyordur. Film, sonunda aşık olduğu bir fahişeyi (Julia Roberts) kiraladıktan sonra hayatı dönüşür. Bir aşk nesnesi seçimi bile tipik olarak narsisttir.

Ben sadece kendi kurtardıkları, hatta satın aldıkları kadınları seven çok varlıklı narsist erkeklerle tanıştım. Çünkü bu durum onların kendi statülerini güvenli bir şekilde el altında tutan kişilikleri tercih etmelerindendir.

Senaryo 3: “Altın Çocuk”

Bu ebeveynler genellikle spotta rahatsız olan dolap narsistleridir[4]. Kendilerinin yerine, son derece yetenekli çocukları hakkında övünürler. Genellikle çocuk çok yeteneklidir ve övgüyü hak eder, ancak bu ebeveynler bazen bu durumu saçma uzunluklara götürürler. Çocuğun kusursuzmuş gibi ve özel olarak bu tür aşırı idealleştirilmesi, çocuğun daha sonraki yaşamında Narsistik bir adaptasyona bürünmesine neden olabilir.

Koşullu ve Koşulsuz Sevginin Etkileri

Herkes gerçekçi (olduğu gibi) görünerek koşulsuz sevilmek ister. Çocuklar ebeveynlerinin sadece özel oldukları için onlara değer verdiğine inanırlarsa, bu alttan alttan bir güvensizliğe katkıda bulunabilir. Kimse her zaman kazanamaz. Hiç kimse her şekilde herkesten daha iyi olamaz.

Bir ebeveyn tarafından idealize edilen çocuklar, sadece mükemmel ve idealleşmeye yakın olduklarında sevilebilir olduklarına inanmaya başlayabilirler.

Hata ve Utanç Algısı

Ebeveynler çocuklarını idealize ettiğinde, çocuklar kendi içlerinde herhangi bir kusur gördüklerinde utanabilirler. Bu utanç duygusu kendini aşırı yermeye doğru gidebilir. Anne babanın gözünde, kusursuzluğa ve idealleştirmeye değer olduklarının kanıtı olmak için çocuklar, insan üstü çaba gösterebilirler.

Gerçek Benliğin Eksik Gelişimi

Bu süreçte çocuklar gerçek benlikleri, gerçek beğenileri ve hoşlanmadığı şeylerle temaslarını kaybedebilirler. Gerçekte kim olduklarını, gerçek ilgi ve yeteneklerinin nelere olduğunu keşfetmek yerine, tamamen yoldan çıkabilirler ve zamanlarını sadece zaten iyi oldukları şeyleri yaparak geçirebilirler ve bunu yaparken sadece ebeveynlerinin onayını alacaklarını düşünürler. Bu onları motive eder.

Sonuç: Ebeveynlerin çocuklarını aşırı idealleştirmesi, çocuğun kendi benliğini dengesiz görmesine yol açabilir. Bu olduğunda, çocuk kendisindeki ve başkasındaki herhangi bir kusuru, kabul edilemez olarak algılar ve mükemmel olarak görünmeye çalışır. Bu kısa bir sıçrama, atlama ile tam gelişmiş ve şişkin bir narsizme yol açar.

Bazen, bu çocuklar “Altın Çocuk” rolüne direnirler, narsistik olmazlar ve aldıkları aşırı övgüden utanırlar. Ailede oynanması istenen rolün yükünü hissederler.

Bir anne bana şöyle dedi: “Oğlum, hepimizi büyüklüğe götürecek, o bu ailenin amiral gemisidir.”

Oğlu ise bana şunları itiraf etti: “Sadece ve sadece, bu sonsuz koşu bandından çıkmak ve ailemin çılgın beklentilerini karşılamak zorunda kalmadan kendi hayatımı yaşamak istiyorum.”

