Gün bitiyor. Yeşil bir ışık yanıyor uzakta. Sol yanım geçiyor sağ yanımı. Hayır hayır, sol yanım geride kalıyor aslında. Uzakta yeşil bir ışık yanıyor. Trafik lambası sanıyorum önce. Sonra anlam yüklemeyi bırakıyorum her gördüğüm rüyaya.
Akşam oldu yüzümde. Bahardan da, ikindi vaktinden de eser yok. Karanlığın gölgeleri çöküyor alnıma. Gözlerime doğru iniyor ağır ağır. Artık bir zaman ölçüsüdür aynadaki yüzüm. Elli, elli bir… Asla göremeyeceğim bir zamana doğru koşuyorum tik tak. Akşam oldu yüzümde. Bahardan da, ikindi vaktinden de eser yok.
İlk gençlik bir serap gibiydi. Söz, bu da öyle olacak; söz, bir ömür sürecek gözlerinde: aç, kapa.
Sonrası yok bazı şeylerin. Bir durak daha beklerken son durağın zili çalıyor. Bir yudum su. Hayatın amacı bazen bu. Demli bir bardak çayın buharını gezdiriyorum yüzümde. Yaşamak iyi, yaşamak kötü. Hayat güzel, hayat çirkin. Ömür uzun, ömür kısa. Aynı anda farklı zamanlar toplamı yüzüm. Kaşlarım çatık, gözlerim güleç. Gözlerim ağlar, ağzım güleç. Kahkaha mı atıyorum yoksa ağlıyor muyum sormuyor zaman. Zaman bize şahit biz de zamana. Karşılıklı bakışıyoruz şimdilik. Ölüm, hayata karışmanın belki de tek yolu. Yaşamak, biraz da hayata mesafeli kalmak demek çünkü, yaşam insanı öldürür. Belki bu yüzden kaygılarla uzak dururuz yaşamdan, mesafe koyarız gelecek planlarıyla o anki yaşamakla aramıza. Belki de durdururuz kalbimizi hızla koşarak. Çok atış hiç atıştır belki kalp için. Çöl hiçtir. Çok hiçtir. Allah siler bazen amelleri defterden. Hiç olmamış gibi olur, hiç yapmamışsın, söylememişsin gibi. İki türlü olur bu, bazen iyi amellerin gider bazen kötü. İnsan tuttuğu skoru hiçbir zaman bilemez Allah karşısında. Sınav kağıdını isteyip tekrar hesaplanmasını talep edemez Allah’tan. Belirsizliğe mahkumdur insanoğlu; bu yüzden avucunun içinden daha iyi bilmelidir tevhidi, bir eksiklik, fazlalık bırakmadan.
Gün bitiyor. Uzakta bir ışık yanıyor. Artık anlam yüklemeyi bırakıyorum anılara. İnsan kendine nasıl da yük ediniyor. Son bir bahar olsun, umutlu olsun. Mutlu sonla biten bir romanın kahramanı gibi hissetmek ister bazen insan. Mutlu son nedir diyen sesi yok sayabilirim. İçimin sorular yumağından bir ilmek daha çekmeye niyetim yok. Kısa çöplerden maket ev yapmaya da. Yürümek, bir akşam üstü, kızıl ışıklar eşliğinde. Uzakta yeşil bir ışık yanıyor. Geç mi diyor kal mı, anlamıyorum. Anlamadan yaşamaya yer açıyorum bir kez daha, bir kez daha. Anlam yüklemeyi bırakıyorum her gördüğüm rüyaya. Rüya’ya sorsan, her şey bir hülya. Hülya’ya sorsan, ne bileyim ben. Yakama bir papatya taksam, ilk gençliğim gibi. Yüzüme bakıyorum bir akrep, bir yelkovan. Zaman ömür koşuyor tik tak. Bir akşam üstü, kızıl ışıklarla oynarken, bahardan da, ikindi vaktinden de eser yok.
Mimhece
* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.