
Öz’ümüzün Cinsiyeti Yoktur:
Ruhun Sonsuz Birliği ve Bütünlüğü…🌹
Gelelim esaslı ve önemli konumuza…
Her ne kadar ilgi alanımız olan kadın ve erkek meselesini işlemiş olsam da asıl olarak anlatmak ve farkındalık oluşturmak istediğim konumuza bu vesile ile giriş yapalım…
Biz, bu dünyaya erkek ya da kadın olarak gelmiş ve bunu deneyimlemeyi seçmiş olabiliriz… Farklı roller, farklı bedenler ve farklı algılar içindeyiz… Ancak ruh, bedenin ötesinde bir varlıktır. O, ne kadın ne de erkektir. Ne eril ne de dişildir. Ruh, saf, sonsuz ve sınırsız bir varoluştur…
Cinsiyet, bu ikicil/dualist dünyanın bir gereğidir… Madde âleminde dualite vardır: gece ve gündüz, sıcak ve soğuk, ışık ve karanlık, hakikat ve cehalet, eril ve dişil, kadın ve erkek… Bunlar, yaşamın dengesini sağlamak içindir. Ancak ruhun doğası, bu karşıtlıkların üstündedir. O, yalnızca bütünlük ve birlik bilir, dualizm ona göre değildir…
Yaratıcının Özünden Gelen Birlik…
Bizi var eden Kudret, bizi kendi özünden yarattığını bildirir bizlere:
“Ben ona ruhumdan üfledim…” (Sad, 72)
Bu, ilahi bir sırdır… Bedenlerimiz farklı olabilir ama hepimiz aynı Kaynak’tan geldik ve aynı nefes’le can bulduk… Cinsiyetler, roller, mevkiler ve kimlikler sadece zaman ve mekânın içinde orada anlam kazanır. Ancak ruh, zamanın ve mekânın ötesinde bir hakikattir.
Ruhun Nötr Bilinci…
Gerçek anlamda farkındalık kazanan bir ruh, cinsiyet kimliğini aşar… O, neyin erkek, neyin kadın olduğunu ayırt etmek yerine, her şeyde birlik ve bütünlük görür… Çünkü Yaratıcı, cinsiyetsizdir ve biz de O’ndan gönderilen bir parça ruhuz… Âlemlerin öz’ünü varveden bizim de öz’ümüzü oluşturur…
Bu yüzden gerçek sevgi, gerçek merhamet, gerçek bilgelik cinsiyet tanımaz… Bir insan gerçekten olgunlaştığında, bakış açısı şu olur:
Kadın ya da erkek değil, insanı görür.
Renk, ırk, dil, dün, mevki, kültür fark etmez; öz’ü görür.
İnançlar, düşünceler değişse de, birlik ve bütünlük hisseder.
Maddeyi Aşan Ruh…
Beden, fanidir. Cinsiyet de öyle. Bugün kadınsan, belki sonraki yaşamında erkek olacaksın. Ya da tam tersi. Ama ruh, her ne olursa olsun hep aynı kalır…
Tıpkı su gibi… Su bazen buhar olur, bazen buz bazen de gaz… Ama özü hep su’dur. Ruh da böyledir su gibidir; bazen kadın, bazen erkek olur ama özü hep sonsuz ve sınırsız bir bilinçtir…
Öz’ümüze Dönmek…
O halde ne yapmalıyız? Cinsiyetimizi reddetmek mi? Hayır elbette… Onu gerekli ve önemli bir araç olarak görmek ama onun ötesine de geçmeyi öğrenmek…
Erkek veya kadın olarak doğmak, dünyadaki görevimizin bir parçasıdır. Ancak kendimizi sadece bu bedene hapsettiğimizde, büyük resmi kaçırırız ve nötr olma bilincine ulaşamayız…
Gerçek bilgelik, kendimizi sadece bir kimliğe indirgemeden, herkesi ve her şeyi tek bir hakikatin yansımaları olarak görmektir.
Bizler kadın ya da erkek değiliz…
Bizler bir isime, bir bedene sıkışmış varlıklar değiliz… Yaratan’dan ayrı gayrı değiliz… Bizler O’nun bir yansımasıyız…
Ve O, cinsiyetten münezzehtir.
O zaman, biz de öyleyiz…
Y’ol’umuz her daim sev’gi’de buluşsun Canlar…
Peri’han Taşdemir…🌹
…
..
.
❣️
* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.