DENEMELERDÜNYA GÜNDEMİGÜNDEM

1 Eylül Dünya Barış Günü…

Dünyanın farklı köşelerinde bugünü ilan edenler tarafından çıkartılmış sayısız mahrumiyet, mazlumiyet, mahzuniyet ve zulüm ortamları ve oluşturulmuş sahnelerde binlerce insan acımasızca katledilirken, utanmadan bugünü hâlâ barış günü olarak kutlamaları kendilerine de, ilkeleri ve doğrularına da, dünyaya da nasıl tezat kaldıklarının ve ikilemlerinin değil çoklamlarının aşikâr delilidir…

Olmaz, olamaz!!!…
İnsanlar kendi iç dünyalarında barışı sağlayamadıkça, huzuru deneyimlemedikçe, adaleti öncellemedikçe ve bu değerlerle bütünlük ve birlik sağlayamadıkça dış dünyalarında da hiçbir zaman hakikaten adalet, barış, sevgi, iyilik ve huzur üzere olamazlar, olamayız!!!…

Şu haldeyken hoş gelsin mi Eylüller de?!…
Gelsin elbette.
Ne suçu var ki Eylüllerin bu hadisede?
Her zaman ki gibi insan; insan değişip, gelişip, dönüşmesi ve yeniden inşa etmesi gereken varlık.
Ahhh bir sorumluluğumuzu görsek ve samimiyetle hareket edebilsek!

Cehalet, rahatlık, sorumsuzluk, değersizlik, vizyonsuzluk, vurdumduymazlık, bencillik, tarafgirlik, açgözlülük, doyumsuzluk, hırs, haset… İnsanı ve insanlığı tüketen ilk konular. Ya böylelerine mesafe koyarak yaşamımızı inşa edip kendimizi koruyacağız ya da bunlarla çok ciddi mücadeleye girerek eğitim devrimi yapacağız… Mesafe koymak kısa vadede belki işe yarar ancak uzun vadede birlikte yaşanılan toplumun böyle olumsuzluklarla çevrelenmiş olması her birimize zarar vereceğinden en akıllıcası eğitimde devrimdir!… Hiçbir ayırım, yargılama, ötekileştirme yapmadan herkese adil ve fırsat eşitliğinde ve nötür bir şekilde gereken eğitimin sağlanmasıdır.

Bugüne kadar ne yazık ki pek de başarılamamış, son yıllarda ise gittikçe çukura dönüşmüş en önemli konu ve sorunumuzdur; eğitim!

Her geçen yıl daha da kötüye giden ve kokuşan bir sisteme dönüşmüştür.

Memleketimizin kendi özdeğerlerine, coğrafya ve kültür yatkınlıklarına, diline, soy DNA özelliklerine, inanç ve yerleşik değerler bütünlüğüne uygun, bununla birlikte de tamamen yenilikçi (inovatif), aktif çözüm odaklı, işleyişte olan ve üretken, bilimin ve ilimin, geleneğin ve modernizmin içiçe harmanlandığı yeni bir sistem oluşturularak daha fazla geç kalmadan uygulamaya konulması elzemdir…

Eğitimde inovatif, sürdürülebilir, kalıcı ve etkili bir devrime gidilmezse artık geri dönülmez bir evreye girileceğinin de idrakine varmalıyız…
Ve durumdan her birimizin de mesuliyeti olduğunun bilinciyle lütfen daha bilinçli hareket edelim…

Her zaman için değişim mümkün ve söz konusudur. Yeter ki insan samimiyet ve ciddiyetle istesin. Bu değişimi öncelikle kendimiz, beraberinde ailemiz ve çocuklarımız ve sonrasında da doğal olarak çevremiz ve toplumumuz için başarmış oluruz.

Eylül deyince ilk akıla her zaman romantizm gelir aslında değil mi? İşte böyle böyle bizler de romantiklik içinde özümüzden koparılıp geçtik de kaybedilenleri o duygu yoğunlukları içinde bir türlü farkedemedik ne yazık ki… Her şeyden önce bilinçli kendilik ve eğitim, beraberinde duygular ve romantizm…

Sen değişirsen dünyan da değişir!…

Y’ol’umuz her daim sev’gi’de buluşsun Canlar…

Peri’han Taşdemir Taylı…🌹

..
.
❣️

Tepkinizi İfade Edin
Like
Love
Haha
Wow
Sad
Angry

* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.

0 0 Oy
Gönderiyi Puanla
Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları gör

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
0
Düşüncelerinizi bildirmek ister misiniz, lütfen yorum yapınx