DENEMELER

Cami Neydi?


Bu aralar cami mefhumuna takmış durumdayım. Cami bizim düştüğümüz yer, bu yüzden kalkacağımız nokta tam da burası.

Câmi, toplayan, birleştiren, cem eden demek. Birisi bana bugün camilerimizin neyi birleştirebildiğini söyleyebilir mi? Her cuma toplanıp duruyoruz en az haftada bir defa ama ortaya çıkan şey kuru kalabalıktan öteye geçemiyor. Zaten haftanın son iş günü ve en yoğun günü olduğu (en azından kamuda ve özel sektörün çoğunluğunda) için bir an evvel işe dönme düşünceleriyle geçiyor namazlarımız. Hiç bir sosyal aktivite yok. “Allah kabul etsin” diyenlere içimden soruyorum “Neyi? Ne yaptık ki biz şimdi?” Normal vakitler ise zaten hazin geçiyor. Bazı şehirlerdeki bazı camiler; Kuran kursu, yemekhane, kütüphane, internet kafe, kafeterya, spor salonu gibi günümüzün külliyesi şeklinde yapılmış olsa da genel durum bu şekilde değil. Milyonlarca lira harcanarak inşaa edilen bu yapılar, bütün gösterişlerine rağmen içi boş beton yığınları olmaktan öteye geçemiyor. O yüzden hacca gidip de Kâbe’nin etrafında ayaklarını uzatıp uyuyanları ya da namaz esnasında kolu kaşındığı için kaşınanları görünce bizimkiler bunu saygısızlık sanıyor. Asıl saygısızlığın ibadethaneleri ruhsuzlaştıran ve adeta başka dinlerdeki gibi çıt çıkmayan tapınaklara çeviren, fonksiyonsuzlaştıran anlamsız saygı kriterleri olduğu fark edilmiyor, ettirilmiyor. Sonra birileri çıkıp ne diyor: “Dini oraya bulaştırma, buraya bulaştırma. Evinde yaşa, caminde yaşa.” Din yaşam şeklidir, yaşamın ise çok azı evin içinde geçer. Hukukumda yok, ticaretimde yok, siyasetimde yok, sokağımda yok… Sadece cenazemizde lazım olan ölüler ritüelleri.. . “E ama sömürülüyor, alet ediliyor işte” gibi veryansınlar ise şu önerme karşısında aciz kalıyor: Demokrasi de hukuk da sömürülüyor ve alet ediliyor her şeye. Bunları da karıştırmayalım o zaman saydığınız yerlere.

Özne insansa her zaman her yerde sıkıntı çıkacak demektir. En iyi sistemi de kursanız “insan” yetiştiremediğiniz zaman asla olumlu sonuçlar alınamaz. İslamda kollektif yetişme yeri ise camidir. Ama daha camide çocuk sesine katlanamayan, muhabbet ettirmeyen, ayaklarını uzatarak dahi içinde bulundurmayan yaklaşımlar var olduğu sürece bu ülkenin müslümanları olarak herhangi bir ilerleme kaydedemeyeceğiz. Daha çocukların ilgisini çekemiyorsak yetişkinlere ve de farklı dinden insanlara nasıl tebliğde bulunacağız? Ondan sonra milyon tane grup çıksın ve alsın çocuğunu yalancı, sahtekar, hak yiyen bir katile çevirsin. Şimdi birinin neler yapabileceğini gördük. Emin olun ülkemizde iktidarı ele geçirecek vizyona sahip ol(durul)salar çok daha vahşi tepkiler verecek onlarca grup var. “Cemaat” diyerek bu kavramı kirletmek faydasız. Bizi topyekün bir İslam cemaati olmaktan alıkoymak için alerji oluşturuluyor ve hatta oluşturuldu.

Tüm bu sebeplerden yukarıdaki resimlerdeki Şeyh Câmii’nin (Rize) harim kapısının iki yanına bu güzel notları yerleştiren imamı veya kim yaptıysa onun bu uygulamasını ayakta alkışlıyorum. Adamsın!

Yazı fotoğrafı Ajlan Gharem in eseridir.

Tepkinizi İfade Edin
Like
Love
Haha
Wow
Sad
Angry

* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.

Hüseyin Mecit Beşik

Aslen Erzurum, doğma büyüme Ankaralı. Gazi Üniversitesi kamu yönetimi bölümü mezunu. Şimdi ise Bursa'da ikamet eden bir memur. Evli ve bir oğul babası.
1 1 Oy
Gönderiyi Puanla
Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları gör

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
0
Düşüncelerinizi bildirmek ister misiniz, lütfen yorum yapınx