Zulüm ve Hayat

Her kim olursa olsun mazlumun yanında olmak, ahlâkî erdemdir… Zalimlere sessiz kalmak ise onlara destektir…

Ne yazık ki hiç istemesek de dünyamızı kötülük, adaletsizlik, merhametsizlik, sevgisizlik, korkular, zulüm, zorbalık ve haksızlıklar üzere yönetiyorlar ya, işte bunun tek müsebbibi bizleriz…!!!::

İddia ettiğimiz ve inandığımız kadar hakiki, aktif ve cesur “iyiler, faydalı, hayırlı ve yararlı insanlar, akledenler, seven ve sevgisini cömertçe dağıtanlar, merhamet edenler, hoşumuza gitmese dahi adil olanlar…” ol/a/madığımız için !…

Korku/öfke … çok yıkıcı bir kara enerjidir… Bu , en başta kişilerin kendilerini zehirlerken, sonrasında ve beraberinde de geniş halkaları ve toplumu da etkisi altına alarak karartır, zehirler, yavaş yavaş öldürür…. Bunu gördüğümüz halde sessiz kalmak, müdahale etmeyerek bananeci tavırlar içinde rahat davranmak ise hem intihardır hem de katliam …

… Geçmiş her ne kadar acılar, hüzünler, yaralar, savaşlar, katliamlar, soykırımlar , taciz ve tecavüzlerle… dolu ise de bu hayatlarımızın çok daha güzel, barışçıl, adil, ümitvar , sevgi ve merhamet eksenli olabilmesinin mümkünlüğü de bizlerin elindedir …

“Nasıl isen öyle yaşarsın!…”

İlkesi gereği ; bizler nasıl isek hayatlarımızda da öyle yaşar, düşünür, hisseder, sezer, fikireder, akıleder ve uygularız….

Memnun olmadığımız hayatlar için ,etrafımıza değil de her şeyden önce kendi hayatımıza , rahatsız olduğumuz kişilere değil de öncelikle kendi içimize , başkalarının çocuklarına değil de her zaman ilk kendi çocuklarımıza, diğerlerinin işinden/ gücünden/başarısından/kârından/zararından ziyade kendimizinkilere…. odaklanmamız çok daha sağlıklı olacaktır….
Öyle ki ancak bu şekilde gerçekten de bir değişim, dönüşüm, gelişme,ilerleme ve hareket döngüsü oluşabilecektir , inşallah….

Çünkü ;
Şu hayatta,
Değiştirebileceğimiz bir kişi
Ve sadece bir hayat var….:
Siz/sen/ben
Ve
Sizin/senin/benim hayatımız!!!!

Ancak…
Biz değişince…
Bizimle bağlantılı çok kişi ve hayatların da değişmesi çok mümkündür!!!!

….Acılar dinmeyecek belki ama acıları kabul ediş yollarımız, algılarımız değişecek…işte o zaman da o acılar salt acı veren, inciten,acıtan,dramatik vakalar … olmaktan çıkarak bizlere “hoca, bilge, mentor,rehber, önder ” olacaklardır .

…Geçenlerde “#Sivaskatliamı “. , Bugün ” “#Başbağlarkatliamı ” , dün ” #28şubat ” , yarın “#15Temmuz ” ….
Bu günleri unutmadık, unutmayalım…

Ancak kin , öfke, acı ve kara enerjisini taşımak için değil…. öğrenelim, hikmetlerini görelim, ders çıkaralım , tecrübelerimizin bize bıraktığı bilgelik olsun adına….

İnsanoğlu çok daha kaliteli ve ahlaklı olmayı, böylesine güzel bir hayatı ve dahi cenneti hak ediyor…. Hem de burada , henüz dünyada iken bile … Bunun için kollarımızı yeniden sıvayalım ve çabalayalım….

Ancak cennete nail olmanın, kendimiz için istediğimizi diğerleri için de istediğimiz, dilediğimiz,çabaladığımız ve eylediğimiz zaman gerçekleşebileceğinin farkında olmalıyız….

Biz özümüzde “sevgi”den yaratıldık… Tüm hücrelerimizin ” sevgi enerjisi’ ile dolmasına ve “sevgi frekansında ” kalması için bilinçli , istekli ve samimi olmalıyız….Bunu yapabiliriz…. Karar ver ve harekete geç…

Sevgiyle …
Selametle…
Kıymetli dostlarım …

Peri’han Taşdemir Taylı