YAZILAR

Yoruldum Diyenlere

“Hayat denizi her zaman sakin değildir. Bu deniz de bazen fırtınalar kopar. Bazen insan Âdem gibi yasaklarla sınanır. Bazen Habil ve Kabil gibi infakla sınanır. Bazen insan Hz. Nuh gibi karada gemi yapmakla sınanır. Bazen Hz. Nuh gibi evladıyla sınanır. Bazen Hz. İbrahim gibi babayla, evlatla ve eşle sınanır.Bazen Hz. Yakup gibi sevgi ve şefkatle, bazen kıskanç kardeşler gibi hasetlik ve nefretle sınanır. Bazen Hz. Yusuf gibi iffetle ve zindanla sınanır. Bazen Hz.Musa gibi sarayla , Asiye gibi işkenceyle sınanır. Gün olur insan Davud ve Süleyman gibi sultan olmakla, gün olur Zekeriya ve Yahya gibi kurban olmakla sınanır…” (Mustafa İslamoğlu /Esma-ül Hüsna, El Vekil)

   İnsan tez canlı bir yaratıktır; Ne ki insan, (sanki) hayır için yalvarıp yakarıyormuşçasına şer için yalvarıp yakarır; zira insan çok acelecidir.” (İsra, 17/11)  İnsan ne yaparsa yapsın, karşılığını hemen burada ve yakında görmek ister. Eğer göremezse kırgınlıklar, bezginlikler baş gösterir. Daha sonra kırılan bu insanlar “ya hayata küser, ya etrafına, ya da kendine”. Bu tür durumlardan kurtulmak veya bunları en aza indirmek için hayatın yasalarını, ya bu hayatı yaratandan -bu en kestirme ve garanti olandır- ya da aklımızı kullanarak öğrenmemiz gerekir. En kestirme yol olan vahiyden öğreneceksek bunun içinde sürekli Kur’an’la irtibat halinde olmamız gerekmektedir.

    Kırgınlıklara, bezginliklere ve yorgunluklara karşı, motivasyon için , teşvik için Hayat Kitabımız Kur’an; belirlediği temel ilkeler  ile  çoğunlukla geçmişin tecrübeleri olan kıssalar üzerinden yaşayan insanlara tavsiye ve öğütlerde bulunmuştur..

İyilik yolunda yorulmak bir değerdir, bunu daha da değerli kılan sürekliliğidir. Yorulunca kalkıp  yeniden bismillah diyebilmektir.

YORULDUM; çalışmaktan değil sözden, diyorsan:

        Sen onların bu tür laflarına karşı dirençli ol ve güçlü bir kişiliğe sahip olan has kulumuz Davud’u hatırla! Çünkü o her daim Allah’a yönelirdi. (Sad, 17)

YORULDUM; çalışıyorum, çalışıyorum bir şey olmuyor, diyorsan:

      “Öyleyse, Rabbinin hükmüne sabırla katlan ve öfkeye kapılıp da sonra (ıstırap içinde) haykıran büyük balık sahibi gibi olma.” (Kalem, 48)

YORULDUM; çalışıyorum ama başaramıyorum, diyorsan:

     Buna rağmen yüz çevirirlerse unutma ki sana düşen açık ve net olarak (mesajı) tebliğ etmektir.

YORULDUM; çalışıyorum ama kimse kadir kıymet bilmiyor, diyorsan:

      “Allah kuluna kâfi değil mi?” (Zümer, 36)

YORULDUM; çalışıyorum ama bir avuç insanı geçmiyoruz, diyorsan:

      “Doğrusu, ben onları açık açık çağırdım. Onlara açıktan tebliğde bulundum; (ayrıca) onlarla gizlice, özel olarak da konuştum. Ve dedim ki: “Rabbinizden günahlarınızın bağışlanmasını dileyin, çünkü O, kuşkusuz bağışlayıcıdır! Size, hesapsız semavi nimetler yağdıracaktır. Dünyevi servet ve evlat vermek suretiyle size yardım edecek ve size bağlar bahçeler ihsan edecek ve akıp giden sular bağışlayacaktır.” “Ey Rabbim!” diye ekledi, “Onlar bana (tamamen) karşı çıktılar, zaten onlar serveti ve çocukları yüzünden hızla yok olmaya doğru giden kimselere uyarlar.” (Nuh 8-11, 21)

YORULDUM; çalışıyorum ve kalabalıklar oluşuyor etrafımda, ama değişim olmuyor, diyorsan:

