KIBLE MESELESİ

Nereye ya da kime yöneliyorsanız/meylediyorsanız sizin kıbleniz orasıdır!

– Evler görüyoruz, oturma gruplarının kıblesi TV’ler olan, Lüks eşyaları sarayları aratmayan, üzerinde “hasırda yatardı peygamberimiz” denilen yönü konfora dönük olan!

– Şehirler görüyoruz, yerleşme planının kıblesi AVM’ler olan,

– Çocuklar görüyoruz, kıblesi kıbleden yoksun ebeveynler olan,

– Gençler görüyoruz, kıblesi haz, hız, şehvet ve bağımlılıklar olan,

– Aileler görüyoruz, kıblesi daha fazla mal ve evlat sevgisi olan,

– Topluluklar görüyoruz, kıblesi tekasür/çoğalmak ve iktidar olmak olan,

– Müslümanlar görüyoruz, kıblesi darmadağınık olan,

– Dernekler görüyoruz, kıblesi adam kaybetmemek olan!

– Vakıflar görüyoruz, Kur’an’ı anlatan ama, kıblesi Kur’an’ı yaşamak olmayan!

– Cemaatler görüyoruz, kıblesi iktidara alt yapı hizmeti sunmak olan,

– İmamlar görüyoruz, etliye sütlüye karışmadan sadece kıblesi maaş aldığı kurumu razı etmek olan,

– Camiler görüyoruz, ücretli tuvaletleriyle ve namaz sonrası kapısında kilidiyle evsiz ve yurtsuzların sığınağı olamayan ve kıblesi daha fazla kapitalizm ve gösteriş olan…

– Fikir adamları görüyoruz, bizden imam olmaz, biz sadece fikir üretiriz deyip, kıblesi daha fazla anlatmak ve daha fazla kitap satmak olan…

– İktidarlar görüyoruz, kıblesi konumunu korumak ve yapılan her türlü fikir, düzeltme veya eleştiriye “postu kaptırmak” penceresinden bakan…

İlâ ahır…
Kalbimizin kıblesi Allah sevgisi olsun,
dünyaya meyleden gözlerimiz âmâ olsun,
arşa yükselen egolarımız turab/toprak ile tahir/temiz olsun,
topraktan gelen insan aklın başında olsun,
seni yönlendiren şey nefsin değil Allah’ın rızası olsun!

2014, Ankara