DENEMELERYAZILAR

Bireysel Üzerinden Kurulamayan Köprü – mimhece

Artık birer bebek değiliz. Özgürüz. Bu özgürlük ayağımızda prangaların olmamasından değil, yaptığımız seçimlerin sonuçlarına katlanabiliyor oluşumuzdandır.

Rollo May’a göre özgürlük ve sorumluluk el ele gider. Sorumluluk almadan, seçim yapmadan, o seçimlerin sonuçlarına katlanmadan ve bunu yapmaya cesaret göstermeden özgür olamayız. Özgürlük bir ben olma cesaretidir, bir varolma cesareti.

Her ilişkide kapanmayan bir mesafe mutlaka vardır, her iletişimde, onlarca köprü kurulsa bile, kurulamayan bir köprü. O mesafeyi, o kurulamayan köprüyü benliğin ve özgürlüğün sigortası olarak görüyorum. Bireyselliğimiz orada korunuyor. O kurulamayan köprü ve kapatılamayan mesafe olmasaydı, ilişki içinde erirdik. Ben diye bir şey kalmazdı. İlk bakışta bu bir idealmiş gibi gelse de, erime bir kula kulluk biçimine dönüşebilir.

İnsan isyankar bir varlık olmasının yanı sıra itaatkar bir varlıktır da. İki kutuplu dünya da bu iki kutup arasında gider gelir insan. İsyan, benliğin ölmeye başladığı, esir alındığı, bir köleye dönüştürüldüğü yerde başlar. Allah’a itaatin temelini ise özgürlük oluşturur. Özgürlüğün sorumlulukla el ele yürüdüğünü burada yineleyelim. Allah, benliğini sağlam temeller üzerine oturtmuş kişiye sorumluluk yükler. Seçimlerinin sonuçlarını ona gösterir ve böylece Allah kuluna yol göstermiş olur. Din sorumluluktur. Sorumluluk olmadan bir özgürlük düşünülemez.

Özgürlüğü genelde canımızın her istediğini yapma olarak biliriz. Sanırım bu, kapitalizmin bize dayattığı tüketim kültürü oluşturmaya yönelik bir tanım. Oysa özgürlük, bir seçimdir; kendi olmaya cesaret göstermeye, kula kulluk etmemeye yönelik seçim. Kula kul olmadığımızda ve Allah’a bağlandığımızda özgürleşiriz. Çünkü Allah, kendisine bağlılığı bir takım ilkelere bağlamıştır. Allah’a kulluk ilkelere bağlı olmak anlamına gelir. Zihnimizden geçen düşüncelerden tutun, hal ve davranışlarımıza kadar her şey belirli ilkeler çerçevesinde gelişir ve ilerler. Maturidi’nin bir tespiti önemlidir, şöyle der Maturidi: “İtaat; yöneticiye değil, temel ilkeleredir.” Bu ilke bizi siyasi liderlerin, cemaat liderlerinin, öğretmenlerin, patronların şahsına bağlılıktan kurtararak, ilkelere bağlanmamızı sağlar. Böylece kula kulluktan, yöneticilerimizin yaptığı yanlışların da arkasında durma gayretinden kurtulmuş oluruz.

Müslüman seçici olduğu kadar kulların hatadan beri olmadığını da bilir. Bu yüzden seçici bir aklı vardır. Düşman bellediğinden bir hikmetli söz çıkarsa onu benimseyebilir, dost bildiğinden yanlış bir söz çıkarsa ona karşı durabilir. Bunu yapmak için insan insanın içinde erimekten çekinmelidir. Ne demiştik? Aşılamayan bir mesafe, kurulamayan bir köprü iyidir bazen. Nefes alalım. Açılın.

mimhece
mimhece@gmail.com

Tepkinizi İfade Edin
Like
Love
Haha
Wow
Sad
Angry

* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.

mimhece

Ses-Söz-Arpacık

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu