YAZILAR

“Bana Ne, Nemelazım” mı Diyorsun, Bekle O Zaman!

Sosyoloji de böyle bir kural var mı bilmiyorum ama ben olabileceğini düşünüyorum. Tespit ettiğim kural şu:

Toplumsal yaşamın, beraberinde getirdiği bir gerçeklik var: “İki kişinin birbiriyle olumlu ya da olumsuz etkileşiminden, bu etkileşime müdahil olmayan üçüncü kişi öyle veya böyle etkilenir.”

Hayatta yaşanan realite, vakıa budur. İşte bu nedenle toplumsal sorumluluk önemlidir. “Ben iki kişinin etkileşiminden müdahil olmadığım halde etkilenmek istemiyorum” diyen biri varsa onun tek başına sürekli dağ başında yaşaması gerekir. Eğer bu da mümkün değilse o halde iş başa düşer, hem kendimizi hem de çevremizi toplumsal sorumluluk konusunda bilinçlendirip olumsuz sonuçların azalmasını sağlamalıyız.

Hayata bu kural açısından bakarsak “bana ne” sözünün ne kadar trajikomik olduğunu daha net görürüz, öyle değil mi? Kur’an’da bu konu ile ilgili tespit ettiğim iki ayet var:

 “Zalimlere meyletmeyin, yoksa size de ateş dokunur” (Hud-113),

“Ve sakının o fitneden ki yalnız zulmedenlerinize gelip çatmaz…” (Enfal-25)

    Bu iki ayeti şuurumuza yedirerek toplumsal sorumluluk bağlamanında sürekli teyakkuzda olmalıyız. Zalim olmasak bile eğer onlara meyleder bir halimiz varsa onlarla aynı sonuca varacağımız anlamı kendini gösteriyor. İşte bu iki ayetten toplumsal sorumluluk ve görevlerimizin olduğunu anlayıp, davette, tebliğde ve  özellikle pratikte üzerimize düşeni yaparsak, toplumda bizim dışımızda gerçekleşecek muhtemel olumsuz olayları bertaraf edebiliriz. Aksi halde olumsuz sonuçların bumerang gibi bize dönmesi sürpriz olmayacaktır.

    Yine sosyolojik olarak  tespit ettiğim bu kural gereği toplumsal olaylara bakarsak “masumiyetimizin” göreceli olduğunu daha net görürüz ve Rabbimizin bu dünya hayatında herkes için nasıl da bir imtihan zemini hazırladığını anlarız. Kişi kendini masum sanar, suya sabuna dokunmamıştır, o halde yerinin cennet olacağını düşünür. Bu düşünce ahirette insanı ters köşe yapabilir.

    Hasılı, özellikle kendini eğitimli gören insanımız eğer toplumdaki bireylere yönelik yapması gereken “güzel örneklik” sorumluluğunu sergileme  konusunda pasif kalırsa, büyük bir vebal altına girer ve kendisini de, çocuklarını da nereden geleceği belli olmayan belaların kucağına itmiş olur. 

    Son söz olarak şöyle diyebilir miyiz:

    “Bana ne, nemelazım” diyenler helak olmuştur, olmaya mahkumdur.

Mustafa TOSUN

Tepkinizi İfade Edin
Like
Love
Haha
Wow
Sad
Angry

* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.

Mustafa Tosun

Mustafa Tosun 1987, Adıyaman doğumlu. Fırat Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Bilgisayar Öğretmenliği Bölümü mezunu. Şanlıurfa'da öğretmen olarak görev yapıyor. Evli ve iki çocuk babası. İslami okumaları lise yıllarında başladı. Fizilal-i Kur'an Tefsirini ilk lise yıllarında okuyan yazar, Üniversite yıllarında ise okumalarına/yazmalarına aralıksız olarak devam etti ve Özgün İrade, Söz ve Adalet, Bilge Adamlar, Kur'ani Hayat, Haksöz Dergilerini takip etti. Hoca ayrımı yapmadan İslami okumalarına devam etmektedir. Kur'an Merkezli Sünnet paradigmasını, İslam Kardeşliğini ve Ümmet Bilincini önemseyen yazarımız, Mezhepçiliğe ve ırkçılığa da karşı duruşu ile mücadelesine devam etmektedir.
0 0 Oy
Gönderiyi Puanla
Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları gör

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
0
Düşüncelerinizi bildirmek ister misiniz, lütfen yorum yapınx