ANALİZARAŞTIRMA

Peygamberler Gaybı Bilir Mi?

Gayb, önemliliği ve istismar edilebilme özelliği sebebiyle Allah’ın sadece kendisine has tuttuğu bir bilgi türüdür.

Hakikatten sapmış inançların geneli gayb bilgisine ulaşabilmek için verdikleri çaba sonrası hayal kırıklığına uğramaları sebebiyle, yenildiklerini kabul edememe gururuna kapılarak sapmışlardır.

Gaybı bildiklerini iddia edenlerin ekseriyeti, aktardıkları bilgi sonrası; bu bilginin kendilerine yaratıcı tarafından verildiği iddiasında bulunurlar.

Bazıları da kendilerindeki bu bilgi ile yaratıcının yeryüzündeki temsilcisi, dolayısıyla alt bir ‘tanrıcık’ olduklarını iddia etmişler.

Bunun yanında Yaratan ve yaratılan arasında sürekli açık bir kanal olduğunu söyleyerek yaratıcıdan sürekli bilgi aldıklarını iddia eden guruplar hep olmuş.

Bu tür inançların temelli hissiyata dayanır.

Konunun önemine binaen Kur’an bu bilginin yalnızca Allah’a ait olduğunu ve dileyene değil dilediğine bu bilgiyi verdiğini söylemekte. Bunu;

De ki: “Allah dilemedikçe ben kendime bir zarar verme ve bir fayda sağlama gücüne sahip değilim. Eğer ben gaybı biliyor olsaydım, daha çok hayır elde etmek isterdim ve bana kötülük dokunmazdı. Ben inanan bir kavim için sadece bir uyarıcı ve bir müjdeciyim.” (A’raf 188)

De ki: “Ben size, ‘Allah’ın hazineleri benim yanımdadır’ demiyorum. Ben gaybı da bilmem. Size ‘Ben bir meleğim’ de demiyorum. Ben sadece, bana gönderilen vahye uyuyorum.” De ki: “Görmeyenle gören bir olur mu? Siz hiç düşünmez misiniz?” (Enam 50)

Gibi ayetlerle konuya açıklık getirmekte.

Gayb konusunu anlatanlar konunun öneminin, ağırlığının ve ciddiyetinin farkında olmadıklarından olsa gerek; konuyu sıradan ve basitmiş gibi aktarmaktadırlar ve farkında olmadan Kur’an’ı basitleştirmektedirler.

Oysaki Kur’an sıradan bir söz değil, Allah’ın kelamıdır ve bu kelamı Hz. Peygamber ‘Allah’ın sözünün insan sözüne karşı büyüklüğü; Allah’ın insana karşı olan büyüklüğü gibidir’ diyerek konunun önemliliğini ifade etmekte ve aktarmaktadır.

Yine Kur’an Müzzemil 5. Ayette ‘Doğrusu biz sana ağır bir söz vahyedeceğiz’ diye söylemekte ve Allah’ın indirdiğinin ağır oluşu sebebiyle anlaşılmasını kolaylaştırmak ve yol göstermek için peygambere Alâk suresinde ‘Rabbinin adıyla oku’ diyerek Rab olduğunu yani yol gösteren olduğunu ifade etmektedir. Bu yol göstericiliği bazen direk gelen bir vahiy ile bazen de kıssalarda verdiği örneklerle ifade etmektedir.

Hz. Peygambere Gayb bilgisinin verildiğini iddia edenlerin kullandığı bir ayet gurubu cin suresinde bulunmakta. Bunlar;

Cin 25- De ki: “Size yöneltilen tehdit yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için uzun bir vade mi belirlemiştir, bilmiyorum.”
26- Gaybın bilgisi O’nun tekelindedir. O gaybın sırlarını hiç kimseye açmaz.
27- Bu sırları sadece seçtiği peygamberlerine açar. Onların önlerinden ve arkalarından gözcüler, korucular salar.
28- Böylece onların, Rablerinin mesajlarını insanlara duyurduklarını belirler. O onların durumlarını ve tutumlarını bilgisi ile kuşatmış, her şeyi bir bir saymıştır.

Burada açık istismar konusu olan kelime; ‘Bu sırları sadece seçtiği peygamberlerine açar’ kelimesidir. Burada sorulan soru kıyametin vakti ile ilgili iken ve Allah da bu konudaki bilginin gayb olduğunu ve bu konuda kimseye bilgi vermediğini gerek burada gerekse başka ayetlerde ifade etmiş iken, konu cımbızlanarak başka mecralara çekilmiş ve ayetlerde gaybın bilgisini verdiğinden değil, kime isterse vereceğinden bahsediyor. Ve bu bilgiyi de kimseye vermediğini açıklamıştır.
 
Nitekim aynı surenin başında peygambere kendisini dinleyen birtakım cinler olduğu haberi veriliyor. Kendisini dinleyen birtakım cinlerin olduğundan (vahiy haber vermeseydi) dahi haberdar değil iken burada onun gayb bilgisine sahip olduğunu söylemek gülünç bir durumdan öteye gitmez.

Peki, Allah gaybi bir konu olan kıyamet ile ilgili bilgi vermiş mi? Evet,
Tekvir: 1- Güneş dürüldüğü zaman. 2- Yıldızlar kararıp dağıldığı zaman. 3- Dağlar sökülüp dağıldığı zaman. 4- Gebeliğinin onuncu ayındaki develer kendi haline bırakıldığı zaman. 5- Yabani hayvanlar bir araya toplandığı zaman. 6- Denizler kaynatıldığı zaman. 7- Nefisler çiftleştiği zaman. 8- Ve sorulduğu zaman o diri diri toprağa gömülen kıza; 9- “Hangi suçtan ötürü gömüldü?” diye, 10- Siciller açılıp yayıldığı zaman. 11- Gök kubbe yıkıldığı zaman. 12- Cehennem kızıştırıldığı zaman. 13- Cennet yaklaştırıldığı zaman. 14- Herkes ne getirdiğini öğrenecektir.

Tekvir suresinin bu ayetleri ile Allah bize gayb olan ve peygamberine vahiy ile bildirmeseydi, hiçbir şekilde haberdar olamayacağımız kıyamet anındaki sahneyi bildirmiş, zamanını da kendisine saklamış. Ve bunu;

Lokman 34- Şüphesiz ki, kıyamet saatinin bilgisi Allah yanındadır.

Taha 15- Çünkü kıyamet muhakkak gelecektir. Onun vaktini gizli tutuyorum ki, herkes yaptığının karşılığını görsün.

Araf 187- Sana, ne zaman kopacak diye kıyamet vaktini soruyorlar. De ki; onun bilgisi yalnızca Rabbimin katındadır. Onu tam vaktinde koparacak olan O’ndan başkası değildir. Onun ağırlığına göklerde ve yerde dayanacak bir kimse yoktur. O size ansızın gelecektir. Sanki sen onu çok iyi biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki, onun bilgisi Allah katındadır. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.

Naziat 42- Sana o kıyameti soruyorlar, ne zaman kopacak diye. 43- Sen nerde, onu anlatmak nerde? 44- Onun son ilmi Rabbine aittir. 45- Sen ancak ondan korkacak olanları uyarıcısın.

Ahzap 63- İnsanlar sana kıyamet saatini soruyorlar. De ki: “Onun ilmi ancak Allah’ın nezdindedir. Ne bilirsin belki kıyamet yakında olur.”

Gibi ayetlerde en açık şekilde ifade etmiş. Buna rağmen birileri bununla yetinmeyip sırf kendi tezlerini insanlara kabullendirmek için, ‘Peygamber gaybı biliyor’ diyerek inananları haktan saptırma çabasına girmişler.

Her şey bu kadar açık ve net ortada iken Hz. Peygamberin kıyametin saati ve alametleri gibi konularda konuşması mümkün değildir. Bunun aksini iddia hem peygambere hem de Allah’a iftiradan başka bir şey olmaz.

Nedim KURT

Tepkinizi İfade Edin
Like
Love
Haha
Wow
Sad
Angry

* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu