YAZILAR

Bir İnsanı Sevmek İle Başlar Her Şey

İnsan Allah’ın şaheseridir. Rabbimiz, Kur’an’ın ilk inen ayetlerinde, insanı sevgisinden, ilgisinden yarattığını söyler. Alâk, maddi olarak; embriyo hücre, manevi olarak, sevgi ve alaka demektir…

Sevgiden ve ilgiden yaratılan insan, belki, fıtratından gelen “unutma” özelliğinden, belki seküler dünyanın içinde kaybolup gittiğinden, belki de her iki sebepten dolayı, neden yaratıldığını, Allah’ın bir şahaseri olduğunu, Unuttu… Unutunca da , kendisi ile barışık yaşayamaz oldu…

Kendinize, yada etrafınızdaki insanlara; Kendinizi seviyor musun? diye sorsanız, bu soruya bir çok kişi, ”evet” diyecektir… Fakat biraz konuştuğunuz da, aslında kendini sevmediği, yada kendisi ile barışık olmadığı ortaya çıkacaktır… Oysaki hayatımızda kurduğumuz en önemli ilişki, kendimiz ile kurduğumuz ilişkidir… Kendimiz ile ilişki de, acımasızca kendimize nutuk çeker, yargılar hatta ceza keseriz… Merhameti ise arkadaşlarımıza saklarız… Halbuki; kendimize de, başkalarına gösterdiğimiz ilgi, şefkat merhameti göstermeli başkalarını kabullendiğimiz gibi kendimizi kabullenmeliyiz…

Kendinizi kabullenmeye ilk engel, sevginin kazanılması gerektiğine inanmaktır…

Başkasının sevgisini hak etmek için, bir şeyler yapmamız gerektiğine inanmak ile kalmaz, kendimizi sevmek için şartlar koyarız: ”Daha zayıf olursam kendimi seveceğim, daha başarılı olursam kendimden memnun olacağım“ gibi. Oysaki sevginin, kendinizi sevmenin, ön kabulü yoktur…

Bir arkadaşınıza yukarıda saydığınız şeyleri, sayıp , “bunları sağlar isen seni severim” dediğinizi düşünün. Arkadaşımız böylesi şartları kabul eder mi? Komiktir böyle şartlar istemek… Komiktir, çünkü biz biliriz ki, şartlı sevgi, sevgi değil, anlaşmadır… Başkalarını kabul ettiğimiz gibi, kendimizi de şartsız kabul etmeyi bilmeliyiz…

Modern dünya, insanı bir çok şeyin kölesi haline getirdi. Geçmişte köle olmayı kimse istemezdi, şimdiler de ise, gönüllü köleler çıktı… Hatta gönüllü kölelik, neredeyse tüm insanlığın kabul ettiği bir değere dönüştü. Moda, cinsellik, tüketim köleliği, ilk sırada akla gelenler… En öne çıkan ise tüketim köleliğidir… Bugünün dünyasında, tüketim kültürü, insani değerlerin alt üst olduğu, ürünlerin insandan daha anlam kazandığı hale gelmiştir…

Bir çok şeyi tüketirken, asıl tükenenin, kendimiz olduğunu fark etmedik…

Modernitenin bize dayattığı, vücut ölçülerine, yine o sistemin dayattığı başarı kriterlerine sahip olamadığımız için, kendimize cephe aldık… Oysa unuttuğumuz bir şey vardı, kendi sevmeyen, kendi ile barışık olmayan, başkalarını da hakkı ile sevemez , karşılıklı ilişkiler de başarılı olamaz…

Hayatımızın macerası, kendimizi, kayıtsız , şartsız sevince başlar, çünkü, tüm hayatınız boyunca, eninde sonunda beraber yaşamak zorunda kalacağınız kişi, yine kendinizdir…

Kendini sevmek; en başta kendinizi olduğu gibi kabul ederek başlar…     

Sosyal hayatın içerisin de, kabul görmek adına yerine getirdiğimiz kıstaslar, bizi kendimizden uzaklaştırdı, mutsuz etti… Hatalarımız, başarılarımız, bedenimiz, kısaca artı ve eksileri ile kendinizi kabul etmelisiniz… Varlığınızın değerinin, bizim sandığımızdan öte olduğunu, başarılı yada başarısız olmak ile ilgili olmadığını, 90-60-90 vücut ölçülerine sahip olmadan da sevilebileceğinizi bilmelisiniz…

İnsanlara kendimizi sevdirelim diye uğraşırken, esas sevdirmemiz gereken makamı da unuttuk… Bizi şartsız seven, sevdiği için yaratan ve yeryüzünün şahaseri kılan Rabbimize sevdirmeyi unuttuk… Elalem ne der, Tanrısından kurtulup; ‘Allah ne der’e, gelemedik… Ve birilerine kendimizi beğendirmeye çalışırken ,kendimize yabancılaştık, kendimize küs kaldık..

Her yaratılan sevgiye layıktır. Sevgiyi, daha çok , kendi dışımızda ki kaynaklarda arıyoruz, çünkü sevgiye ulaşmak için bir şeyler yapmanın, bir şeyler başarmanın gerekli olduğu öğretildi bize , kul olmamız gerektiği unutturuldu..
 

Yazının başından beri “Kendini sevmek “diyoruz, bu kavramı , ben eksenli , egoist , ya da narsistlik tarzu bir sevgi ile karıştırmayalım.. Günümüz kişisel gelişim metodları, dünyanın eksenine sizi alır Ve tüm dünyayı , sizin etrafınızda döndürür.. Oysaki, müslüman olmak, ben merkezli değil, biz merkezli , benlikçi değil, şahsiyetli olmaktır..

Kendinizi sevmek, bir bütün olarak kendinizden memnun olmak demektir..

Unutmayın, Rabbiniz sizi seviyor… Her bireyi farklı renklerde yarattı, her insan Allah’ın canlı ayeti… Ayeti eleştireceğinize, başkalarının istediği kalıplara sokmaya çalışacağınıza, anlamaya, okumaya çalışın. Her  insan bir alemdir, kainatı taşır içinde… Alemi okumaya kendinizden başlayın… Unutmayın; siz kendinizi sevmezseniz, değer vermezseniz, size başkaları da değer vermez, sevmez, değer görmeyen insanda yeteri kadar sevip değer veremez… İnsan değerini kendinden alır..

‘Bir insanı sevmek ile başlar her şey’ der Sait Faik, evet bir insanı sevmek ile başlar her şey… O bir insan önce kendinizdir… Sonra başkaları… Yukarıda yazdığımız gibi, siz kendinizi sevmez ve değer vermezseniz, sizin kendinize vermediğiniz sevgi ve değeri başkaları da vermez…

Var oluşunuz size verilmiş bir hediyedir… Bu hediyeyi size veren Rabbinize şükrünüz , kendinizi sevmek, sonrasında kul olmak olsun… Eğer kendiniz ile barışık olursanız , göreceksiniz ki; hayat daha kolay, daha güzel ve yaşanılır olacaktır…

Yeşim Mızrak Gemici

Tepkinizi İfade Edin
Like
Love
Haha
Wow
Sad
Angry

* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.

Yeşim Mızrak Gemici

1971, Şubat, Bursa doğumlu Yeşim Mızrak Gemici; evli ve 2 çocuk annesi, ilişki ve evlilik danışmanı ve profesyonel yaşam koçudur. Ayrıca 2000 yılından beri Kur'an Talebesidir. Okumayı, seyahat etmeyi, psikoloji ile ilgili araştırmaları sever. İnsan ayetini okumaya meraklı, dünya da yolcudur...

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu