Bir zamanlar Astronomi, Coğrafya, Denizcilik, Saatler, Geometri, Optik, Tıp, Kimya, Fizik, Mimari, Sanat gibi alanlarda ciddi olarak söz sahibi ve dahi öncü idik.
Kütüphanelerimiz, bilim insanlarımız vardı.
Okurduk ve bu okumalarımızı hayata geçirirdik. Ölçerdik, tartardık, düzenlerdik, düzen kurardık. Ve hayatı insanlık için kolaylaştırırdık.
Bu vesile ile dünyanın gözü bizde idi, dünyanın gözde bölgesi ve göz bebeği idik.
Dinimiz bilime, bilim dinimize engel olmazdı. Dolayısıyla üretim sınır tanımazı.
Yine o günlerde BAŞIMIZA İCAT ÇIKARMA sözü değil İCAT ÇIKAR sözü vardı ve bu yönde teşvik vardı.
Saydığımız alanlarda çok detaya girmeden birkaç örnek verecek olursak;
ASTRONOMİ ’de;
Halife Memun döneminde (813-833) Şam ve Bağdat’a Rasathaneler kurulmuş ve oralarda kullanılmak üzere alınan eşyalar ve peşine yapılan çalışmalar Halifenin yakın takibinde olmuş.
El-Biruni’nin aktardığına göre Halife Memun buralarda yapılan çalışmaların sonuçlarını değerlendirmek için yapılan toplantılarının bir kısmına katılmış ve değerlendirmelerde bulunmuş.
Kurulan bu Rasathaneler peşine gelen çalışmalara büyük ölçüde ışık tutmuş.
Ve yine biliyoruz ki o dönemlerde yapılan ölçümler ile bu gün yapılan ölçümler arasında çok küçük farklar bulunmakta.
COĞRAFYA ’da
Bilinen en eski küresel iz düşümlü dünya haritası Halife Memun dönemindeki haritadır. Bu harita günümüz haritalarından çok az farklılık göstermektedir.
DENİZCİLİK ‘te
Süleyman el Mehri’den öğrendiğimiz kadarıyla Müslümanlar Yakup sopası, Deniz Usturlabı, kum saati, Davis kadranı, namaz pusulası gibi aletleri denizcilikte kullanış ve geliştirmişler. Ve bu sayede yeni ticaret yolları bularak kolaylıklar sağlamışlar.
SAAT ‘de
Müslümanlar zaman mefhumuna çok önem verdiklerinden hassas davranmışlardı. Ve bu hassasiyet onları saat yapımında ileri noktalara götürmüştü.
Mesela Abdurrahman el-Hazini isimli fizikçimiz dünyada zamanı dakikalar ile ölçen ilk saati yapan kişidir.
GEOMETRİ ‘de
Müslümanlar tesviye terazileri, büyük daire çizimleri için uzun pergeller, açıölçerler gibi araçları kullanarak bu alanda başta Endülüs’te olmak üzere ve diğer İslam coğrafyalarında büyük başarılara imza atmışlar.
OPTİK ‘de
İslam bilginlerinden ibni Heysem Gözün yapısını inceleyerek ayrıntılı bir görme teorisini ortaya atmış ve geliştirmiş ilk kişidir.
Tarihte ilk ayışığı gözlemleme, ışık kırılmasını gözlemleme, karanlık oda gibi aletlerin yapımını aynı kişiden öğreniyoruz.
Yine el Razi ışık düşümünde göz bebeğinin daraldığını söyleyen ilk kişidir.
TIP ‘da
Daha 10. Yy da İslam coğrafyasında çok ileri bir seviyeye çıkan tıp eserleri Avrupa’ya çok sonraları çevrilerek götürülmüş ve okullarında yüzyıllarca okutulmuş. Bu aranda Zehravi ve el- Razi’nin çalışmalarına bakılabilir.
KİMYA
Kurucusu büyük İslam bilgini Cabir Bin Hayyan’dır. Bu alanda önemli eserler otaya koymuş ve sonrasından gelenlere ışık tutmuştur.
FİZİK ‘de
Aynı şekilde fizik alanında da teraziler, su pompaları, gemi değirmenleri, ısı ile su kaldıran düzenekler, vinç, palanga su fıskiyeleri Müslümanların insan hayatını kolaylaştırmak için yaptıkları çalışmalardır.
Mimari ve sanat alanları Müslümanların ulaştıkları nokta olarak göz önünde olduğundan bu alanlar hakkında bir şey yazmamıza, örnekler göstermemize gerek yok.
Evet, her şey ortada. Bunca alanda, bunca eser ve daha sayamadığımız eserler ortada iken biz Müslümanlar neden bu gün muhtaç haldeyiz. Ve daha ne zamana karar bu halde olacağız.
Daha ne zamana kadar tüketen olacağız.
Hayır, hayır; Müslümana tüketmek yakışmaz.
Allah ilk emir olarak OKU dedi,
Biz karşılık olarak ‘BEN OKUMA BİLMEM’ dedik.
Oysa onun aslı ‘NEYİ, NASIL OKUYAYIM’ dı.
Velhasıl atalarımız doğru baktı, doğru okudu ve DOĞRULDU.
Bize de Müslümanlar olarak doğru bakmak, doğru okumak ve DOĞRULMAK yakışır…
* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.
