Kur’an-ı Kerim insanlığın hikayesini anlatmaya başlarken şeytanın “ben insandan üstünüm, onu topraktan beni ise ateşten yarattın” dediğini anlatır. Biz bu ayeti “şeytan ırkçılık yaptı” diye anlatabiliriz.
Seçimini yapmadığın bir şeyden dolayı kendini üstün görme hali vahiy kültürünün en kınadığı durumdur. Hele hele Anadolu’da yapıyorsanız, lanetlenirsiniz. Binlerce yıldır, acılarla bu toprağa tutunmaya çalışan halklar var Anadolu’da… İçinde bir çok ırkın harmanlandığı; hatta bazı geleneklerin, örflerin, adetlerin hangi ırka ait olduğunun unutulduğu… Ama bilinen tek gerçek bu millete, bu topraklara ait olduğu… O yüzden de bu topraklarda ırkçılık yapılmaz; dağ, taş inler; farklı farklı ırklardan bir millet olma uğruna can vermiş ecdat inler ve ah eder ve gerçek şu ki en çokta ölülerin ahı tutar.
Kemal Sayar bir yazısında “mayalı millet” olduğumuzdan bahsetmişti. Katılıyorum kendisine. Evet, Türk milleti mayalıdır; o yüzden dünyanın neresinde sıkıntı olsa içinde hisseder. Bu milletin türküsü mayalıdır. Bir “Çanakkale türküsü” söylediğinizde ya da “Bitlis’te beş minare” dediğinizde ya da “hey onbeşli onbeşli”dediğinizde yüreğiniz yanar. Savaş ne demek, göç ne demek, ölüm ne demek… Atalarımızın yaşadığı tüm acıların bilgisi bir anda akar yüreğimize.
Yemeği mayalıdır bu milletin; tarhanası, yoğurdu, arabaşısı, keşkeği, ekmeği… hepsi paylaşmak için çoğaltma kültüründen çıkar yola.
Aşkı mayalıdır bu milletin. Dinleyin “Zeynebim Zeynebim allı Zeynebim” ya da “Suzan Suzi”.
Eğlencesi mayaladır bu milletin. Kaldırın kollarınızı “Ankara’nın misketin”de seymen olun; Ege’de harmandalı oynayan “efe”. Doğuda “şemameye” halay çekin; Karadeniz’de horon. Neşet Ertaş’ı iyi bilin. Mahsuni’yi tanıyın.
Maalesef tüm dünyada popüler kültür hakimiyeti ağır basıyor. Amerika’nın kot pantolonu, hamburgeri ve ayakları yere basmayan cinsel vurgulu müziği hakim. Tüm dünyanın mayasını bozmaya çalışıyorlar.
Yerel kıyafetler, yöresel yemekler ve müzikler modernleşme uğruna terk ediliyor.Kot pantolon, hamburger ve barbie kızlar medeniyeti kuruyoruz. Gerek dindarlaşmak uğruna gerekse modernleşmek uğruna millet olmak hali darbe alıyor. Eğer siz arap müzik aletini dinlerken ibadet yaptığınızı sanıyor ya da batı müzik aletini dinlerken modern olduğunuzu sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Arabistan’da cilbap giyen bir kadının tesettürlü olduğu kadar Anadolu’da şalvar giyen bir kadında tesettürlüdür.
Peygamberler vahiy getirdikleri toplumun kültürünü, geleneğini, örf ve adetlerini değiştirmeye çalışmadılar. Kavga her zaman çok tanrıcılık ve ahlaksızlıkla olmuştur.
Bu milletin sanatçısı, hocasından daha mayalıdır, dinleyin.
Daha senden gayrı aşık mı yoktur
Nedir bu telaşın vay deli gönül
Hele düşün devr-i Adem’den beri
Neler geldi geçti say deli gönül
Sılası, gurbeti mayalıdır bu milletin. “mektup selam söyle benden sılaya” der. O yüzden dünyanın arkasını döndüğü göç edenlere kucağını açar. Sonra o güzel türküyü söyler: “Çalın davulları”.
Belki de İsmet Özel “Türk değilsen; oldun Amerikalı” derken doğru söylüyordur.
O yüzden türkü dinleyen kapitalist olmaz diyorum. Naçizane, ben çocuklarıma türkü dinletirken, yeni bir türküyü onlarla tanıştırırken, görev bilinciyle yapıyorum; çünkü mayalıyorum onları. Yoğurdu, sirkeyi, hamuru mayalar gibi, mayalıyorum. Bu toprağın çocukları olsunlar, milletiyle birlikte gülüp, milletiyle birlikte ağlayabilsinler…
Yeri geldiğinde başları dik bir seymen olsun; zeybek oynasın, halkıyla halaya dursun, horon tepsin, zılgıt çeksin. Yeri geldiğinde bir şehidin cenazesine omuz versin. Yaban kalmasın öz yurduna, toprağına, vatanına, halkına.
Selam ve dua ile…