     “Ve onların aralarında sana kulak verir gibi yapanlar var; ama eğer akıllarını kullanmıyorlarsa, sen sesini hiç sağırlara işittirebilir misin? Ve yine onların aralarında sana bakıyormuş gibi yapanlar var; ama eğer göremiyorlarsa, sen hiç körlere doğru yolu gösterebilir misin? Gerçek şu ki, Allah (hiçbir konuda) insanlara en küçük bir haksızlık yapmaz; fakat insanların yine kendileridir kendilerine haksızlık yapan.” (Yunus 42-44)

YORULDUM; çalışıyorum ama yeryüzünde hep kafirlerin sözünün geçtiğini görüyorum, diyorsan:

     “Hakikati inkara şartlanmış olanların yeryüzünde dilediklerini yapabilir görünmeleri, seni yanıltmasın. O, gelip geçici bir tatmin(den ibaret)tir; ama sonunda varacakları yer cehennemdir. O ne kötü bir meskendir! (Ali İmran 196-197) 

YORULDUM; öyle bir eşim var ki, İslami çalışmalarıma yeterince izin vermiyor, diyorsan:

     “Hakikati inkâra şartlanmış olanlara gelince, Allah, Nuh’un karısı ile Lut’un karısını(n kıssalarını) örnek getirmektedir. Onlar iki dürüst ve erdemli kulumuzun nikâhı altında idiler; ama kocalarına ihanet etmişlerdi ve bu iki kadına (hesap günü): “Haydi bütün öteki (günahkâr)lar ile birlikte ateşe girin!” denildiğinde iki (kocanın) da onlara bir faydası dokunmayacaktır!İmana ermiş olanlara da Allah, Firavun’un karısını(n kıssasını) örnek getirmiştir ki o“Ey Rabbim!” diye yalvarmıştı, “Senin katında (olan) cennette benim için bir köşk inşa et, beni Firavun’dan ve yaptıklarından koru ve beni şu zalim halkın elinden kurtar!” (Tahrim10-11)   

YORULDUM; çalışıyorum amakardeşlerim, arkadaşlarım ve çocuklarım bana çok sıkıntı çektirdi diyorsan: 

Ben derdimi ve hüznümü sadece Allah’a arz ediyorum!” dedi (ve ekledi): “Üstelik Allah sayesinde, sizin bilmediklerinizi biliyorum! (Yusuf 86)

YORULDUM; insanlardan o kadar ihanet gördüm ki, onları affedemiyorum diyorsan:

         Onlar ki bollukta da darlıkta da infak ederler; öfkelerini kontrol altında tutarlar ve insanların hatalarını bağışlarlar; zira Allah iyilik edenleri sever. (Âli İmran 134)

 Sen insan fıtratına uyan yolu tut, iyi olanı emret ve haddini bilmezlere aldırma! (Araf 199)

YORULDUM; çalışıyorum ama Rabbim benden razı mı diye kaygılanıyor ve kendini yalnız hissediyorsan:

      “ki; Rabbin seni ne terk etti, ne de darıldı. Kaldı ki, sonrası senin için öncesinden daha hayırlı olacaktır; ve zamanı gelince Rabbin sana bahşedecek, sen de (bundan) hoşnut ve memnun olacaksın.” (Duha3, 5)

“…İşte, yapa geldiklerinden dolayı bir mükafat olarak, onları (cennette) ne türden göz kamaştırıcı sürprizlerin beklediğini kimse hayal dahi edemez.” (Secde 17)   

Kur’an insana bitmez tükenmez bir enerji verir. Bu enerjinin adı imandır. İman da insandan her hal ve zamanda sorumluluk almasını tavsiye eder. Sorumluluk, salihatı zorunlu kılar ve bahane kabul etmez. Çünkü salihatın olmadığı yerde fesad yer bulur. Hangi zorlukla karşılaşırsa karşılaşsın, o zorluk anında da Rabbinin yanında olduğu bilincinde olanlar, o zorluğa hikmet gözüyle bakıpbunu bir gelişme aracı görünce Allah’ın rızalığı doğrultusunda yine o zorluğu lehlerine çevirmeyi bilmişlerdir.

      İnsan canlı ve yaşıyorsa, bu iman hareketinde kesinlikle bir “rolü” vardır. Benden bu kadar, diyen yapamıyorum, diyen boş bıraktığı alanı kimlerin doldurduğuna iyi baksın.

       Kur’an türlü bahanelerle  kabuğuna çekilenlere, benden bu kadar, diyen  iman hareketinin sorumluluğunu üstlenmiş gönül erlerine der ki: “Nihayet, ölüm gelip seni buluncaya dek Rabbine kulluğu (sürdür)! (Hicr 99)


Onun için yeniden “Bismillah” diyerek!

KALK AYAĞA!  UYAR,ÇALIŞ ve YORUL…

Tepkinizi İfade Edin
Like
Love
Haha
Wow
Sad
Angry

* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu