Tüket Ey İnsan…

Modern çağ insanı, arzu ve isteklerinde tutkulu ve doyumsuzdur. Modern çağda her şey hızlı ve tek kullanımlıktır.

Geri dönüştürülen kıyafetler, yamanan çoraplar, bana annemden ona da kendi annesinden kalmış denen çeyizler… Hepsi mazide kaldı. Bu çağ, eskidi mi yırt at, yenisini al, hızlıca. Her zaman iste, her şeyi iste ve sınırsızca iste… Sen bunların hepsine layıksın, çılgın gibi iste.

Özellikle medya organları bu durumu kışkırtan taraf. Mesela bakın reklamlara bisküvi, bisküvi değil; çikolata, çikolata değil; araba, araba değil; ev,ev değil; eşya,eşya değil; kıyafetler,kıyafet değil.

Kapitalist insan hepsine farklı anlamlar yüklüyor ve satmaya çalışıyor. Çikolataya ulaşamadığı için çıldıran kadınlar, arabasıyla karakterini değiştirmiş erkekler, elde etmek istediği şey için her yolu deneyen çılgın ve bağımlı insanlar…

Modern insanın en belirgin özelliği galiba bağımlılık. Olmazsa olmazları ne çok modern insanın. Modern öncesi çağın isteklerini törpüleyen insanından bir canavar çıktı sanki: Tüketim canavarı. Tüketebildiğin kadar varsın, tüketebildiğin kadar insansın.

İnsanların tükettiği yetmiyor bir de iyi bir tüketici olduklarını ispatlamaya çalışıyorlar. Sosyal medya organlarından yediğini paylaşanlar; giydiğini, gezdiğini, hatta ruhsal halini paylaşanlar.

Kapitalist dünyanın hiçbir değer tanımaması, zihnimizde ve ruhumuzda ciddi yaralar açıyor. Reklamları izlerken ya da sosyal medyada gezinirken sıklıkla sorduğum soru şudur: Burada bana ne satmaya çalışıyor?

Çirkin olduğuma inandırıp, kozmetik ve kıyafet satmaya çalışıyor; hastalıkla korkutup ilaç satmaya çalışıyor; yeni koltuklarında mutlu insanlar gösterip eşya satmaya çalışıyor; yeni evinin sosyal alanlarında,kırlarda oynayan insanları gösterip, haftanın altı günü full çalışan insana özgürlük satmaya çalışıyor. En kötüsü sürekli hayal satıyor, aldıkça mutlu olacağını sanan insana…

Neden depresyon ve panik atak tarzı hastalıklar arttı, dersiniz. Sürekli korkutulmanın ve sürekli tüketerek hayallerinize ulaşmaya çalışmanın bunda etkisi var mıdır?

Kuranıkerim, Tevrat ve İncil böyle çılgın ve şımarmış insan topluluklarının hikayeleriyle doludur. Dinin bizim hayatımıza katkısı tam da burada başlar. Vahiy kültürünün, bu kadim kültürün inşa etmek istediği insan modeli bağımlılıklarından arınmış, hür aklıyla karar verebilen insan modelidir. Din sizde buna hizmet etmiyorsa, vahiy henüz size inmemiş demektir.

Dünyada psikiyatri alanında bağımlılık tedavi alanları genişletildi. Alkol, uyuşturucu gibi madde bağımlılığının yanına bilgisayar oyunları, alışveriş bağımlılıkları da eklendi. Dünya’nın diğer yarısının aç olduğu düşünülürse bazen diyorum ki bedduamı aldık Allah’ım…

İnsan halife olmakla, kan dökme arasında gelgitler yaşıyor. Durumu özetleyen Kur’an’dan iki ayet şöyle: “Ey insan,nereye bu gidiş, nereye kadar” ve “İnsan kendini yeterli görünce azar”.

Son söz olarak diyorum ki: her bir azgınlık, yeni bir açlığın başlangıcıdır. Tüket ey insan, tüket. Aslında tükettiğinin sadece ömrün olduğunu düşünmeden, tüket.

Selam ve dua ile…

Neslihan Hümeyra