DENEMELER

Adını Koymak İster Misin?

O Halde Öncelikle Kontrol Altına Almanın Yollarından Olan Dört Drama Çeşidini Öğrenelim

Altıncı duyumuz yani sezgimiz,  bizlerin çocukluk travmaları ve bazı dram öğrenimleri sebebiyle, mistik olanı deneyimleme yeteneğimize kapanır. Her insan mutlaka farkında olmadan, yetiştirilme tarzları üzere, dört “kontrol dramından” birine yönelirler.

  1. Sindiriciler, tehdit yoluyla diğerlerinden enerji çalarlar.
  2. Sorgulayıcılar, başkalarını yargılayarak ve sorgulayarak güç çalarlar.
  3. Mesafeliler,  çekingen davranarak veya kendi içine çekilerek kendilerine dikkat ve enerji çekerler.
  4. Zavallı benciler, başkalarını suçlu ve sorumlu hissettirerek yaşarlar.

James Redfield’ın The Celestine Prophecy adlı kitabından bulduğum ve yukarıda sizlerle paylaştığım açıklama, insanların birbirleriyle ilişki içinde oldukları dört yolu tanımlar. Herkes öyle yada böyle, başka birinin davranışını kontrol etme girişimindedir.

Bu kontrol etmemiz gerektiğine olan inancımız ve ihtiyacımız nedir? Neden gerekli olduğunu düşünüyoruz?

  • Başkalarının düşünce ve davranışlarını kontrol etmeye ve manipüle etmeye çalışırız çünkü içten içe karşımızdakiler bizim rahatsız bulduğumuz düşünce ve davranışlarını değiştirirlerse hem kendimizi hem de onları mutlu edeceğimize inanıyoruzdur.
  • İnsanlar hoşlanmadığımız bazı şeyler yaptığında ya da isteklerimize engel olduğunda, onların hatalı olduğunu düşünürüz. Sonra, kendimizin haklı ve onların haksız olduğuna inanıp inançlarımızı onlara empoze etme hakkına sahip olduğumuz kanısına varırız. Yapmaya çalıştığımız şey aslında inançlarımızı korumaktır.

Bir örnek ile konunun ilişkilerde nasıl vuku bulduğuna bakalım.

Ayşen Hanım Anlatıyor!

Kontrol dramalarının, bir ilişki içindeki en büyüleyici fenomenlerden biri olduğunu gördüm. Arkadaşımızın veya partnerimizin dramının adını koymak genellikle kolaydır. Ancak herhangi bir drama kontrolüne kendimizin nasıl katkıda bulunduğunu anlamak nadirdir ve zordur. Bu durum bizim kör noktalarımızdan birini oluşturur.

Mesela, kocam klasik bir sorgulayıcı idi. Bu eleştirel adam, beni sürekli dürttü, sorguladı. Söylediğim veya yaptığım her şeyde bir hata buldu. Bazen beni bu kadar yetersiz bulmaktan ne tür sapık bir zevk aldığını merak ettim. Hatta madem beni bu kadar hatalı buluyor ve sevmiyorsan bırak beni dediğim çok oldu. Onun için hiçbir şey yeterince iyi değildi. Beni herhangi bir konu hakkında, hatta bakkal alışverişi kadar basit bir şeyde uzun uzun sorgulayabilirdi: “Yemek için alışveriş yapman nasıl bu kadar uzun sürebilir? Bu hafta ne kadar harcadın? Nasıl bu kadar abartılı olabildin? Tüm bu satın alma işlemleri gerçekten gerekli miydi? İki çeşit marul ve domatese ihtiyacımız var mıydı?”

Bir keresinde oğlumla paylaşmak üzere şarküteri sandviçi aldım. Makbuzu görünce contayı patlattı: “Paramı mağazadan satın alınan bir sandviçle harcamaya nasıl cüret edersin? Eve vardığında kendin yapabilirdin! ” (Hey fakiriz sanmayın. Bu bey yakışıklı bir maaş kazanıyor)

Her seferinde keşke kendi param olsa da ona muhtaç olmasaydım diye kendimi hırpaladım.

Bunun gibi misaller başıma geldikçe sıkça yargılandığımı hissettim. Beni çileden çıkardı ve ben bu denklemde hep kaybettim hiç kazanamadım.

Her sorgulanmada kendime şunu söylerdim: “Neden onunla konuşmaya çalışıyorsun ki zaten nihai sonucun ne olacağı belli.”

Sonunda yoruldum yıprandım ve denemeyi bıraktım. O zaman kendi kontrol dramım zihnimde daha bir netleşti. Birinin adını vermem gerekirse, ben Mesafeli olan idim.

