Aynada kendimize baktığımızda gördüğümüz görüntüden memnunsak, bu memnuniyetin büyük bir bölümünü yaratılışımızdaki simetriye borçluyuz. Simetri, simetrik şekilleri estetik algılamamıza mı yarıyor yoksa hayatımızda sinsice rol oynayan bir yasa mı?
Geçmişle gelecek arasındaki uzun ince köprüde yürürken, hem geçmişle hem de gelecekle birlikte yürüyoruz. Bu köprü, geçmişle geleceğin arasındaki simetri yasasını işleten bir köprü: Hayatlarımız.
Geçmişte yaşadığımız kötü hatıraların bugünümüzü etkilemesine izin vererek-gerçekten bu izin yazısını biz mi imzalıyoruz bilemiyorum ama böyle oluyor- geleceğimizi bu etkiyle inşa ediyoruz. Geçmişiyle –yahut kendiyle- barışık olmanın, kendiyle barışık bir gelecek inşa etmede harç olarak kullanılması ya da geçmişimizin bize kötümser gözlükler takması nedeniyle, kötümserliğimizi destekleyen bir gelecek inşa etmede kendimizi işçi olarak kullanmamız…
Geçmişimizi değiştiremeyeceğimize göre ve simetri diye bir yasa hayatımızın ince ayarlarına etki edebiliyorsa, yüzümüzü çevireceğimiz tek bir yön var: Gelecek.
Geleceğe yönelik tavrımızı değiştirmekle aslında bir anlamda geçmişimizi değiştirme fırsatı elde ediyoruz. Geçmişteki olayların üzerimizdeki etkisinin değişmesine vesile oluyoruz yani.
Belki buraya kadar anlatmaya çalıştığım şey safsatadan ibarettir, fakat bu düşünce benim kişisel hayat tefsirimde şu an önemli bir yer tutmaya başladı. Bu düşünce sayesinde Furkan Suresindeki ayeti kendime açıklayabiliyorum:
“Ancak tevbe eden, inanıp yararlı işler yapanlar, işte Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah bağışlar ve merhamet eder.” Furkan-70
Bu ayette Allah hatasını-günahını fark edip o işten vazgeçen, hemen ardından da güzel-yararlı işler yapan, erdemli davranmakta kararlılık gösteren kullarının geçmişteki kötülüklerini iyiliğe çevireceğini söylüyor. Allah bizi; geçmişteki günahlarımızın ruhumuza ağırlık vermesinden kurtararak kendimizin iyiliğine dair umudumuzu sürdürmemizi sağlıyor ve bir anlamda geçmişimizi değiştiriyor. Bu değişikliğin şartını da iyi, hayırlı işler yapmamıza bağlıyor. O halde bize düşen geçmişimize ah vah edip kendimizden umut kesmek değil, Allah’tan af dileyerek hayır yarışına atılmaktır.
Kim tevbe edip yararlı işler yaparsa, şüphesiz o, Allah’a gereği gibi yönelmiş olur. (Furkan-71)
Vesselam…
mimhece
* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.
