YAZILAR

Kutsallar Vadisi

Allah’tan başka kutsalı olmayan İslam dininin inananlarının yüzlerce kutsalı ve kutsal adamları olması, bu dinin kaynağından koparılmış olduğunun nişanesidir. Kuran’dan koparılan İslam dünyası Allah’ı yeterince tanıyamadığı için ürettikleri kutsal adamlara Allah’ın sıfatlarını yükleyerek bu insanları Allah’ın minik ortakları haline getirmişlerdir. Allah’a dualarında bile bu isimleri anarak imanlarını şirke teslim etmişlerdir.

’’Allah’ı bırakıp kıyamet gününe kadar kendisine icabet etmeyecek şeylere yakarandan daha sapmış kimdir? Oysa onlar, bunların yakarmalarından habersizdirler.’’ (Ahkaf Suresi 5. ayet)

Allah’ın yanında torpilleri olan kutsal adamlar olduğu aslında müşriklerin iddiasıdır.

‘’ Haberin olsun; halis (katıksız) olan din yalnızca Allah’ındır. O’ndan başka veliler edinenler (şöyle derler:) “Biz, bunlara bizi Allah’a daha fazla yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz.” Elbette Allah, kendi aralarında hakkında ihtilaf ettikleri şeylerden hüküm verecektir. Gerçekten Allah, yalancı, kâfir olan kimseyi hidayete erdirmez. (Zümer Suresi 3. ayet)

Mekkeli müşrikler cünüp gezmiyorlardı. Boy abdesti nedir bilirlerdi. Sünnet oluyorlardı, oruç tutuyor, namaz kılıyorlardı. Kâbe’yi tamir için yardım paralarının fuhuş ve faiz paralarından olmamasını şart koşacak kadar bir vicdanları da vardı. ‘Hilful-Fudûl /Erdemliler Birliği’ gibi dernekler kurarak mazlumlara yardım etmeyi dert edinenleri de vardı. Haccı –Arafat’ta vakfe hariç- bütün şeairiyle biliyorlar ve ifa ediyorlardı. Mekkeli müşrikler o dönemin dindar insanlarıydı ama putları Allah’a ortak yaptıkları için müşrik oldular. Peygamberimiz bir anlamda kendi döneminin dindarları ile mücadele etmiştir.

“Onların Beydullah’taki namazı ıslık çalmak, el çırpmaktan ibaretti” (Enfal Suresi 35. ayet)

Günümüzde İslam dünyasındaki davranışlar Mekkeli müşriklerin davranışlarına çok benzemektedir.

‘’Ve (bilin ki) kulluk (yalnızca) Allah’a mahsustur. O halde Allah’ın yanı sıra başka hiç kimseye yalvarıp yakarmayın!’’ (Cin Suresi 18. ayet)

De ki: “Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranızda müşterek (olan) bir kelimeye (tevhide) gelin. Allah’tan başkasına kulluk etmeyelim, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allah’ı bırakıp bir kısmımız (diğer) bir kısmımızı Rab’ler edinmeyelim.” Eğer yine yüz çevirirlerse, deyin ki: “Şahid olun, biz gerçekten Müslümanlarız.” (Al-i İmran Suresi, 64. ayet)

De ki: “Size yarara da, zarara da güç yetirmeyen Allah’tan başka şeylere mi tapıyorsunuz? Oysa Allah, işitendir, bilendir.” (Maide Suresi, 76. ayet)

‘’Öyle ki, Allah’tan başkasına ibadet etmeyin. Gerçekten Ben, sizi Onun tarafından uyaran ve müjdeleyenim;’’ (Hud Suresi, 2. ayet)

“Allah’tan başkasına kulluk etmeyin. Ben size (gelecek olan) acı bir günün azabından korkarım” (dedi). (Hud Suresi, 26. ayet)

‘’Allah ile beraber başka bir İlah’a yalvarıp-yakarma, sonra azaba uğratılanlardan olursun’’. (Şuara Suresi, 213. ayet)

Mekkeli müşriklerin putlara verdikleri isimler aslında eski zamanlarda yaşamış salih insanlar olduğu bilinir. Sonuç olarak bazı insanlara olduğundan fazla kutsallık yüklenmesi zamanla bu insanların tanrılaşmasına ve Allah’ın yanında ismi anılan putlar olması sonucunu doğurmuştur. Günümüzde kutsallaşan ve tanrılaşan insanlara birkaç örnek vererek konunun anlaşılması ve zamanımızdaki durumunu daha iyi anlayalım.

1. MEVLANA… Başta Mesnevi adlı kitabın yazarı Celâlettin Rumi adlı kişiye MEVLANA denmesi büyük bir yanılgıdır. Mevlana, Mevla’mız demek olup sadece Allah’a ait bir sıfattır.

‘’Böyledir, çünkü Allah iman edenlerin Mevla’sıdır; kâfirlerin ise (Allah karşısında onlara yardım edebilecek herhangi bir ) Mevla’sı yoktur.’’ (Muhammed Suresi 11. ayet)

Celâlettin Rumi’ye yüklenen bu kutsallık sonucu, kendisinin yazdığı mesnevi adlı kitabın âlemlerin Rabbinden indiği iddiasını İslam dünyasına kabul ettirmiştir. Ayrıca bu şahsın yazdıklarında Kuran’a muhalif onlarca sakıncalı yazı olmasına karşın kendilerine yüklenen bu kutsal patent yüzünden sorgulanmaları engellenmiştir.

2. BEDİÜZZAMAN… Risale-i Nurların yazarı Said Nursi’ye verilen bu yakıştırma yani BEDİÜZZAMAN (zamanın bedii) Allah’a ait bir sıfat olup asla bir kula verilemez. 
Bedii: eşsiz ve benzersiz yaratma gücüne sahip olan demektir.

‘’Gökleri ve yeri yoktan, eşsiz ve benzersiz yaratan( BEDİ) . O’dur. Bir işin olmasını murad ettiğinde, ona sadece “ol” der ve o da hemen oluş sürecine girer.( Bakara Suresi 117. ayet)

Risale-i Nurlarda onlarca Kuran’a muhalif ve şirk iddiaları olmasına rağmen Said Nursi’nin bunların Allah tarafından yazdırıldığını söylemesi ismindeki kutsal patent sayesinde yazdıklarının sorgulanmasını engellemiştir.

3. GAVS… Özellikle tasavvuf ve tarikat kanalı ile gelen GAVS tarikatların en yüksek dereceli evliyasına denir. GAVS: Yeryüzündeki canlı cansız bütün mevcudat üzerinde tasarruf sahibi olan evliyanın en büyüğüdür. ‘Yakarıldığında işitir dualara icabet eder’, ‘Ölse bile ruhaniyeti dünyada tasarrufuna devam eder’, gibi tamamen Allah’ın sıfatları ile donatılmıştır.

‘’Ey insanlar! (Size) bir misâl getirildi; şimdi onu dinleyin! Şüphesiz ki Allah’tan başka (kendisine) yalvarmakta olduklarınız bir sinek dahi yaratamazlar; isterse bunun için hepsi toplansınlar! Sinek onlardan bir şey kapacak olsa, bunu ondan geri alamazlar. (Yardım) isteyen de âciz kaldı, kendinden istenen de! ‘’ (Hac Suresi 73. ayet)

Allah kitabında açıkça beyan etmesine karşın ‘YETİŞ YA GAVS’ nidalarının karşılık bulduğuna inanan insanlara Kuran ayetlerinin delil gösterilmesi yine bu kutsal patentli şahısların sorgulanmasının önüne geçmiştir.

‘’İşte O, Allah’tır. O’ndan başka tanrı yoktur. Önünde de, sonunda da hamd O’nundur, hüküm O’nundur. Ve ancak O’na döndürüleceksiniz’’. (KASAS Suresi 70.ayet)

‘’Her halde hepinizin ilâhı, bir tek ilâhtır. Ondan başka bir ilâh yoktur. O Rahmân ve Rahîm’dir.’’ (Bakara Suresi 163.ayet)

‘’O Allah ki, O’ndan başka ilah yoktur. Melik’tir; Kuddûs’tur; Selam’dır; Mü’min’dir; Müheymin’dir; Aziz’dir; Cebbar’dır; Mütekebbir’dir. Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok yücedir.’’ (Haşr Suresi 23. ayet).

YALNIZ ŞANI YÜCE OLAN ALLAH’A KULLUK EDEN VE DİNİNİ SADECE ALLAH’A ÖZGÜLEYEN MUVAHHİDLERE SELAM OLSUN.

Tepkinizi İfade Edin
Like
Love
Haha
Wow
Sad
Angry

* Kaynak belirtmek suretiyle alıntı yapılabilir.
* Yazarın düşüncesi, sitenin genel düşüncesinden farklı olabilir (Düşünce farklılığı zenginliğimizdir).
* Yazının tüm sorumluluğu yazarın şahsına aittir.

Erkan Erdoğan

Erkan Erdoğan, Araştırma - İnceleme, İslam kategorilerinde eserler yazmış bir yazardır. Rivayetten Vahye kitabının yazarıdır.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu