
Dişil Varlığın Kudreti: Hatunluktan Hanlığa, Ruhun Bilgeliğine…❣️🌹
Kadın olmak, yalnızca biyolojik bir gerçeklik değil, aynı zamanda ruhsal, psikolojik ve toplumsal bir varoluş biçimidir. Dişil enerji, yaratılışın rahimidir; doğuran, besleyen, büyüten ve dönüştüren muhteşem bir güçtür. Psikolojik olarak şefkat, sezgi ve derin duyguların kaynağıdır. Sosyolojik açıdan aileyi ve toplumu bir arada tutan görünmez bir bağdır. Toplumu sallayan el o beşiktekini doğuran ve yetiştiren kadındır. Teolojik perspektifte Rahman’ın yeryüzündeki tecellilerinden biri yani Rahimî yansımasıdır, mistik bakış açısıyla da bilgelik ve ilahi akışla uyum içinde olmanın anahtarıdır… Kadim kültürlerde “hatun kişi” olmak, yalnızca bir eş ya da anne değil, bir bilge, bir cevher, bir rehber ve bir diriliş kaynağı olmaktır…
Dişil enerji, yalnızca edilgen bir bekleyiş değil, bilakis, üretkenlik ve yaratımın da özüdür. Kendi varoluşunu bilen bir kadın, ruhuyla, bedeniyle ve zihniyle yaşamı kucaklar. Han olmak, sadece hükmetmek değil; merhametle, bilgelikle ve derin bir teslimiyetle yön vermektir. Toplumların yükselişi, dişil enerjinin onurlandırılmasıyla ve değerinin anlaşılmasıyla mümkündür. Dişil enerjiyi açığa çıkarmak, kendine, doğaya ve Rabbi’ne teslim olmakla başlar. Nehir nasıl kaynağını bulunca coşarsa, kadın da varoluşunun kaynağına yöneldiğinde, içsel kudretiyle parlar.
Ancak dişil enerji sadece fiziksel üretkenlik değil, ruhsal doğurganlık da demektir. Ruhsal ve varoluşsal bilinç, dişil enerjinin fark edilmesiyle derinleşir. Çünkü dişil olan, akıştadır; direnişi bırakıp teslim oldukça açılır ve genişler. Hakiki teslimiyet, varoluşun sırrına uyanmaktır. Kadın, özüyle bağ kurdukça ruhu serpilir, idrak kapıları açılır. Dişil enerji yalnızca doğurmaktan ibaret değildir; bilinç doğurur, hikmet doğurur, yeni bir varoluşu dünyaya getirir. Onun han olması, içsel hükümranlığını ele geçirmesi, nefsin dizginlerinden sıyrılıp hakikate teslim olmasıdır.
Yaratıcıya yakınlık, yani Âlemlerin Rabbi’yle tam, sağlam ve aktif bir bağ kurmak, dişil yönün en saf ve güçlü haliyle ortaya çıkmasını sağlar. Bu, bir teslimiyet ve akış halidir. Kadının sezgisi ilahi bir lütuftur; teslimiyetle birleştiğinde, bilgelik ve üretkenlik kaynağına dönüşür. Bir hatunun han olması, dışsal bir unvan değil, içsel bir makamdır. Kendini bilen, özündeki ilahi rahmeti kavrayan bir kadın, kendi dünyasının ve etrafındakilerin ışığı olur. Teslim olan bir kadın, varoluşun akışına uyumlanır ve yaratılışın özünü idrak eden bir bilgeye dönüşür. Onun hakiki kudreti, Yaradan’a teslimiyetinde ve O’nun akışıyla bir olmaya gönüllü oluşundadır…
Vel hasılı kelam kadınlığının ve dişil enerjisinin idrakinde olan bilinçli her insanın, varoluşsal misyonu yarar ve güzellikler üzerine olur… Ancak sağlıklı ve sağlam eril enerjinin yine aynı şekilde sağlıklı ve sağlam dişil enerjisiyle birleşimiyle açığa çıkar; hakikat!!! Yani rahman ve rahim birlikteliği ancak bu şekilde gerçekleşir…
Y’ol’umuz her daim sev’gi’de buluşsun Canlar…
Peri’han Taşdemir…🌹
* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.