Senaryo 4: “Teşhircinin Hayranı”

Bazı çocuklar, duruşlarına hayran oldukları ve bağlı kaldıkları sürece kendilerini övgü ve dikkatle ödüllendiren Teşhirci Narsist[5] ebeveynlerin bulunduğu narsist bir evde büyürler. Bu çocuklara narsist değerler öğretilir, ancak kendilerini hayranlık doğurmak için sergilemekten kaçınırlar. Bunun yerine bu çocukların aile içindeki rolü, başlarındaki ebeveynin başarılarına ya denk olmak veya onları daha fazla geçmeye çalışmadan narsist ebeveynlerinin büyüklüğüne tapmaktır.

Bu, Gizli veya Dolap Narsistlerini[6] yaratmanın mükemmel bir yoludur. Çocuklar, narsist ebeveynle açıkça rekabet ettikleri halde onların narsistik davranışları ikmal eden şeylerden olan[7] – ilgi gösterme ve övgüden – alıkonulacağını bilirler. Hatta narsist ebeveynlerin gözlerinin içine baka baka açıkça kendini “ ben daha özel bir çocuğum” diye kabul edilmeye çalışılırsa deşersizleştirilebileceklerini öğrenirler. Bu çocukların ailedeki tüm değerleri, teşhirci ebeveynin egosuna destek olmaktan gelir.

Yetişkinlikte, bu çocuklar kendilerini spot ışığı altında rahat olamayacak kadar açık ve savunmasız hissederler, bu yüzdendir ki onlardaki narsizm ve benlik saygısı sorunları, onları iyi tanımayan herkes için daha az açıktır. Bazıları bu role çok iyi uyum sağlar ve hayran oldukları yüksek başarılı bir “Girişimci Narsisti” desteklemeyi içeren bir işte üretken yaşamlar sürerler.

Örnek: Cindi ve “Büyük Adam”

Cindi çalıştığı şirketin CEO’sunun kişisel asistanıydı. Ona hayran kaldı ve hayatını ona hizmet etmek için yaşadı. Onunla ilişki kurarak kendini özel hissetti. Ondan yıllar boyunca aldığı küçük övgü parçalarına değer verdi ve ona verdiği tüm tatil ve doğum günü kartlarını sakladı. Cindi hiç evlenmedi çünkü işine bu kadar odaklanmıştı ve narsisistik değerleri vardı. Onunla çıkmak isteyen erkeklerle ne zaman tanışsa, patronuna kıyasla onları her zaman eksik görüyordu. Kız arkadaşlarından birine açıkladığı gibi, “Patronumla çok yakın çalıştıktan sonra, diğer erkekler gözüme beni rahatsız edecek kadar aşağı görünüyorlar.”

Can Alıcı Nokta: Hangi özellikleri ve eğilimleri arayacağınızı öğrendikten sonra, çocukluk dönemindeki belirli ev ortamlarının narsist uyarlamaları ve narsizmi nasıl desteklediğini görmek kolaydır. Bazı evlerde narsist olmak çoğu zaman tek aklı başında çözümdür.


Tepkinizi İfade Edin
Like
Love
Haha
Wow
Sad
Angry

* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.

Özlem Adıyaman

1975 Haziran'ıydı İstanbul’da doğmuşum. Bostancı’lıyım. İstek Vakfı Acıbadem Özel Deneme Lisesini İngilizce okudum. Marmara Üniversitesi İlahiyat fakültesini bitirdikten sonra Marmara Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsünde Sosyoloji mastırımı tamamladım. Evlenip Amerika’ya yerleştim. Dört çocuğumuz oldu. Çocuk eğitimine yöneldim ve Montessori Öğretmenliği Enstitüsünü iki senede tamamladım. Çeşitli eğitim kuruluşlarında çalıştıktan sonra kendi ev şirketimi kurdum. Tercüme yapmaktan ise büyük zevk alıyorum ve bu benim için yaşamsal bir hobi oldu. Montessori Zone Evde Okul Öncesi Eğitim Yuvası www.montessoriturkish.info İnstagram @montessori_zone

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu