ANALİZ

Neyi Verip Cenneti Alacağız?

Oğlumla yürüyoruz. Mahallemizdeki bir sürü marketi geçip daha güvenli ekmek yemek için, uzun bir yolu tepip organik un alıp eve geleceğiz. Hamuruna rüşeym katıp ekmek pişireceğim. Güven diye diye yürüyorum yollarda.

Sokağın köşe başında kaldırımda orta doğu göçmeni bir bayan görüyorum. Yanında benim çocuğumla yaşıt bir erkek çocuk. Oğlum “para verelim anne” diye ısrar edince cüzdanımdaki bozuk paraları oğluma veriyorum. “Haydi sen ver, bu Allah’ın en sevdiği iş” diyorum. Oğlum uzaklaşıyor yanımdan ve her şeyiyle farklı görünen kadına parayı gülümseyerek veriyor. Sanki bozuk para vermiyor da cennetten bir dal uzatıyor. Kadın bir dilenciden beklemeyeceğiniz bir  nezaketle, oğluma tebessüm ederek bakıyor ve para veren elini tutup nazikçe öpüyor. Sanki farkında cennetten uzanan dalın.

Oğlum yanıma zıplayarak geliyor “anne gördün mü, teyze elimi öptü.” İçimde bir şeyler kıpırdanıyor, fark ediyorum. Yüreğimde bahar çiçekleri açıyor. Oğlumla farklı bir havayı soluyoruz bir süre. İçimizde açan bahar çiçekleri, kadına verdiğimiz paranın onlarca katı.

Şimdi minik bir soru sormak istiyorum. En son içinizde çiçekler ne zaman açtı? Kelebekler ne vakit  uçuştu? Çevremde hep mutsuz insanlar görüyorum. Her yerde; markette, pazarda, camide, okulda. Mutsuz, huzursuz, selamsız, tebessümsüz insanlar. Kaygılarının, gündelik telaşlarının esiri olmuş insanlar.

Ama hepimizin gitmek istediği bir cennet var. Bir ütopya. Tüm iyi şeyleri simgelediğimiz, güvenli, huzurlu, mutlu. Dünya ve ahiret bir alış veriş , değiş tokuş yeri. Peki biz neyi verip cenneti alacağız? Sevgisizlikten, selamsızlıktan çöle çevirdiğimiz yüreğimizi mi? Yoksa cehennemden bir odaya çevirdiğimiz yuvamızı mı? Ya da şu güvensiz şehirlerimizi mi verip cenneti alacağız? Bu beton yığınlarını verip, cennetimizde kuş sesleri içinde bir ormanda mı yaşayacağız.

Kendi ellerimizle inşa ettiğimiz bir cehennem de yaşıyoruz. Kimse cehennemi verip cenneti satın alamaz. Tam da bu yüzden Kur’an’ı Kerim’de “ insan-insan” ilişkisine önem verilir. Toplumsal ilişkilere önem verilir. Ahlaklı olmaya, erdemli olmaya önem verilir.  Tam da bu yüzden peygamberimiz tebessümü en güzel sadaka sayar. Yerden bir canlıya zarar verecek olan şeyi kaldırmayı rabbinin hoşuna gidecek iş olarak anlatır. Çünkü amaç bu dünyaya cenneti kurmaktır. Dünyası cennet olanın ahireti zaten cennet olur. Cennet güvenin tesisidir. Cennet bir yaşam tarzının tezahürüdür. Yüzünde güller açmayan, yüreğinde sevgi barındırmayan insanın cennet arzusuyla yanması komediden başka nedir?

Puan biriktirerek cenneti umanlar; kocaman bir hayalin içindeyiz. Uyanalım. Bir gün ahirette dünya denen durağı cennet yapmak için neler yaptığımız sorusu gelirse karşımıza ne yaparız. Cennet yanımızdakileri de götürebildiğimiz güvenli beldedir. Yüreğimize kuramadığımız cenneti, yuvamızda soluyamadığımız cenneti, şehrimizde tesis edemediğimiz cenneti, öldüğümüzde kabirde bulacağımızı düşünmek ütopyadan öteye geçebilir mi?

Neslihan Hümeyra

İki çocuk annesi. Eski radyo programcısı. Kitap ve doğasever... Ve yıllar önce ara vermiş şimdi ise tekrar Yazar...

Yeni Gönderiler

Duygu ve Hisler Konusunda Kelime Dağarcığımız…

Spotify'da dinlemek için buraya tıklayabilirsiniz... Kendimizi ifade etmek, meramımızı anlatabilmek ve doğru anlaşılmak adına kelime…

1 ay önce

Yeni Bir Ramazan

Spotify'da dinlemek için buraya tıklayabilirsiniz... Ramazan Hicri takvimin 9. ayıdır. 1446. Ramazını yaşayacağız. Ve İslam…

2 ay önce

Eşler Arası Yaygın Sorunlar

Spotify'da dinlemek için buraya tıklayabilirsiniz... Erkek ve kadın, güneş ve ay gibidir..Tabiri caizse birbirinin iki…

2 ay önce

Artarak İlerlemek

Spotify'da dinlemek için buraya tıklayabilirsiniz... Türkiye'nin İnovatif Yerli ve Milli Temizlik Ürünleri "Etrafınızdaki beş kişinin…

2 ay önce

Düşünceden Davranışa

Spotify'da dinlemek için buraya tıklayabilirsiniz... Türkiye'nin İnovatif Yerli ve Milli Temizlik Ürünleri Daha önce de…

2 ay önce

Bilge Atalar

Spotify'da dinlemek için buraya tıklayabilirsiniz... Türkiye'nin İnovatif Yerli ve Milli Temizlik Ürünleri Bil'ge Ata'lar… Yirmili…

2 ay önce