Yıllarca sorgulandıktan sonra, kocamı olabildiğince görmezden gelerek, çocuklarla, işle, okulla veya arkadaşlarla meşgul kalarak kendimi korumayı öğrendim. Ona hayatımda neler olduğunu söylemekten kaçındım ve onunla konuşmak zorunda olduğumda olabildiğince belirsiz olurdum. Soğuk davranıyordum hep. Bu davranışımdan nefret ediyordu.

O zaman fark etmediğim ama sonradan bana açılan bir çağrışım oldu. İşi gereği yoğun bir şekilde seyahat eden bir babayla büyümüş olan kocamın içindeki yaralar! Dikkatini çekmek istediği ancak diğer üç kardeşiyle paylaşmak zorunda olduğu bir baba; Mesafeli ve uzak bir baba.

Yeniden yaralama ve yaralanma döngüsü, ilişkilerimizde defalarca olan şeydir. Arkadaşlarımızın ve partnerimizin yaralarını farkında olmadan tetikleyerek onu yeniden yaralarız. Onlar da bizim yaralarımızı tetiklerler. Böylece her birimiz eski kalıpları oynamaya devam edegeliriz.

Bunun olmasının en ilk nedeni, ilişkilerimiz derinleştikçe başkalarının özellikle fakat bilinçsizce iyileşmemiz gereken kısımlarımıza dokunmasıdır.

Kocamla ilişkime gelirsem, onun sorgulama dramını tetikleyen yarayı iyileştirmek için açık bir yardıma ihtiyacı vardı. Dikkati kendine çekmek için yeni ve daha uygun bir yol öğrenmesi gerekiyordu.

Öte yandan, benim de kritik bir anneden ve babadan kaynaklanan bir yarayı şifalandırmaya ve gizli saklı davranmama neden olan yarayı iyileştirmek için yardıma ihtiyacım vardı.

Ancak biz birbirimize şifa olmak yerine yeniden yaralamaya devam ediyorduk. Birbirimizin kontrol dramlarıyla savaşmaya ve kendimizin haklı olduğunu kanıtlamaya o kadar kapılmıştık ki, mistik olanı bir an için de olsa yakalamak şöyle dursun, ilişki sevincini deneyimlemeye bile yer yoktu. Boşanma kararı aldık.

Bir ilişkiyi kontrol etme ihtiyacının tam tersi ona güvenmektir.

Hiç kimsede bilinçli bir ilişkide kontrol etme ihtiyacı veya arzusu yoktur. Partnerimizin ne davranışını değiştirmek gereklidi ne de inançlarımızı korumak. Bunun yerine kendimize, ortağımıza ve ilişkimize güvenmeyi seçeriz. Büyümemizin neresinde olduğumuza bağlı olarak ilişkimizi, hayat yolculuğunda ustalık kazanmak, kişisel gelişim işimizi yapmak için kullanabiliriz. Bunun içine yaralarımızı tanımak, dramaları kontrol etmek, partnerimizle kendimizi iyileştirmek için çalışmak, ve daha manevi olmaya ve yaşamlarımızda daha yüksek bir anlam bulmaya doğru ilerlemek girer.

Ali Bey Anlatıyor!

Ayşen ve ben aynı evde yakın, iki uzağız. Odaya girdiğimde onun bana merhaba demesini bekleyeceğimi biliyorum. Bir zamanlar sadece utangaç olduğumu düşünmüştüm, ama şimdi bu davranışın zamanla geliştiğini anladım. Çünkü böylece savunmasız kalma riskini almak zorunda kalmıyorum. İnsanların benimle etkileşim kurmasını kontrol edebilmemin bir yolu bu.

Kontrolü sürdürmek için tüm ilişkilerimde bu davranışı kullandım. Ayşen ve ben ilk bir araya geldiğimizde, ikimiz de bir ilişkiden ne istediğimizi biliyorduk, yani açık ve dürüst olmak. Kendimizi paylaşmaya başladığımızda eski kalıplarımızın ölmesi zor olduğundan olacak ki kavgalar başladı. Küstük, odayı terk ettik, dağıtdık, sustuk vs şekillerde tepki koyup barışmayı bekledik. Peşimize düşülmesini sağlamak bir diğerimizin davranışlarını kontrol etme girişimiydi aslında.

Ne yaptığımızı anladığımızda bunun adını koyduk ve bu davranışı değiştirmeye başladık.

Boşanmak yerine bilinçli bir şekilde kalmaya karar verdik ve konu üzerinde çalışmaya başladık. Bu, acziyet noktalarımızı, kırılganlığımızı paylaşmak ve hissettiğimiz şeylere sahip olmak anlamına geliyordu.

Mesela: “Söylediklerin beni çok incitti” demeyi öğrendik.

Bu şekilde konuşulduğunda hiçbir suçlama ya da kontrol etmeye çalışma yoktu. Birbirimizi önemsediğimiz için, duygularımız konusunda dürüst olma  ve dürüst kalma riskini aldık. Böylelikle yavaş yavaş ve doğal olarak kırılganlıklarımıza ve dolayısıyla birbirimize yakınlaştığımızı gördük.

Bundan böyle neler olduğu hakkında daha rahat konuşuyoruz. Bir mesele var ise o anda çözebiliyoruz çünkü ikimiz de suçlu kalmaktan veya kontrol altında hissetmekten nefret ediyoruz. Bunların yerine konuşmayı tercih ediyoruz artık.

Son zamanlarda, çatışmalarımıza mizah katarak bunu bir adım daha ileri götürdük. Birimiz farkında olmadan diğerini eleştirdiğinde, yaralı kişi şöyle bir şey söyleyiverebiliyor:

“Son ifadene göre ne tür bir duygu hissetmemi istedin?”

Esprili bir şekilde söylendiğinde bu, diğerinin yaralandığına dair bir ipucu olur ve genellikle bilinç kahkahasıyla hemen yer değiştirir.

Kontrol dramlarımızın üstesinden gelmek için ne gerektiğini sürekli olarak öğreniyoruz. Hâlâ anlaşmazlıklarımız var, ancak ikimiz de mesafeye yönelik hassasiyetlerimizi tanıdığımız için, ne zaman geri çekileceğimiz konusunda bir farkındalığa sahibiz. Daha sonra, o anda olup bitenlere sahip çıkarak ve ne olduğu hakkında konuşarak eski alışkanlıklarımızı bırakmayı seçiyoruz.

Mizah girişimlerimizle eğleniyoruz ve genellikle bu bizde çok işe yarıyor. İkimiz de gülmenin kana karışan ilk ilaç olduğu konusunda kesinlikle anlaşıyoruz.

Ayşen ve Ali İkilisi Olarak Bir Şeyler Daha Söylemek İsteriz

İkimiz için de ilişkimizi, kişisel gelişimimizde kullanmanın yeni ve faydalı yollarını araştırmak hayatımızın önemli bir işi oldu. Bunun, kendimizle bir bütünlük içinde kalmayı ve fakat birbirimizi yeniden yaralamak yerine birbirimizin iyileşmesine yardım etmeyi seçmekle başlayan bir süreç olduğu kesin.

Hayatımızdaki insanlara verebileceğimiz en büyük armağanlardan birinin % 100 otantikliğimiz, doğallığımız yani kendimiz olduğuna inanıyoruz. Zaman zaman her birimizin zorlanacağı kesin ama her birimizin kendi yaşamı, korkuları ve duyguları için sorumluluk alabilecek olması en büyük özgürlüktür. Oh be.

Biz işte bu şekilde mutlu ve sağlıklı bir bütün olmaya izin verdik. Darısı tüm sevenlerin başına.

A. Özlem ADIYAMAN
Fairfax, VA 2021

Tepkinizi İfade Edin
Like
Love
Haha
Wow
Sad
Angry

* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.

Özlem Adıyaman

1975 Haziran'ıydı İstanbul’da doğmuşum. Bostancı’lıyım. İstek Vakfı Acıbadem Özel Deneme Lisesini İngilizce okudum. Marmara Üniversitesi İlahiyat fakültesini bitirdikten sonra Marmara Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsünde Sosyoloji mastırımı tamamladım. Evlenip Amerika’ya yerleştim. Dört çocuğumuz oldu. Çocuk eğitimine yöneldim ve Montessori Öğretmenliği Enstitüsünü iki senede tamamladım. Çeşitli eğitim kuruluşlarında çalıştıktan sonra kendi ev şirketimi kurdum. Tercüme yapmaktan ise büyük zevk alıyorum ve bu benim için yaşamsal bir hobi oldu. Montessori Zone Evde Okul Öncesi Eğitim Yuvası www.montessoriturkish.info İnstagram @montessori_zone
5 3 Oy
Gönderiyi Puanla
Abone ol
Bildir
guest
1 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları gör
Barbaros Memiş
Barbaros Memiş
3 yıl önce

Kaliteli ve Okumaya değer bir sayfa

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
1
0
Düşüncelerinizi bildirmek ister misiniz, lütfen yorum yapınx