Herkesin bir geçmişi vardır, bir de geçmemişi…
Gülerek okudum, Mardin sokaklarından geçerken; eski Mardin’in taş binalarının birinin üzerinde…
Durdum bir adım daha atamadan, belki 20-30 kere tekrarladım o sözü akşama kadar.
“Herkesin bir geçmişi vardır, bir de geçmemişi…”
Bildiğim bir hakikati anlatmıştı aslında…
Vınggg diye kafamın iki tarafından, iki tokmakla vurur gibi bir afalladı beynim.
Afalladı yüreğim.
Ve teker teker döküldü gözlerimin önüne geçmişim.
Gerçekten de öyle değil miydi? Herkesin bir geçmişi vardı, bir de geçmemişi…
Ve süzüldü zihnim taa en en enn hatırladığım küçüklüğüme…
Hatta bilinçli aklımla hatırlayamadığım anne karnıma…
Ondan da gerisi anne-babamın gençliğine ve çocukluklarına…
Bir söz beni nerelere götürmüştü. Anne-babamın çocukluklarına kadar… Anneanne-baba annelere-dedelere kadar…
Bu zihin nasıl hızlı çalışılmış? Bir kez daha kendi beynime hayran oldum ve Yaradanına…
Ve evet…
Herkesin bir geçmişi vardı…
7 yaşına kadar çocukluk
12 yaşına kadar ergenliğe hazırlık
18 yaşına kadar ergenlik ve kalıntıları
25 yaşına kadar gençlik
35 yaşına kadar gençliğin ağır çekimi
40 yaşına kadar her şeyi ben bilirim
50 yaşına kadar muhasebelerin sıklaşması
60’a kadar yeniden resetlenme çalışmaları; beynin yaşantının, hayatın yeniden gözden geçirilmesi
60’dan sonra pişmanlıklar, hayatı boşa geçirmiş olmanın eyvahları, değmeyecek insanlara verilen boşa çekilmiş emekler, boşa geçmiş ömür gibi…
Yeniden ayağa kalkma çabaları, şimdiye kadar hiç yapmadığın şeyleri hayata geçirme çabaları…
60’la 70 arası kıymetlidir onun için, ne yaparsam burada yaparım.
Geçmişin telâfisi
Yapamadıkların
Ve devam eder gider…
Çok kısa, an-saniye, hatta salise kadar hızlı geçmiştir.
An-ı seyyale derler, buna geçmiş bilgeler. Bir anda dünyayı dolaşmak gibi…
Bir ömrü küçük bir ana sığdırmak.
‘Herkesin bir geçmişi vardır, bir de geçmemişi”
Hani; an’ı değerlendir, an’ı yaşa, an’ın kıymetini bil deriz ya bilgece herkese…
Biz o anda kalmanın, an’ı yaşamanın, an’ı değerlendirmenin ne olduğunu bilmeden…
Geçmişi geçmişte bırakamıyoruz maalesef, bizimle geliyor her yere…
O zaman şunu diye bilir miyiz acaba?
Herkesin bir geçmişi vardır
Korktuğu
Üzüldüğü
Pişman olduğu
Boşa harcadığı
Ulaşamadığı
Yapamadığı
Annesinden-babasından yaralandığı
Öğretmeninden incindiği
Arkadaşlarından, eşinden aldatıldığı.
Değersizleştirildiği
Çaresiz bırakıldığı…
Ya da bunun tam tersi…
Çook mutlu, başarılı, her istediğine kavuştuğu, elde ede bildiği bir geçmişi…
Ya…
“Bir de geçmemişi”
ELİMIZİ ÇABUK TUTALIM
Mutlu olmak için
Başarılı ola bilmek için
Yapamadıklarını yapabilmek için
Aklını, fikrini, zihnini yeniden yeniden hayatını güzelleştirmen için…
Haydi çabuk olun, seni sen yapan değerin kıymetini bilerek…
İşte şu an da geçmiştir. Bu yazıyı okudun, o da geçmişte kaldı.
O halde şu anını kıymetle değerlendir ki, o da geçmemişin olsun diyecektim ki…
Geçmemişimiz hiç olmayacak sanırsam
O zaman geçmişe güzel bir not bıraka bilmek için
İyi niyet
Mutluluk
Huzur
Hoşgörü
Başarı
Affetme
Sevgi
Saygı
Tahammül
Bir çok güzel şey işleyelim anımıza ki.. o da geçmişimizde kaldı.
GEÇMEMİŞİMİZ olan mahşerimize geçmiş dünyamızdan bir hoş seda bırakmış olalım.
Vesselam
İclâlgül GÖLGELİ
– Geçmemişinden ümitli, geçmişini kabul etmiş bir yolcu –
* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.
Emeğinize sağlık her yazdığınız çok anlamlı ve içten yapmamız gerekenler👏👏👏👏👏👏hayat kısa eser bırakmak güzellik ekmek çok önemli