DENEMELER

Her Koşulda Kazanmak

“Eğer şükrederseniz artırırım.” ayeti kalbimizin bir köşesinde durur ve sık sık kendimize şükretmeyi hatırlatırız. Ne iyi. Rabbimizin şükredersek üzerimizdeki nimetini artıracağı yönündeki algımız pekâlâ doğru bir algıdır, fakat üzerimizdeki nimetler değişmediği halde Rabbimiz şükürle yine de artırır mı?

Şükretmek, şükredenin evvela bilincini değiştirir, bakış açısını genişletir, körlüğünü giderir. İlk başlarda nimetler artsın diye şükre başlayan kişi, zamanla şükretmediği fakat elinde bulunan pek çok nimete zaten sahip olduğunu anlar. Dün farkına varamadığı bir nimete bugün şükrederken, aslında üzerindeki nimetlerde hiç değişme olmasa bile bir artış yaşamıştır şükreden insan, çünkü şükredenin ‘farkına varma’ kabiliyeti de bir nimet sayıldığından, üzerindeki nimetler de artmış olur. “Şükrederseniz artırırım.” ayetinin vaadi her koşulda gerçekleşmiş olur.

“Luis Perez, kendisini bildi bileli hayatının başka türlü olması gerektiğini, bir gün kaderinin döneceğini, başka bir hayatın başlayacağını hayal ederdi. O gün, tam olarak 24 Temmuz 2020’de, hayatındaki her şeyin olması gerektiği gibi olduğunu fark etti.” Rey Soledad

Şüphesiz şükür eylemi bir seçimdir. Köle olduğunun farkında olmayan bir insanın özgürlük nağraları atması, aslında köle olduğunun farkına varmasının (bilgisinin) yaşatacağı acıya hazır olmadığının göstergesinden başka nedir? “Bu, bana ancak bilgim sayesinde verilmiştir”  ayetinde ifade edildiği gibi bilgi hayattaki en ağır yüklerden, fitnelerden biridir. İlim bilmek kendin bilmekse, kendini bilmenin tek bir yolu vardır, acı çekmek.

İlim deyince Platon’un mağara alegorisini anmak gerekir ki, Daniel R. DeNicola’nın Cehaleti Anlamak adlı kitabında şu şekilde anlatılıyor:

 “İnsanlar büyük bir mağarada karanlığa hapsolmuşlardır; bacaklarından ve boyunlarından zincire vurulmuşlardır, hareket edemezler hatta başlarını bile çeviremezler. Çocukluklarından bu yana böyle hapsoldukları için dışarıdaki hayata dair anıları yoktur. Önlerinde tanımadıkları objelerin hareket eden gölgeleri vardır; arkalarında duran ve yalan söyleyen titrek bir ateşle aydınlanmaktadırlar. Bu gölgelerin ve hiç göremedikleri bekçilerinin yankılanan seslerinden başka hiçbir şey bilmemektedirler. Hayatlarını böylesine bir kara cahillik halinde idame ettirirler. (…)

Ama sonra, Platon’un katı ve ürpertici sözleri bizi hazırlıksız yakalıyor: Onlar da bizim gibiler.”

Mağaradakilerden biri dışarı çıkıp dünyayı gördüğünde ve geri dönüp arkadaşlarına gördüklerini anlattığında, mağaradaki tutsakların ona inanmaması anlaşılır bir durum. Eğer tutsaklar görmüş geçirmiş arkadaşlarına inanırlarsa, mağaradaki tutsaklıklarına yeni bir anlam bulmak durumundadırlar. İyi kötü şu an gölgelere yükledikleri anlamla kendilerine bir konfor alanı, bir anlam yarattılar. Onlar için gerçek bu gölgelerden ibaret. Tutsakların hayat boyu izledikleri gölgelere yükledikleri anlamların bir yanılsama olduğunu kabul etmeden önce, acının kalplerinden geçmesine izin vermeleri gerekir. Biz genelde acı çekmekten değil de, acı çekme düşüncesinden korkarız. Kaygı duyma kaygısı, kaygı duygusunun kendisinden daha fazladır. Bu yüzden isyan etmek ve şükretmek bilinçli seçimlerdir: önce var olan gerçeğin farkına vararak o gerçeğin yarattığı acıyla karşılaşmayı, genelde isyan bu noktada kalır, sonra da gerçeğe göre kendisini yeniden konumlandırması gerekiyor insanın. “Bütün bunları boşuna mı çektim?” düşüncesinin yaratacağı isyana dönük duygu ile “Çok şükür köle olduğumu fark ettim ve şimdi zincirlerimi çözüyorum.” düşüncesinin yaratacağı şükre dönük duygular birbirinden farklı olacağından şükretmek, bilgimizi farklı şekilde işleme sürecini başlatır. İnsana seçeneklerinin olduğunu hatırlatır ve en önemlisi şükreden insan kurban rolünden sıyrılır. Şükretmek için nedenler aramaya başlayan insan, seçenekleri olduğunu fark eder, çaresiz olmadığını. Her şeye gücü yeten bir Varlığa dayandığını öğrenen insanı artık hangi kaygı korkutabilir?

Şükretmek güvenmektir.
Şükretmek bilmektir.
Şükretmek değişmektir.
Sonra Rad 11 gelir.

Vesselam.

Tepkinizi İfade Edin
Like
Love
Haha
Wow
Sad
Angry

* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.

mimhece

Ses-Söz-Arpacık
0 0 Oy
Gönderiyi Puanla
Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları gör

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
0
Düşüncelerinizi bildirmek ister misiniz, lütfen yorum yapınx