Enayileşen Erdemler
İslam inancına göre bütün çocuklar iyi bir özle doğarlar. Bu öz Müslümanların içinde de olması istenen özdür. İyilik, diğerkamlık, yardımlaşmak, insanlığa hizmet için yorulmak, çocukları sevindirmek hep bu özden gelir.
İnsan değiştikçe kültür de değişir. Çocuk yetiştirmek kültürel bir iştir. Her bir insan, ana babasının olduğu kadar kültürün de çocuklarıdır. Kültürün değişiminin sinyallerini yıllardır almamıza rağmen, bu değişimin karşısında edilgen olmayı tercih etmiş olmalıyız ki, artık çocuk yetiştirmenin ilkeleri de değişime uğradı ve bu değişimin iyi yönlerinin yanı sıra kötü yönlerinin de olduğu görülüyor.
Artık çocuklarımızın erdemli davranışları karşısında üzülmekten kendimizi alamıyoruz! Şimdiki anneler, çocuklarından birinin yumuşak huylu ve ‘iyi insan’ özelliklerini sergilemeleri karşısında panik yaşıyorlar. Çocuklarının bir ‘ezik’ olmasından korkuyorlar. Erdemli olmakla ‘ezik’ olmak arasındaki ayrım giderek kayboluyor. Anneler çocuklarının kendilerini ezdirmemek için yırtıcı davranması gerektiğini düşünüyor ve çocuklarına da bunu dayatmaya kalkıyorlar. Oysa erdemli olmak yerine başka çocukları ezen bir çocuğumuzun olması bizi endişeye sevk etmeliydi.
Kur’an’ı Kerim’e bakınca insan, Habil’le Kabil’in yaşadığı dönemde ne ise şimdi de o gibi görünüyor. Kıskanmak, haset etmek, kendi suçunu başkasına atmak hepimizin doğasında var. Ne ki bu doğanın hizaya çekilmesi mümkün… Öncelikle böyle bir doğamız olduğunu, bunun da doğal olduğunu kabul etmek lazım. Şeytani tarafımız bizim varoluş gayemiz olabilir. Onu yenerek, hizaya çekerek, törpüleyerek cennet yoluna düşüyoruz. Şeytani tarafımız olmasaydı, bu hayat sınavının da bir anlamı olmayacaktı.
Terry Eagleton, “İnsanın varoluşunun amacı kendini gerçekleştirmektir. Benlik bir projedir, elinizdeki iştir, devam eden bir çalışmadır.” der. Benliğimizi şeytani tarafımızın farkına vara vara, onu olumlamadan ama varlığını da reddetmeden bir ilişkiye girerek şekillendiriyoruz. Habil olmak da elimizde Kabil olmak da…
Dünya aldatıcıdır. Erdemli olmanın eziklik görünmesi şeytanın bir aldatmacasıdır. Zulüm yapanın aslında o zulmü kendisine yaptığını sır gibi gizleyen bu dünyada; Kabil’in Habil’e attığı taş, gerçekte Kabil’in kendine attığı taştır; ne var ki yaralanan ve kanayarak ölen kendi değil, Habil’dir. Bu dünyada kendimize fırlattığımız oklar hep sevdiklerimizi ve yakınlarımızı yaralar. Ancak görünmeyen bir uzama Kabil’in Habil’e attığı taş bizim gördüğümüz şekilde yansımaz. Bir aynayla o başka uzama bakabilseydik, Kabil’in Habil’e attığı taşla kendini öldürdüğünü ve Habil’in sapasağlam durduğunu görebilecektik. O bambaşka uzamın, daha sonra Kabil’in yaşamına iç sıkıntılarıyla onu bunaltarak yansıdığını görecektik.
Dünya böyle kendimize ettiklerimizi başkalarında gösterdi. Dünyanın aldatıcılığı bundandır.
Kur’an’da geçen Adem’in iki oğlunun kıssası, o gün de, bugün de asıl değerli olanın ve gerçekte kazanmakta olanın erdemliler olduğunu hatırlatmaktadır. Günümüzde şahit olduğumuz bu kültür değişimi Habillerin değil, Kabillerin el üstünde tutulmaya başladığının bir işaretçisidir. Kabillerden yakınan ama yeni Kabiller üreten bir kültürde, siyaset de bu kültürün bir aynasıdır. Kendi yaptığı küçük yolsuzlukların farkında bile olmayan insanlar, siyasilerin yaptığı yolsuzluklardan şikayet etmektedirler. Bu şikayetlerinde haklı olmakla birlikte insanların hatırlaması gereken bir yasa vardır. Bu yasaya göre, bir toplumda bireyler kendi içlerindekini değiştirmedikçe, Allah onların üzerindeki nimetini değiştirmez. (Rad 11) Bireylerin kendi içlerini değiştirmesi bazen nesiller sürebilir. Kültür, sabit değerlerle birlikte değişimi de bir sonraki nesle aktarmanın bir yoludur. Çocuk yetiştirmede değişen ilkeler, Rad suresi 11. ayetin hatırlattığı yasaya göre bir karşılık bulacak ve Allah’ın üzerimizdeki nimeti de değişecektir. Bu değişimin iyi/kötü yönde olup olmaması bize bağlıdır. Eğer çocuklarımızın gösterdiği erdemli davranışları destekler nitelikte bir kültür geliştirirsek, şüphesiz değişim de iyi olacaktır.
Yeryüzü cenneti de annelerin ayaklarının altındadır, ama her annenin değil, vesselam.
mimhece
* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.