Öfkelenirsen, Sinirlenmek İçin Sabahı Bekle…
Öfkelenmedim, öfkelenmem diyeni hiç tanıdınız mı? Bilmiyorum…
Öyle zaman olur ki; canımızı sıkan, yüreğimizi daraltan, hatta canımızı burnumuzdan çıkartan hadiseler yaşarız. Bu, hayatımızın her alanında görebileceğimiz, yaşayabileceğimiz bir durumdur. Ailemize, çocuklarımıza, hocamıza, kocamıza, en çok sevdiklerimize, en çok nefret ettiklerimize; sokaktaki satıcıya, trafikteki “aymaz”a, iş arkadaşımıza, gönüldaşımıza…
Bazen öfkede sınır tanımaz, kırar döker; canını fiziksel olarak yakmaya ve öldürmeye kadar götürebiliriz öfkenin ucunu…
Öfke kontrolünde sorun varsa, engelsiz patlama meydana getirebiliyorsak; kendimizi sınırlamada sıkıntımız var ve kontrol edemiyorsak sorunumuz büyük demektir.
Öfkenin arkasında ki duyguyu tesbit edip, ona dokunmadığınız takdirde, öfkenizi kontrol etmeniz mümkün değil.
Öfkenin arkasındaki duygularını keşfet. Onu anlamaya çözmeye çalış ve çözme noktasına getir. Karşındaki durum ne olursa olsun; öfkenin arka tarafında gizlenen değersizlik, yetersizlik, kendini ifade edememe; kişinin öfkesini ortaya koymasına, aşırı bir tepki yaşamasına neden olur.
Al-i İmran 134‘te
“Onlar, bollukta da darlıkta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve insanlar (daki hakların) dan bağışlama ile(vaz) geçenlerdir. Allah iyilik yapanları sever” buyuruyor, Rabb’imiz…
Beklettiğimiz ve biriktirdiğimiz olaylar, durumlar; her şeyi darmadağın edecek şekilde bir öfke patlaması yaşatabilir. Bundan dolayıdır ki, kırıldığımız, takıldığımız bir meselede, duygularına göre ifade edip, patlama noktasına gelmeden çözüm noktasını bulmamız gerekir.
“Bu doğru değil,
Bunu sen yanlış anladın,
Neden bunu yapıyorsun,
Böyle yapmasan daha iyi olur”… gibi,
küçük dokunuşlarla ifade edersek,
biriktirmeden patlamanın önüne geçebiliriz.
“Beni üzdün
Beni kırdın..” gibi hislerini muhatabına söyleyebilmelisin.
Dik durup, diklenmeden götürebilirsek ilişkilerimizi daha sağlıklı bir mecraya oturtabiliriz.
“Bardağı taşıran son damla olmasın” hiçbir zaman. Aslında bardağı hiç doldurmasın.
Olayın kendisine baktığımızda, belki daha sonra konu edilmeyecek kadar küçük ve basit olduğunu görürüz. O halde o olayın altında, hatta onun da altında yatan nedenlere bakmanız gerekiyor. O olayın kendisi mi, yoksa sende oluşturduğu duygu mu seni öfkelendiren.
Birisi ya da birileri seni öfkelendirmeyi başarabiliyorsa; öfkeni minimum seviyede tutman, o öfkenin senin geceni ya da gündüzünü zehir etmeden geçirmene yol açacaktır.
Öfkeyle neler kazanıp, neler kaybedeceğimizi mutlaka hesap etmemiz gerekiyor.
“Öfkeyle kalkan zararla oturur “
“Hayatta üç şey kişinin özüne zarar verir” buyuruyor Sevgili Peygamber’imiz. “Öfke, kibir, aç gözlülük”
Yine “öç almaya gücü yeterken, af ile muamele eden kimse ne azizdir” buyuruyor. (As.)
Öfkeliyken konuştuğunuz tüm sözler, sizi haklıyken haksız bir duruma düşürebilir. “Öfkeliyken konuş, göreceksin ki pişman olacağın en güzel konuşmayı yapacaksın” Ambrose BİERCE
Öfkeliyken, aklı selim bir şekilde susup, biraz yürümek, oturuyorsak kalmak, ya da uzanmak, yer değiştirmek ve mümkünse öfke anımızı sabaha tehir edip, sabahleyin konuşmayı denemek en güzelidir.
“Öfkenin öncesi delilik, sonu pişmanlıktır.”
Öfke, kaleye ata bileceğin bir top varken, topu taca ya da kendi kalene atmandır.
“Ya Rabbi! Gerek hoşnutluk, gerekse öfke hallerimde daim hak sözü söylemeyi bana nasip et” diye Peygamber duasıyla bitiriyorum sözlerimi…
Vesselam
İclalgül Gölgeli
Danışman-Yaşam koçu
16.1.2021
* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.
Duanıza Amin diyorum. Öfke başıboş bırakılacak bir duygu değil. 🌷♥️
Baştan sona gerçek bir yazı günlük hayatımızda çok kez karşılaşıp öfkemize yenik düştüğümüz çok anlar var ve düşünmeden hareket ettiğimizi herşey kırılıp döküldükten sonra fark ediyoruz ne yazikki
çok güzel ifade edilmiş kalemine yüreğine sağlık olsun İclal ablacığım..
Öfke kontrolü gercekten zor bir mesele bu konudaki psikolojik yaklaşım çok hoşuma gitti öfkenin arkasındaki psikolojik nedenler…hem ayetlerle hemde insan psikolojisi ile harmanlanmış bir düşünce yazısı…bizimle paylaştiginiz için teşekkürler kaleminize saglik
Amin
Çok güzel anlatım abla efendimizin duasıyla bundan sonra hep söylüyeyim hatta ilk ezberleyeyim gerçekten kendini ifade edememe çok zor bendede bazen oluyor öfkede olunca yanlış sözcükler çıkıyor emeğine sağlık çok teşekkür ederim
“Bardağı taşıran son damla olmasın” hiçbir zaman. Aslında bardağı hiç doldurmasın….
Ne kadar da dokunaklı bır söz derınden etkıledı benı(bardağın son damlasına kadar taşırmadan acamadıgım ıcındır yuregımı belkı de)
Yüreğinize sağlık…
Çok güzel bir noktaya değinmişsiniz. “Öfkenin arkasında ki duyguyu tespit et” Çoğu zaman dönülmez hatalar yapma noktasına bizi götüren öfke, aslında buzdağının görünen, ufacık kısmı. Belki öfke duygusunu ortaya çıkaran ana duyguları fark edip, o duyguyu hakkıyla yaşasak kendimizi öfkenin kapısında bulmayacağız. Her zaman psikoloji de “İfade edilmemiş duygular asla ölmez; sadece diri diri gömülür ve sonradan daha korkunç şekillerde tezahür ederler.” denilir. O korkunç şekli “yıkıcı öfke haline bürünmek” diye ifade edebiliriz sanırım. Çok teşekkür ederim can alıcı noktalara değindiğiniz için.