DENEMELERPODCAST

Duygularımızla Konuşuyoruz


Spotify’da dinlemek için buraya tıklayabilirsiniz…

Sağlıklı bir hayat için bir demet öneri
“Eğer hasta olmak istemiyorsan, duygularını anlat”
Saklanan ya da baskılanan heyecan veya duygular;
gastrit, ülser, bel fıtığı, bel ağrıları gibi hastalıklara yol açar.
Zamanla duyguların bastırılması kansere dönüşür.
Bu duygular bir kederli psikotipte oldukça fazladır.

Bu kederli psikotip;
Hızlı yürümez, yavaştır. Konuşurken de canını alacakmışsın gibi konuşur, sizi yorar.
Kederli bir uyarıcı üzüntü yaratır.
Her olaya üzüntüyle yaklaşır.
Kederliye “nasılsın” dediğinizde, olumsuzluk üzerinden gidecektir.
Kederli, içe dönüktür.
Psikotipleri asteniktir.
Her şeye negatiften, psimist yaklaşır.
Kederli olaylara hep olumsuz üzerinden baktığı için,
insanların davranışlarını hep eleştirir ve her şeyin tersini görür.
Algısı hep düşük ve olumsuzdur.

“Gerçeğin ne olduğu önemli değildir, önemli olan onun nasıl algılandığıdır” der, Henry Kissenger.

Gerçek elbette önemlidir.
Önemli olan o gerçeğin nasıl algılandığıdır.
Doğru “yanlış” algılanıyorsa, o doğrunun ne önemi kalır ki?!

Başta;
“Eğer hasta olmak istemiyorsan duygularını anlat “diye girdik yazımıza.
Heyecan veya duygularımızın baskılanması bizde:
Gastrit, ülser, bel fıtığı ve bel ağrıları gibi hastalıklar baş gösterir.
Uzun süren kararsızlık, kötü beklentiler, süregelen belirsizlik, kaygılanma…
Öfkelenme, alanına müdahele edilmesi sende “gastrit” oluşumuna yol açacaktır.
Acıların çocuğu olmaktan çıkman gerekir.
Kendi yaptığını beğenir, iyi değerlendirir, onaylar ve mutlu olma yoluna gidersen; iyi olma-iyileşme sürecin başlamış demektir.

“ülser”de öyledir.
Yetersiz olduğunuza dair güçlü inancınız vardır.
İç dünyanızda sürekli sizi yiyip bitiren güçlü olaylarınız ve inançlarınız vardır.
Alanınıza yapılan müdahele ve kendinizi güçsüz değerlendirmeniz ülserinizi sürekli tetikleyecek ve kansere giden yolu size açacaktır.

Burda yine kendinizi güçlü onaylamanız, mutlu olma yoluna gitmeniz gerekir.
“Yeterliyim-değerliyim-mutluyum” duyguları dilinize dökülmese de, iç motivasyonunuzda bunu hissedebiliyor ve yaşayabiliyorsanız kendi ülserinizin kendi ilacı olacaksınız.

“bel fıtığı”nıza bakıyoruz;
Yine burda da:
Yalnız kalmayı görüyoruz
Yalnız kalma, adaletsizlik, yalnız bırakılma…
Dayanaksız kalma…
Değersizlik…
Ailenin yanında olmaması…
Aşırı sorumluluk taşıdığını hissetme…
Uyumsuz ilişkiler içinde aşırı zorlanma…
Başarısızlık,
Kimliğe yapılan saldırı…
Hatta “bel kayması”nda da bunları görebiliyoruz.
O halde tekrar edelim:
Eğer hasta olmak istemiyor ya da hastalıktan kurtulmak istiyorsan, duygularını anlat…

ÖYLEYSE
Sırlarımızı
Hatalarımızı (içinden çıkamıyorsak, altından kalkamıyorsak)
Duygularımızı
Birileriyle paylaşmalıyız!

Diyalog, konuşma, kelime çok güçlü ilâç ve mükemmel bir terapidir.
Sorunlarını artırmadan dinleyecek ve çözüm sunacak bir dostun yoksa…
Sana çözüm sunacak bir uzman danışmanın kapısını tıklat.

Bu hayat
“Kaleden kaleye şahin uçurdum
Ah ile vah ile ömrüm geçirdim”
diyecek kadar uzun değildir.
Sağlıklı, kaliteli, başarılı ve mutlu bir hayata efendim…
Saygılar…

İclalgül Gölgeli

Tepkinizi İfade Edin
Like
Love
Haha
Wow
Sad
Angry

* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.

İclalgül Gölgeli

İclalgül Gölgeli, 12 kardeşin 9 numaralı, 60 doğumlu Malatya'nın Gündüzbey kasabası'nda dünyaya gelen, yüksek öğrenimini Ankara Gazi Üniversitesi'nde yapan, hayatını kendini ve insan yetiştirmeye adayan bir garip virgülüm. Yazar değilim. Hayatıma dair çok insan hikayeleri biriktirdim. Çok iniş çıkışlarım, çok duraklarım ve yol başlangıçlarım oldu. Kısacası, insan okuyor ve insan dokuyorum. Son nefesime kadar da böyle olacak umuyorum. Saygı selam ve başarı dileklerimi iletiyorum.
4 5 Oy
Gönderiyi Puanla
Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları gör

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
0
Düşüncelerinizi bildirmek ister misiniz, lütfen yorum yapınx